Başlangıç Günü
28 Eylül Pazar günü saat 23:00'te İstanbul Havalimanı'nda buluşma.
29 Eylül 2025 Pazartesi İstanbul Havalimanı - Tokyo

Türk Hava Yolları'nın TK 86 no.lu uçuşu ile saat 01:55'te Tokyo'ya hareket. Saat 19:20'de Tokyo Haneda Havalimanı'na varış ve karşılama. Ardından, havalimanı bölgesindeki otelimize transfer ve yerleşme. Geceleme otelde.
30 Eylül 2025 Salı Tokyo - Hokkaido Adası/Kushiro - Akan Milli Parkı - Mashu Gölü - Kussharo Gölü

Kahvaltının ardından, havalimanına transfer ve ANA (All Nippon Airways) Hava Yolları ile Japonya'nın en kuzeydeki ve ikinci büyük adası Hokkaido'nun kuzeydoğusunda bulunan Kushiro şehrine hareket. Bir saat 40 dakika süren bir uçuşla Japonya'nın en kuzeydeki Kushiro Ovası'nda yer alan Kushiro şehrine varış. Japon Denizi'nde (adanın batısında), Ohotsk Denizi'nde (kuzeyinde) ve Büyük Okyanus'nda (doğusunda) kıyı şeritleri vardır. Adanın merkezi, volkanik platolarla dağlıktır. Kushiro Shitsugen olarak bilinen ova, Japonya'da nesli tehlike altında olan kırmızı taçlı Japon Turnaları'na ev sahipliği yapan ülkenin en büyük sulak alan habitatını korumak amacıyla milli park olarak ilan edildi. Anayurdu Hokkaido adası olan Japon Turnaları'nın, göç etmediği bilinir. Japoncası "Tancho" olan bu zarif kuş, kırmızı bir tacı, uzun ince bacakları ve etkileyici beyaz tüyleriyle dikkat çeker. Feng Şui öğretisine göre şans, sadakat ve uzun ömürlülüğü simgeler. Japon Turnaları ile ilgili bilgi edenebileceğiniz Turna Koruma Merkezi'ni ziyaret. Burada yıl boyunca, bu oldukça görkemli kuş türünü doğaya benzer bir ortamda nasıl yetiştirildiğini izlemek mümkün. Geziden sonra, yerel bir restoranda öğle yemeği. Kristal berraklığındaki gölleri, uçsuz bucaksız ormanları ve "onsen"leriyle volkanik bir dağ sırasının kalbinde yer alan Akan Milli Parkı'na doğru yola devam. Bu güzel coğrafyada, Ainu halkın kutsal dağları olan aktif yanardağ Me-Akan Dake ve onun sönmüş kardeşi O-Akan Dake yer almaktadır. XIX. yüzyılın başına kadar Japonya genelinde yaşayan Ainular, sindirme politikasından dolayı ülkenin kuzeyine göç etmek zorunda kalmış. Aslen avcı, balıkçı ve toplayıcı olan, animist inançlara sahip yerli halk Ainular, 1997 yılında hükümet tarafından tanınıncaya kadar uzun süre Japon yönetimi tarafından dışlandılar. Tarihi ve geleneklerinin anlaşılmasını amaçlayan çeşitli olanaklara sahip Hokkaido'daki en büyük Ainu yerleşimi gezisi. Sizleri Ainu geleneklerin kalbine götürecek
'nun İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi'ndeki dans gösterisi izleme. Son olarak, dünyanın en berrak göllerinden biri olan, adanın en güzel manzaralarından birini sunan ve Ainular tarafından "tanrıların gölü" olarak anılan krater gölü Mashu'yu gözlem platformlarından seyri. Kussharo Gölü'ne varışta otele yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
01 Ekim 2025 Çarşamba Kussharo Gölü - Shiretoko Yarımadası

Hokkaido Adası'nın ikinci büyük gölü ve Akan Milli Parkı'nın en büyüğü olan Kussharo, ortasında Naka-jima adası bulunan, çevresi elli yedi kilometre olan bir krater gölüdür. Adı, "gölün nehire dönüştüğü ve aktığı yer" anlamına gelen Ainu dilindeki "Kutcharo" kelimesinden gelmektedir. Gölün kıyılarında, volkanik aktivite sonucu oluşan çok sayıda sıcak su kaynağı fışkırır. Özellikle yaz ve sonbahar aylarında, Kussharo Gölü'nün üzerine etkileyici bir kesintisiz bulut tabakası oluşmaktadır. Kahvaltının ardından, gölün güney kıyısından dışarı doğru uzanan ve en güzel manzaralı göl kıyısı konumu olan Wakoto Yarımadası'nda yürüyüş. Bitkiler, kuşlar ve jeolojik manzaralarla dolu yarımadanın etrafını dolaşan doğa parkuru yaklaşık bir saatte tamamlanıyor. Daha sonra, Hokkaido'nun kuzeydoğusunda yer alan ve Shiretoko Yarımadası'na hareket.
