17 Nisan 2025 Perşembe İstanbul - Çavdarhisar (Aizonai) - Uşak
Sabah sırasıyla
06:00 Bakırköy - Alfemo Mobilya Önü, 06:15 Mecidiyeköy - Mado ve 06:30 Kadıköy - Kadıköy Evlendirme Dairesi Otopark önünden Uşak istikametinde hareket.
Orhan Gazi köprüsü üzerinden, çeşitli molalar vererek, 5 saatlik bir yolculukla
Çavdarhisar/Aizonai'ye varış. Öğle yemeğinden sonra, bu muhteşem Antik Kent'in keşfi: Kalıntılarının arasında, dünyada en iyi koruna gelmiş Zeus Tapınağı, on beş bin seyirci kapasiteli tiyatro ve ona bitişik on üç bin beş yüz seyirci kapasiteli Stadyum, İki Hamam, Borsa Yapısı, Sütunlu Cadde, Kocaçay üzerinde ikisi ayakta, 5 adet köprü, Meter Steunene Kutsal Mekanı, Kent Mezarlığı, tek kemerli bir su bendi, su yolları, anıtsal kapı yapıları bulunmakta. Bu antik kent, Efes, Bergama, Side gibi antik kentlerle çağdaştır. Olağanüstü sempatik bir köyün evlerinin arasında bulunan antik harabelerin ve çok iyi korunmuş Zeus tapınağının gezisinden sonra Uşak'a doğru yola devam. Yaklaşık 1,5 saatlik bir yolculuktan sonra
Uşak'taki iki gece kalacağımız Ramada by Wyndham otele varış ve yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
18 Nisan 2025 Cuma Ulubey Kanyonu - Blaundus Antik Kenti - Işıklı Göl - Uşak Arkeoloji Müzesi
Sabah, kahvaltıdan sonra, şehirden yarım saatlik bir mesafede bulunan, Dünya'nın iki büyük kanyonundan biri olan
Ulubey Kanyonu' nun seyir terasına giderek buradan müthiş panoramayı seyretme. Ardından, Frigya ve Lidya bölgeleri arasında yer alan ve Roma döneminde hayli önemli bir yerleşim yeri olduğu bilinen
Blaundus Antik Kenti bir mola verek bu ilginç antik kentin gezisi. Burada tapınaklar, tiyatro, sütun girişler ve kaya mezarları gibi pek çok eser görebilirsiniz. Bu iki geziden sonra,
Işıklı Gölü istikametinde yola devam. Bu göl Büyük Menderes ırmağının çıktığı yer olup Çivril Ovası'nda yer alır. Doğal bir göl olmasına rağmen su seviyesinin yükseldiği dönemlerde etrafında yer alan yerleşim yerlerinin ve tarım alanlarının su baskınlarından korunması için DSİ tarafından etrafına bent yapılması suretiyle bir baraj gölüne dönüşmüştür. Göl su kuşları için önemli bir yaşam, yumurtlama, kuluçka ve göç ortamı oluşturmaktadır. Doğal sit alanı ilan edilen göl üzerini kaplayan nilüferler çiçekleriyle, özellikle bahar aylarında inanılmaz bir güzelliğe sahiptir. Kıyıdan binilecek tekneler ile, gölde bir gezinti yaptıktan sonra
Uşak'a geri dönüş. Öğle yemeğinden sonra, 60 lı senelerde, Uşak civarındaki höyüklerde kaçakçılar tarafından bulunarak yurt dışına kaçırılan ve
New York Metropolitan Müzesi'nde sergilendikten sonra, uzun süren bir hukuk mücadelesi sonunda 1993 yılında Türkiye'ye geri getirilen
432 parçalık Karun Hazinesi Koleksiyonu'nun sergilendiği Arkeoloji Müzesi gezisi. Altının bulunması ve paranın icat edilmesiyle zenginleşen ve dünyanın en zengin devleti haline gelen Lidya'nın Kralı Kroisos'a ve komutanlarına ait olduğu düşünülen eserlerin içinde özellikle "Kanatlı Denizatı Broşu" başta olmak üzere "Aslan Başlı Bilezikler" ve "Kanatlı Güneş Kursu Kolye" olağanüstü güzelliktedir. 2005 yılında bir kez daha çalınıp yurt dışına götürülen "Kanatlı Denizatı Broşu", daha sonra Almaya'dan iadesi sağlanarak geri getirilmiştir. Müze'nin alt katında ise, Lidyalılar tarafından icad edilen paranın ilginç hikayesi sergilenmekte. Daha sonra, turuna devam ederek, Germiyanoğulları döneminde yapılan
Ulu Camii, Uşak Kent Tarihi Müzesi ile Kurtuluş Savaşının ilk günlerinde
Mustafa Kemal Atatürk' ün kaldığı
Uşak Atatürk ve Etnografya Müzesi, son olarakta
Halı Kilim Müzesi gezileri. Akşam üstü, şehrin tarihi mahallelerinde bir gezinti ve otele geri dönüş. Akşam yemeği şehirde ve geceleme otelde.