Dünya Doğa Mirası Listesi'ne alınmış olan Shiretoko Milli Parkı, Shiretoko Yarımadası'nın kuzey ucundaki muhteşem dağların ve dik falezlerin arasında yer almaktadır. İlkbahardan sonbahara kadar, Shiretoko Goko olarak bilinen huzur dolu Beş Göl bölgesi hayranlık uyandıran görüntüler sergilemekte. Japonya'nın son sınırı olduğu söylenen Shiretoko, Ainu dilinde "dünyanın ucundaki ufuk" anlamına gelir. Öğle yemeğinin ardından, Dünya Doğal Miras Alanı olan Beş Göl'ü denizden keşfedebilmek için milli parkın girişinde bulunan Utoro kasabasından tekne ile hareket. Seyir sırasında, kıyı şeridinde yavrularını gezdiren boz ayıların yanı sıra deniz kuşları ve besin açısından zengin sularda yaşayan yunus ve fok gibi bazı türleri görmeniz mümkün olabilir. 200 metrelik dik falezleri, deniz mağaraları gibi sıra dışı oluşumlar süsler. Ohotsk Denizi'ne dökülen şelalelere ve mevsimsel olarak değişen Shiretoko sıradağlarının canlı renklerine hayran kalacaksınız. Gezinin ardından, Ohotsk Denizi'ne bakan otelimize hareket. Malzeme olarak kullanılan ve bir çeşit hasır olan "tatami" bir döşeme ile donatılmış çağdaş Japon tarzı odalara yerleşme. Japon kültürünün zamansız bir sembolü olan "tatami" döşeli odalara ayakkabı ile girilmez. Terlikler de çıkarılarak girilir. "Tatami"ye ayakkabıyla asla basılmaz. Otel şifalı sıcak su banyolarından yararlanabileceğiniz "Onsen" olarak bilinen geleneksel Japon kaplıcalarına da sahip. Ayrıca otelde kalırken giyeceğiniz "Yukata" adlı kıyafetin verdiği özgürlük ve rahatlık hissini tadabilirsiniz. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
02 Ekim 2025 Perşembe Shiretoko Yarımadası - Abashiri - Sounkyo onsen

Kahvaltının ardından, Ohotsk Denizi kıyısında bulunan Abashiri'ye hareket. Bu bölge, Ocak-Nisan ayları arasında Kuzey Kutbu'dan Oshotsk Denizi'ne ve Abashiri kıyılarına kadar "Ryuhyo" olarak adlandırılan sürüklenen buzullar ile tanınmaktadır. Abashiri'ye varışta, Ohotsk Denizi'nin buz kütlelerine ve su altı faunasına adanmış Ohotsk Ryuhyo-kan müzesini ziyaret. Her yıl meydana gelen sürüklenen buzlar olayı, Shiretoko Milli Parkı'nın el değmemiş ekosistemi için hayati öneme sahiptir. Bunun nedeni bölgedeki fitoplankton büyümesini teşvik eden besinleri taşımasıdır. Sürüklenen buz oluşumları ve yerel çevreye olan etkisini ile ilgili bilgi edenebileceğiniz bir gezi. Gözlem için çatı katından, dört mevsim boyunca muhteşem 360 derecelik panoramik manzaranın tadını çıkarabilirsiniz. Daha sonra, Kuzey insanları ve kültürleri hakkında son derece bilgilendirici olan Hokkaido Kuzey Halkları Müzesi gezisi. Hokkaido Müzesi, Japonya'da Ainu ve Okhotsk kültürü ve dünyanın kuzey, subarktik bölgelerinde yaşayan halklarının kültürünü ve geleneksel günlük yaşamını tanıtmayı amaçlayan tek müzedir. Güzel bir tasarıma sahip müze, giyim, yiyecek, ulaşım, konut ve manevi dünya gibi konuları ele alarak çeşitli kuzey halkları arasındaki farklılıkları ve benzerlikleri gösteren çok sayıda sergi sunmakta. Abashiri, esas olarak 1890 yılında inşa edilen ve Meiji döneminde (1868-1912) siyasi muhaliflerin tutuklandığı, günümüzde ise müzeye dönüştürülen hapishanesiyle tanınmaktadır. Yerel bir restoranda öğle yemeğinin ardından, müzeye dönüştürülen Abashiri Tarihi Hapishanesi gezisi. Bölgede kışın sıcaklığın -20°C'nin altına düştüğü, ısıtma sistemi olmayan hücrelerle Japonya'nın en zorlu hapishanesiydi. Meiji hükûmeti, izole olan Abashiri köyüne yollar inşa etmeye zorlanan binden fazla siyasi mahkûm gönderdi. Hapishanenin inşasında, mahkumlar makine kullanmadan kütükleri keserek tahtalara dönüştürmüşler, bu nedenle kalın kiriş ve sütunların yüzeyinde kaba bir yüzey oluşmuş. Abashiri Hapishanesi daha sonra kendi kendine yeten bir tarım hapishanesi olarak tanındı ve Japonya'daki diğer hapishaneler için bir model olarak gösterildi. 1984 yılında hapishane, modern bir komplekse taşındı. Gezinin ardından, Daisetsuzan Milli Parkı'nın kuzeyinde bulunan kaplıca tatil beldesi Sounkyo Onsen'e doğru yola devam. Kasabanın merkezine ulaşmadan yaklaşık üç kilometre önce Ginga-no-taki ve Ryusei-no-taki şelalelerin görülmesi. 120 metre yükseklikteki büyük bir kaya ile ayrılmış şelale çifti "karı koca" şelaleleri olarak anılır. Muhteşem doğayla çevrili Sounkyo Onsen'e varışta otelimizin "tatami" bir döşeme ile donatılmış çağdaş Japon tarzı odalara yerleşme. Otel şifalı sıcak su banyolarından yararlanabilir ve giyeceğiniz "Yukata" adlı kıyafetin verdiği özgürlük ve rahatlık hissini tadabilirsiniz. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
03 Ekim 2025 Cuma Sounkyo - Daisetsuzan Milli Parkı - Asahikawa - Biei - Sapporo

Kahvaltının ardından, teleferik ile Hokkaido'nun merkezinde yer alan ve 1934 yılında kurulan Daisetsuzan Milli Parkı'nın keşfi. 2.300 kilometrekarelik alanıyla Daisetsuzan Milli Parkı, Japonya'nın en büyük milli parkıdır. Deniz seviyesinden 2.291 metre yükseklikteki Hokkaido'nun en yüksek zirvesi Asahi Dağı (Asahidake) da dahil olmak üzere düzinelerce yanardağın bulunduğu doğal bir ortamdır. Sounkyo Onsen'i 984 metre yüksekliğindeki Kurodake Dağı'nı bağlayan Kurodake teleferiği zirveye yarı yolda bulunan 5. istasyona kadar çıkış. Buradaki gözlem platformunu vadinin ve milli parkın muhteşem manzaraları sunmakta. Kurodake Dağı, Japonya'da sonbahar renklerinin en erken görüldüğü yerlerden biridir. Gezinin ardından, Asahikawa'ya hareket. Bu şehirde bulunan ve sake'nin tarihi ve kültürüne adanmış olan Otokoyama Sake Müzesi'ni ziyaret ve sake tadımı. Son yıllarda Hokkaido, "sake demleme" bölgesi olarak dikkat çekiyor. Asahikawa'nın meşhur kaynak suyuyla üretilen sake'nin temsili markası olan Otokoyama, sake için dünyanın ilk "Monde Selection" Altın Madalyası da dahil olmak üzere çok sayıda dünya çapında yarışmada ödül kazanmış bir sake'dir. Yerel bir restoranda öğle yemeğinden sonra, engebeli tepelerindeki renkli tarlalarıyle tanınan Biei köyüne doğru yola devam. Dört mevsim tepesi anlamına gelen Shikisai no Oka, Nisan sonundan Ekim sonuna kadar 15 hektarlık alana yayılmış çiçeklerle kaplıdır. Enfes bir göz ziyafeti sunan tarlalarda, mevsimine göre farklı türde çiçekler görmek mümkündür. Şeritler halinde ekilen çiçekler tepeyi görkemli ve rengarenk bir gökkuşağına dönüştürür. Adanın güneybatısına doğru devam ederek akşamüstü, iki milyonluk nüfusuyla Japonya'nın beşinci büyük şehri ve Hokkaido'nun en büyük şehri Sapporo'ya varış. Sapporo, Ishikari Ovası'nın güneybatı kısmında ve Ishikari Nehri'nin bir kolu olan Toyohira Nehri'nin alüvyal yelpazesinde yer almaktadır. Nitekim şehrin adının yerli Ainu dilinde "ovadan akan önemli nehir" anlamına geldiği düşünülüyor. Izgara plan modeline sahip modern bir şehir olan Sapporo, 1972 yılında Kış Olimpiyat Oyunları'nın burada düzenlenmesiyle dünya çapında ün kazandı. Sapporo ayrıca, 2013 yılında
Yaratıcı Şehirler Ağı'na girdi. Sapporo'ya varışı takiben, iki gece geçirmek üzere merkezi bir konuma sahip ve şehrin hareketli bölgesi Susukino semtinde bulunan otelimize yerleşme. Akşam yemeği yerel bir restoranda. Geceleme otelde.