19 Nisan 2025 Cumartesi Taşyaran Vadisi - Kula Volkanik Jeopark - Peribacaları - Kula Evleri - Emre Köyü
Sabah, kahvaltıdan sonra,
Kula'ya doğru hareket. Yol üzerinde,
Taşyaran Vadisi'nde mola: su, rüzgâr ve tektonik hareketler sonucu oluşan ve farklı renklere bürünen vadinin kayaları dantelimsi ve ilginç şekiller almış. Geziden sonra, Kula'ya doğru yola devam ve şehre varışta, daha kolay gezebilmek için özel minibüslere binerek çevreyi keşfe,
Türkiye'nin ilk ve tek Jeoparkı'nın
Kula Peribacaları Vadisi bölümüyle başlama: Kapadokyada ki oluşumları andıran bu peribacaları, volkanik püskürtmelerin sonucunda oluşan yumuşak ve sert kaya katmanlarının erozyana farklı dayanıklılığından dolayı, sert kayaların, yumuşakların üzerinde bir şapka gibi oturmalarından oluşmuş. Bu, müthiş manzaralar sergileyen vadide bir çok mola vererek oluşumları seyrettikten sonra, Türkiye'nin en genç volkanik alanlarından biri olan
Kula Divlit Jeoparkı' ndaki lav tarlalarına doğru yola devam. Burada kilometrelerce alana yayılmış lav akıntıları, tünelleri ve konileri görebilirsiniz. Ahşap köprü ve yollarla organize edilmiş alanı gezdikten sonra, bir tabiat harikası olan
Çakırca Bazalt Sütunları' nı da görerek
Kula'nın tarihi merkezine doğru yola devam. Öğle yemeği ve öğleden sonra, Osmanlı ve Rum Mimarisi'nin üç binden fazla örneğini içeren
Kula Tarihi Evleri' nin ve
Kula Arastası' nın keşfi: Günümüzde bin kadarının restore edildiği bu evler 18. ve 19. Yüzyıllardan kalmadır. Genellikle iki katlı ahşap yapılar olup, saçaklı çatıları kiremitle kaplıdır. Saçakların alt kısmında süslemeler vardır. Pencereleri ise tahta kepenklidir. Evlerin, genellikle az pencereli olan alt katları kerpiç doldulu taş ile inşa edilmiştir. Evlerin hepsinde, yüksek duvarla çevrili bir iç avlu vardır. Dışları rengarenk badanalı olan evlerin, cumbalı olan üst katları birbirine o kadar yakındırki, bunlara yöre halkı
"öpüşen çatılar" der. Daha sonra Kula yakınındaki
Emre Köyü gezisi: Bu köy,
Tabduk Emre tarafından, Kervan Yolları üzerinde, Saruhan Oğulları Beyliğine bağlı olarak kurulmuş ilk Türk köylerindendir. Köyde,
Yunus Emre ve
hocası Tabduk Emre'nin mezarlarının gezilmesinden Kula'ya geri dönüş ve eski bir konağın avlusunda, günün yorgunluğunu
Yaren Şarkıları dinleyip,
Yöre Dansları' nı seyrederek çıkarırken, ev hanımlarının sizin için hazırladığı meşhur
Kula Tirit' i ve
Keşkek' in tadımı. Geceleme Anemon Kula otede.
20 Nisan 2025 Pazar Salihli - Birgi - Ödemiş - Sart Antik Kenti - İstanbul
Sabah, kahvaltının ardından
Birgi'ye doğru yola çıkış. Birgi Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait bir çok mimari eser barındırmakta. Aydınoğulları Beyliği'ne başkentlik yapmış olan şehir adeta bir açık hava müzesini andırmakta. Kentin tarihi sokaklarında gezinip, Çakırağa ve Sandıkoğlu Konakları ile Ulu Cami ve İmam-ı Birgi Türbesi'ni gördükten sonra, çam ormanları arasındaki doğal oluşumları ve asırlık ağaçlarıyla meşhur
Ödemiş'e varış. Ödemiş doğumlu sanatçı
Bedia Akartürk'ün bugüne kadar almış olduğu ödüllerin, plaketlerin, çıkarmış olduğu plak ve kasetlerin, resimlerinin ve gittiği her yöreye ait yapmış olduğu bebeklerinin sergilendiği müzenin gezisi. Daha sonra, ahşaptan yapılan direkleri ve sol üst tarafındaki kuş sarayı ile dikkat çeken, 18.yüzyıldan kalma Ödemiş Ulu Camii'nin ve arastasının gezilmesi ve ardıdan
Sardes Antik Kenti' ne doğru hareket. Sart Beldesi'nde, Tmolos Dağları'nın eteklerinde bulunan Antik Kent,
Gediz Nehri'nin suladığı ovada ve Anadolu'nun içlerinden gelen ticaret yolunun üzerinde konumlanmış. Demir Çağında Lydia Krallığı'nın başkentidir. Ovanın 300 mt. üzerinde bulunan akropolisi kale gibidir.
Akropolis'in eteğinde yer alan
Paktolos Nehri kente yalnızca su değil, altın da taşımıştır.
Bugün bilinen madeni para yani sikkenin doğum yeri olan Sardes, antik dünyanın önde gelen şehirleri arasındadır. Göl kıyısnda bulunan ve Bin Tepeler diye anılan tümülüs mezarlık dünyanın en büyük tümülüs alanıdır. Şehre girişte dikkat çeken Gymnasium'un arkasında Hamam ve bin kişi alabilen Sinagog ile yer mozaikleri ve Sütunlu Çeşme çok iyi korunmuştur. Antik Kent gezisinden sonra öğle yemeği ve
İzmit Körfezi'ni köprüyle geçerek İstanbul'a doğru yola devam. Akşam, önce Kadıköy, ardından Mecidiyeköy ve Bakırköy'e varış ve gezinin sonu.