04 Ekim 2025 Cumartesi Sapporo - Otaru - Sapporo

İlk yerleşim yeri olarak yerli Aynu halkı tarafından kurulan Sapporo'nun kökeni, Japon Denizi kıyılarını Pasifik Okyanusu kıyılarına bağlayacak olan kanalın 1866 yılında inşa edilmesine dayanır. 1868 yılında İmparator Meiji tarafından tamamen geliştirilerek ve adanın idari merkezi olarak seçilerek, günümüzdeki modern şehir haline getirilmiştir. 1870-1871 yılları arasında Hokkaido Kalkınma Komisyonu, arazinin geliştirilmesinde yardım için Amerikan hükümetine başvurdu ve Amerikan Tarım Bakanı Horace Capron komisyona özel danışman olarak atanır. izgara planlı olarak tasarlanan şehrin inşası, hala şehrin merkezini ikiye bölen yeşil bir rekreasyon alanı olarak kalan Odori Parkı çevresinde başlar. Hokkaido'nun pek çok tarihi öğesi şehirde, özellikle de tarihin farklı dönemlerine ayrılmış bölümleri bulunan Tarihi Köy'de korunmaktadır. Kahvaltının ardından, şehir merkezinde yer alan ve 125 yılı aşkın bir geçmişe sahip "Sapporo'nun Halk Mutfağı" lakaplı Nijo balık pazarı gezisi. Ardından, Kaitaku no Mura olarak adlandırılan Hokkaido Tarihi Köyü'nü gezmek üzere hareket. Sapporo'nun Nopporo Orman Parkı'nda bulunan Hokkaido Tarihi Köyü bir açık hava müzesidir. Hokkaido'nun gelişiminin büyük ölçekte gerçekleştirildiği Meiji ve Taisho Dönemi'nden (1868-1926) kalma yaklaşık 60 tipik bina sergiler. Kasaba, balıkçı köyü, çiftlik köyü ve dağ köyünden oluşan dört farklı bölüm oluşmaktadır. Yerel bir restoranda öğle yemeğin ardından, Sapporo'nun yaklaşık 45 dakikalık kuzeybatısında bulunan küçük liman kenti Otaru gezisi. Hokkaido'nun sömürgeleştirilmesinin ilk günlerinden itibaren Otaru önemli bir liman işlevi görüp Sapporo'yu bağlayan Hokkaido'nun ilk demir yolu hattının son istasyonu oldu. 1923 yılında küçük gemilerin depolara yük taşımasını sağlamak amacıyla inşa edilen Otaru'nun merkezindeki 1.140 metre uzunluğundaki pitoresk kanalın kıyılarındaki batı tarzı eski depolar ve nakliye şirketlerinin eski ofis binaları ve konutları geçmişi anımsatan özel bir karaktere sahip. Otaru cam işçiliği ve müzik kutusu yapımı gibi el yapımı zanaatları ile de tanınmakta. Bir cam atölyesi ve 1915 yılında bir pirinç tüccarının ofis binası olarak inşa edilen tarihi tuğla binada bulunan şaşırtıcı Müzik Kutusu Müzesi ziyaretlerinden sonra Sapporo'ya dönüş. Sapporo Birası'nı duymayan var mı? Bu marka Japonya'nın bira tarihinin başlangıcıdır; Hokkaido'nun serin iklimi bira üretimi için ideal olduğu kabul edildiği için Japonya'daki ilk bira fabrikası Kaitakushi Bira Fabrikası adı olarak Meiji hükümeti tarafından 1876'da burada kuruldu. Üretim sırasında soğuk demleme yöntemi kullanıldığı için bira Sapporo Birası olarak adlandırıldı. Biraya olan talep arttı ve Sapporo Bira'nın yükselen yıldızı Hokkaido'nun hızlı gelişimini yansıttı. İşletmeye açıldığı günden bu yana kullanılan 48,5 metre yüksekliğindeki bacasıyla Sapporo Bira Müzesi ziyareti ve bira tadımı. Müze, Sapporo'nun nasıl Asya'nın bira başkentlerinden biri haline geldiğine dair ilginç bir genel bakış sunuyor. Akşam yemeğinden sonra otele dönüş. Geceleme otelde.
05 Ekim 2025 Pazar Sapporo - Hakodate

Sabah, kahvaltının ardından, Sapporo'nun keşfine devam. Şehirdeki kalan birkaç batı tarzı binadan biri olan Saat Kulesi ve Kırmızı Tuğla Ofis olarak da bilinen Amerikan neo-barok mimarisinin bir örneği olan eski Hokkaido hükümet binasını gördükten sonra, merkezinde yer alan ve Sapporo'nun simgelerinden Odori Parkı'nın keşfi. Odori ismi, "Büyük Sokak" anlamına gelir çünkü bir park olmadan önce Shiribeshi Dori adlı bir sokaktı. Cadde 1871 yılında şehrin kuzey ve güney kısımlarını ayıran geniş bir yangın bariyeri olarak inşa edildi. 1881'de, popüler olmayan cadde adlarının genel olarak yeniden adlandırılması kapsamında, Shiribeshi Dori resmi olarak "Odori" olarak yeniden adlandırıldı. Günümüzde şehrin tam merkezinden geçen 1,5 kilometre uzunluğunda, çok sayıda ağaç çeşidinin bulunduğu yeşil bir gezinti alanı olan Odori Park'ta Sapporo'nun birçok önemli yıllık etkinliği ve festivali gerçekleşir. Gezinin ardından, Hakodate'ye hareket. Hokkaido'nun en güneydeki şehri olan ve denizle çevrili olan Hakodate, her iki tarafında iki koy bulunan Oshima Yarımadası'nın ucunda yer almaktadır. Hokkaido'nun üçüncü büyük şehri olan Hakodate diğer Hokkaido şehirlerine kıyasla uzun bir tarihe sahip. Şehir, Japonya'nın 250 yıllık izolasyon politikasına son darbeyi vuran ve ülkeyi uluslararası ilişkilere ve modernleşmeye tamamen açan 1869'daki Boshin Savaşı'nın son sahnesi olmasıyla ünlüdür. Hakodate, Edo Dönemi'nin (1603-1868) son yıllarında Batılı güçlerin oluşturduğu emperyalist tehdide karşı Hakodate'nin savunulması için inşa edilen beş köşeli yıldız şeklinde Goryoku adlı Japonya'nın ilk batı tarzı kalesinin bulunduğu yerdir. Tokugawa Şogunluğu samuray savaşçılarının son kalesi olan Goryokaku, şogunluğun ordusuyla yeni kurulan Meiji hükümetinin üstün birlikleri arasında iç savaşın mekanı oldu. Kale 1910'larda bir parka dönüştürüldü. Hakodate, 1869'dan 1871'e kadar iki yıl boyunca Hokkaido'nun başkenti olarak hizmet etti. Önemi bir miktar azalmış olsa da, hâlâ Japonya'nın ana adası olan Honshu'ya geçiş yeri olup Japonya'nın diğer bölgelerine ve dünyaya ticaret limanı olarak hizmet vermektedir. Kale gezisinden sonra, Motomachi semtinin keşfi. Rusya, Çin ve Batı ülkelerinden birçok tüccar Hakodate'ye taşındı. Hakodate Dağı'nın eteğindeki Motomachi, yeni yabancı yerleşimciler arasında tercih edilen bir bölge haline geldi. Rusya, Çin ve Batı ülkelerinden çok sayıda tüccar Hakodate'ye taşınınca, Motomachi yeni yabancı yerleşimciler arasında tercih edilen bir bölge haline geldi. Kıyı şeridi boyunca yer alan geçmiş ticari günlerden kalma Kanemori kırmızı tuğla depoları gördükten sonra, Rus Ortodoks Kilisesi'ni ziyaret. Japonya ve Rusya 1858'de diplomatik ilişkiler kurduktan sonra Rus İmparatorluğu'nun ilk Konsolosluğu Hakodate'de açıldı. 1861'de Rahip Nikolai, Ortodoksluğu Japonya'ya getiren ilk rahip oldu ve faaliyetleri nedeniyle Japonya'nın Aziz Nikolai'si ilan edildi. Günümüzdeki Ortodoks Kilisesi, 1907 yılında yanan ahşap bir kilisenin yerine inşa edildi. Son olarak, Hakodate'nin gece ışıklarının panoramik manzarasının tadını çıkarabilmeniz için Hakodate Dağı'nın tepesine teleferikle çıkış. Dağdan görülen muhteşem manzara, Japonya'nın en iyi gece manzaraları arasında yer alır. Gezinin ardından Kanemori Red Brick Warehouse yakınlarında bulunan otelimize yerleşme. Öğle yemeği yerel bir restoranda. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
06 Ekim 2025 Pazartesi Hakodate - Tohoku Bölgesi/Morioka - Kakunodate - Morioka

1908 yılında, Tsugaru Boğazı'nı geçerek Honshu Adası ile Hokkaido Adası'nı birbirine bağlayan Seikan demiryolu feribotunun hizmete girmesiyle Hakodate, Hokkaido'nun giriş kapısı haline geldi. Honshu'dan ulaşımı kolaylaştırmak ve bölgeyi açmak amacıyla 1988 yılında Tsugaru Boğazı'nın altından bir demiryolu tüneli inşa edilmeye başlandı. 2016 yılında Hakodate İstasyonu yeniden inşa edildikten sonra, 53.85 kilometrelik Seikan demiryolu tüneli geçerek Tokyo ve Kuzey Honshu'daki diğer noktalardan kalkan Hokkaido Shinkansen hızlı tren seferleri başlatıldı. Kahvaltının ardından, Hakodate-Hokuto tren istasyonuna transfer ve Shinkansen" ya da "mermi tren" ile Morioka'ya hareket. Kullanacağımız ve saatte 320 kilometre hıza ulaşabilen "Hayabusa" adlı Shinkansen, Japonya'nın en hızlı treni olma özelliğini taşıyor. İki saatlik bir tren yolculuğun ardından, Honshu Adası'nın kuzeydoğusunda yer alan Tohoku bölgesindeki Morioka şehrine varış. Yerel bir restoranda öğle yemeğinden sonra, otobüsle sıklıkla "Küçük Kyoto" olarak anılan Kakunodate'ye kareket. Eski bir samuray kalesi olan Kakunodate, 1620'deki kuruluşundan bu yana dikkate değer bir şekilde değişmeden kalmıştır. Kakunodate, iki ayrı bölgede otantik Edo dönemi mimarisine ev sahipliği yapıyor. Etkileyici samuray ve tüccar mahalleleri, Japonya'nın feodal geçmişindeki yaşam hakkında fikir vermektedir. Samuraylar, Japon kültüründe ve tarihinde önemli bir yere sahipti. Bir zamanlar 80 aileye ev sahipliği yapan samuray mahallesi, hala tüm Japonya'daki en iyi samuray mimarisi örneklerinden bazılarını barındırmaktadır. Japon feodal sisteminin temelleri atıldığı VIII. yüzyılda ortaya çıkan samuraylar, sadakatleri, onurları ve dövüş sanatlarındaki ustalıklarıyla tanınan bir savaşçı aristokrasiydi. Kamakura döneminde (1185-1333) ilk shogunluk kurulmuş (1192) ve Japonya'da samurayların etkisi daha da artmış. Orta Çağ'dan modern döneme kadar Japon toplumunun önemli bir parçası olan samuraylar, yalnızca askeri liderler olarak değil, aynı zamanda kültürel ve sosyal açıdan da etkili oldular. Yüzyıllar boyunca Japonya'nın siyasi yapısını şekillendiren bu elit savaşçılar, modernleşme süreci ile tarihin sahnesinden çekilmiş. Samuray geleneği, 1876 yılında kılıç taşıma kanunlarını değiştiren İmparator Meiji tarafından ortadan kaldırıldı. Sadece imparatorluk ordusunda bazı rütbeli subayların tören amaçlı kılıçlar taşımasına izin verildi. Aoyagi Samuray Konağı Müzesi ziyareti sırasında, Japon tarihindeki en ikonik figürlerden biri olan samurayların disiplinli yaşam tarzı, savaşçı ruhları ve benzersiz kültürleri hakkında bilgileneceksiniz. Tarihi kasaba gezisi sırasında Kiraz Kabuğu Eserleri Müzesi'ni de ziyaret. "Kabazaiku" olarak adlandırılan kiraz kabuğu çalışmalarının Kakunodate'de uzun bir geçmişi var. Başlangıçta alt rütbeli samurayların ek gelir elde etmek için yaptıkları bir halk sanatı olarak ortaya çıkmış ancak yirminci yüzyılın başlarında profesyonel zanaatkarların da katılımıyla istikrarlı bir endüstriye dönüşmüştür. Gezinin ardından dağlarla çevrili Morioka'ya dönüş ve şehir merkezinde bulunan otelimize yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
07 Ekim 2025 Salı Morioka - Hiraizumi - Sendai

Kahvaltının ardından, otobüsle Hiraizumi şehrine hareket. XII. yüzyıl boyunca Hiraizumi, Japonya'nın merkezi hükümeti tarafından yönetilen topraklar ile daha kuzeydeki bölgeler arasındaki sınır bölgesinde siyasi ve idari bir merkezdi. Bu bölgelerle olan canlı ticareti, şehrin ekonomik altyapısının temelini oluşturdu. Oshu Fujiwara klanının kökenleri samuray geleneklerine dayanır ve aile dört nesil boyunca biriktirdiği muazzam servete güvense de, yalnızca askeri gücüne güvenmiyordu. Bunun yerine, Hiraizumi'yi ideal dünyanın Budist bir anlayışı olan, VIII. yüzyılda Japonya'ya yayılan ve Budizmi'nin kozmolojisine dayanan "Saf Diyar"ı yaratma amacıyla inşa ettiler. İnsanların ölümden sonra özlem duyduğu Saf Buda Diyarı'nı ve bu hayattaki gönül rahatlığını temsil ediyordu. Yerli Japon doğa tapınımı ve Şintoizm ile birlikte Sonsuz Işık Buddhası Amitabha'nın Saf Diyar Budizmi, Japonya'da eşsiz bir mimari ve peyzaj tasarımı konsepti geliştirdi. Hiraizumi, dini bir çekirdeğe sahip benzersiz bir bölgesel yönetim modelinin yeri olarak ortaya çıktı. Hiraizumi ne yazık ki, 1192 yılında şehrin gücünden endişe eden Kamakura şogunluğunun ilk şogunu olan Minamoto Yoritomo tarafından fethedilip yağmalandı ve Fujiwara klanı yok edildi. Hiraizumi, siyasi ve idari bir merkez olarak merkezi bölge ve çevre bölge olmak üzere ikiye ayrılabilir. Merkezi alanda,
tarafından Dünya Mirası Listesi'ne alınan ve Budist Saf Diyar'ı temsil eden tapınaklar, bahçeler ve arkeolojik alanlar ile bölgedeki siyasi ve idari gücün omurgasını oluşturan ve Kyoto ile rekabet ettiği XI. ve XII. yüzyıllardan kalma hem konut hem de hükümet ofisi olarak hizmet veren binaların ve bunların komplekslerinin bulunduğu arkeolojik alan yer almaktadır. Çevre bölgede Hiraizumi'nin Saf Diyar olarak zenginliğini oluşturan malikane, atölyeler ve diğer alanlar gibi arkeolojik alanlar da bulunmaktadır. İdeal bir Budizm dünyasını yeniden yaratmaya çalışan Chuson-ji Budist tapınak kompleksinin keşfi. O dönemde inşa edilen yaklaşık kırk binadan geriye sadece Kyozo kalmıştır. Bu köşk, sutraları ve 1124'ten kalma Konjiki-do'yu barındırmaktadır. Altın varakla kaplı ve sedef kakmalı bu ahşap şaheserin altında Fujiwara klanının üyelerinin mumyalanmış kalıntıları gömülüdür. Biraz ileride Motsu-ji tapınağı bulunmaktadır. İçeride, Heian döneminden kalma muhteşem bir bahçe olan Japonya'nın en güzel bahçelerinden biri Jôdo teien ziyareti. İçeride, Heian döneminden kalma muhteşem bir bahçe olan ve Japonya'nın en güzel bahçelerinden biri olan Jôdo teien'i keşfedeceğiz. Gezi ve öğle yemeğinden sonra, Tohoku bölgesinin en büyük şehri, Sendai'ya doğru yola devam. Dağlarla çevrili, deniz kenarında yemyeşil bir şehir olan Sendai, "ağaçlar şehri" olarak tanınmakta. Sendai'ya varışta Shinkansen'e kolay ulaşım için şehir merkezindeki Sendai tren istasyonunun ve alışveriş merkezlerinin hemen yanında elverişli bir konumda bulunan otelimize yerleşme. Akşam yemeği yerel bir restoranda. Geceleme otelde.
08 Ekim 2025 Çarşamba Sendai - Shiogama - Matsushima - Sendai

Sabah, Matsushima Körfezi'ne bakan bir tepede yer alan meşhur Shiogama-jinja Şinto tapınağının bulunduğu liman kenti Shiogama'ya hareket. Antik çağlarda, tanrıların insanlara büyük kazanlarda deniz suyu kaynatarak tuz üretim yöntemini öğrettiği söylenir. Minnettarlık göstergesi olarak, 800 yılı civarında bölgeye "tuz kazanı" anlamına gelen Shiogama adını verdiler ve Shiogama-Jinja Tapınağı'nı bu tanrılarına adadılar. Şintoizm animist ve politeist bir inançtır ve "Şinto" kelimesi "tanrıların yolu" anlamına gelir. Şinto tanrıları Japoncada "kami" olarak adlandırılır ve Şinto kültürünün ve Japonya'nın efsanevi temelinin, topraklarının ve medeniyetinin bir parçasıdır. Doğal unsurlarla veya günlük yaşamın önemli alanlarıyla ilişkili olan bu sayısız tanrı-ruh, tapınaklarda tapınılır. Günümüzde Shiogama-Jinja Tapınağı balıkçıların ve güvenli doğum için hamile kadınların koruyucusu olarak biliniyor. Ulusal Önemli Kültür Varlıkları olarak belirlenmiş olan etkileyici Şinto tapınağı kompleksi, tarihi açıdan bölgenin en önemli tapınaklarından biridir. Shiogama ayrıca, Japonya'nın en önemli balıkçı limanlarından ve ülkenin en yoğun balık işleme merkezlerinden biridir. Shiogama gezisinden sonra, Matsushima'ya doğru yola devam. Harika manzaralarıyla Matsushima'nın körfezi, antik çağlardan beri "waka" olarak bilinen Japon şiir sanatında yazılmıştır. Denizden yükselen çam ağacıyla kaplı 260 adasıyla bilinir. Geleneksel bir Japon şiir türü olan "Haiku" nun en ünlü ustalarından Edo dönemindeki şair Matsuo Başo'nun ne diyeceğini bilemediği topraklar burası. Yerel bir restoranda öğle yemeğinden sonra, Matsushima'nın zengin tarihini değerlendirmek için efsanevi samuray hükümdarı Date Masamune'nin zamanından kalma tarihi ve kültürel mekanları olan Entsu-in, Zuigan-ji ve Godai-do tapınakları ziyaretleri. Daimyo olarak adlandırılan ve Japonya'da hüküm sürmüş en güçlü feodal hükümdarlarından Date Masamune tarafından inşa edilen ve küçük bir adada yer alan Godai-do Tapınağı iki kırmızı köprüden geçerek erişilebilir. İlk olarak 828 yılında kurulan Zuigan-ji Tapınağı ise, 1609 yılında Date Masamune tarafından Date klanının tapınağı olarak yeniden inşa edilmiş. Tapınak bir zanaatkarlık başyapıtıdır. Entsu-in Tapınağı ise, Matsushima'nın samuray geçmişinden gelen hikayelerle doludur. Sendai'nin üçüncü hükümdarı olma yolunda ilerleyen Date Mitsumune'nin büyükbabası efsanevi samuray Date Masamune gibi büyük bir hükümdar olma potansiyeline sahip olduğu söylenir. Ancak, on dokuz yaşında aniden öldü. Sendai'nin ikinci hükümdarı olan babası Tadamune, onun onuruna 1647 yılında Date Mitsumune'nin türbesini barındıran, huzur dolu bahçeleriyle Entsu-in'i inşa etti. Matsushima Körfezi'nde tekne turundan ve 252 metre uzunluğundaki kırmızı köprüsü ile Fukuura-jima adasını gördükten sonra, Sendai'ya dönüş. Akşam yemeği yerel bir restoranda. Geceleme otelde.
09 Ekim 2025 Perşembe Sendai - Tokyo

Tohoku bölgesinin en büyük şehri Sendai, sağ gözünün görme yetisini kaybettiği için "Tek Gözlü Ejderha" lakabıyla anılan feodal yerel lord (Daimyo) Date Masamune (1567-1636) tarafından samurayların desteğiyle 1600 yılında kurulmuş. Sendai, XVI. yüzyılda dönemin en güçlü feodal beylerden Date Masamune'nin etkisiyle kültürel açıdan parladı. Masamune'nin varlığı şehrin her yerinde, heykellerde ve mimari yapılarda hissedilebilir. Günümüzde ise, dağlarla çevrili yemyeşil Sendai, sürekli kentsel gelişim içinde olan modern bir şehir olup Tohoku universitesi'ne evsahipligi yapmaktadır. Kahvaltının ardından, şehir turu için otelden hareket. İlk önce, 1607 yılında Date Masamune'nin inşasını emrettiği mimari harikası Osaki Hachiman-gu Tapınağı'nı ziyaret. Date ailesinin koruyucusu Şinto savaş tanrısı olan tapınağın tanrısı Hachiman, aynı zamanda şehrin koruyucusu olarak kabul edilir. Tapınağın ana binası siyah lake, altın varak ve parlak renklerle eşsiz bir şekilde kaplanmıştır. Osaki Hachiman-gu Tapınağı Date Masamune'nin mirasının kalıcı bir hatırlatıcısıdır. Hachiman-gu Tapınağı'nın keşfinden sonra, eski iktidar merkezi Aoba Kalesi'nin harabelerinin yakınlarındaki bir tepenin üzerinde bulunan Date Masamune'nin ve mirasçıların ebedi dinlenme mekanı Zuiho-den gezisi. 1636 yılında, Date Masamune'nin 70 yaşında başkentte ölmesinin ardından, naaşı palankinle Edo'dan (şimdiki Tokyo) Sendai'ye geri taşındı ve şu anda mozolenin bulunduğu yere defnedildi. Eşsiz, ışıltılı yapı Japonya'daki diğer türbelere veya saraylara hiç benzemiyor. Bölgedeki patikaları çevreleyen devasa sedir ağaçları, Date klanının uzun tarihini sembolize ediyor. Masamune'nin varisleri ikinci oğlu Tadamune (1599-1658) ve Tadamune'un altıncı oğlu Tsunamune (1640-1711) aynı tarzda tasarlanmış daha küçük türbelere gömülüdür. Sendai, eskiyi yeniyle güzel bir şekilde birleştiren, tarihi geçmişini ve canlı bugününü yansıtan zengin mimari tarzlara sahip bir şehir. Şehrin çağdaş kültürü benimsemesini simgeleyen Sendai Medyatek, dalgalı boru sütunlarıyla bir cam küp şeklindedir. Mimar Toyo Ito imzasını taşıyan modern, yenilikçi bir yapı olan Sendai Medyatek mimarlık tarihinde bir dönüm noktası olmuş. Bu etkileyici yapıyı dıştan görülmesinin ve yerel bir restoranda öğle yemeğinin ardından, tren istasyonuna transfer. Hokkaido'dan gelen "Hayabusa" adlı Shinkansen ile Tokyo'ya hareket. Bir buçuk saatlik bir yolcuğundan sonra, Japonya'nın en büyük ve en yoğun tren terminali olan Tokyo istasyonuna varış ve buradan Tokyo'nun en önemli tren hattı JR Yamanote ile, büyük alışveriş ve eğlence bölgesi olan Shinjuku istasyonuna hareket. Bu bölgede bulunan otelimize yerleşme. Akşam yemeği yerel bir restoranda. Geceleme otelde.
10 Ekim 2025 Cuma Tokyo - Istanbul

Tokyo'yu arzunuza göre gezme ve alişveriş yapabilmeniz için serbest bir gün. Saat 18:00'de otelden hareket ederek havaalanına transfer. Türk Hava Yolları'nın TK199 no.lu uçuşu ile saat 21:55'te İstanbul'a hareket.
11 Ekim 2025 Cumartesi İstanbul
Saat 05:05'te İstanbul Havalimanı'na varış.