İstanbul Havalimanı'ndan, Türk Hava Yolları'nın TK1393 no.lu uçuşu ile saat 07:10'da hareketle saat 08:25'te Sicilya Adası'nın doğu kıyısında, Etna Yanardağı ile Iyon deniz arasında yer alan Catania (Katanya) ya varış. Tur aracımızla, Sicilya'nın en büyük ikinci şehri olan Catania turu için hareket. Yürüyerek keşfedeceğiniz tarihi şehir merkezi, içerdiği volkanik taşlardan ve mermerden oluşan Geç Barok dönemi yapılarından dolayı tarafından Dünya Mirası Listesi'ne alınmış. Tarihi merkezinin kalbi olan via Etnea caddesi, görkemli Duomo (katedral) meydanı, bazalttan yapılmış Catania'nın simgesi Fontana dell'Elefante (fil) çeşmesi, yeraltından gelen nehir suları ile beslenen Fontana dell'Amenano çeşmesi; Palazzo del Municipio belediye sarayı, Catania doğumlu ünlü opera bestecisi Vincenzo Bellini Meydanı görülecek yerler arasında. Catania'da yerel bir restoranda öğle yemeğinin ardından, Catania ile Messina arasında uzanan, tüm ihtişamıyla yükselen, enfes bir panoramik manzara sunan tarafından Dünya Doğa Mirası Listesi'ne alınan Etna Yanardağı'na hareket. Yaklaşık 1250 kilometrekare yüzölçümü ve 3350 metre yüksekliğiyle Avrupa'nın en büyük ve yüksek yanardağı olan, yarım milyon yıldır aktif olan Etna Yanardağı, Dünya Doğa Mirası Listesi'ne alınmış. Sicilyalılar buna "Mongibello" demekteler. Lavla kaplı dağın eteğinde, 1900 metre yükseklikte bulunan Silvestri dağındaki "sönmüş" kraterler seviyesine kadar unutulmaz bir volkan gezisi. Akşamüstü, Taormina'ya hareket. Taormina'nın tarihi merkezine birkaç dakikalık yürüme mesafesinde bulunan otelimize yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme otelde.

Kahvaltının ardından, denizden 200 metre yükseklikte, Tauro Dağı'nın kayalık terasları üzerine kurulmuş, harikulade yeşilliklerle kaplı bir bölgede bulunan ve güzelliği ile dünyaca tanınan Sicilya'nın en güzel kasabalarından biri olan ve çok özel bir atmosfere sahip romantik Taormina'nın yürüyerek keşfi. Şehrin İyon Denizi'nin muhteşem görüntüsüne ve Etna Yanardağı'na hakim bir tepesinde konuşlanmış, festivalleriyle, çeşitli opera ve konserlere ev sahipliği yapan Greko-Romen stilindeki Taormina antik tiyatrosunu gezip, katedrali, Corvaja Sarayı'nı, Villa Comunale'yi görecek, ikonik Belvedere terasında fotoğraflar çekeceğiz. Taormina'yı neredeyse boydan boya geçen Corso Umberto'nun, küçük meydanların, terasların ve daracık ara sokakların tadını çıkarabilmeniz için şehirde serbest zamanın ardından yerel bir restoranda öğle yemeği. Akabinde, turistlerin ve ünlülerin gözdesi Taormina'dan ayrılarak, İyon Denizi'nın kıyısını takip ederek, Sicilya'nın kuzeydoğusundaki Milazzo'ya doğru yola çıkış. Yaklaşık bir saatlik manzaralı bir yolculuktan sonra, Vulcano, Lipari, Salina, Panarea, Stromboli, Filicudi ve Alicudi adlı yedi önemli adadan ve bir dizi küçük ada ve kayadan oluşan, tarafından Dünya Doğa Mirası Listesi'ne alınan Eolie takımadalarının en büyüğü ve en canlı olan Lipari'ye sizi ulaştıracak deniz otobüsüne biniş. Yaklaşık bir saat 10 dakikalık bir yolculuğun ardından ponza taşı ve obsidiyenlerle dolu Lipari adasına varışta, üç gece konaklayacağınız otele yerleşme. Ayrıcalıklı bir konumda yer alan otel, tarihi merkezden, limandan ve Marina Lunga koyundan birkaç yüz metre uzaklıkta. Akşam yemeği ve geceleme otelde.

Eolie takımadalarının "başkenti" Lipari'ni, begonvillerin değişik renkleriyle süslü dar ve sevimli sokaklarında, kimisi zarif kimisi sade evler görmek mümkün. Yaz aylarında çiçeklerle süslenen balkonlar sokakları daha da canlı kılar. Dünya Mirası Listesi'nde olması nedeniyle adalarda yeni binaların yapımına ve evlerin beyaz dışında bir renge boyanmasına izin verilmez. Kahvaltının ardından, fotoğraf molalarının yanı sıra verilecek yüzme molalarıyla hem Lipari'nin rüya gibi denizi ve koylarının hem de en iyi film Oscarı'na aday gösterilen çok az sayıdaki yabancı filmden biri olan 1994 yapımı ünlü İtalyan "Il Postino" (Postacı) filminin çekildiği Salina adasının ve koylarının keşfi. Roma döneminden beri kullanılan Lipari'nin volkanik kökenli eski ponza (pomza) ocaklarını ve "Spiagge Bianche" olarak bilinen beyaz kumsallarını gördükten sonra, Salina adasındaki ve takımadalarının tartışmasız en çekici koyu olan Pollara'ya giderken doğanın şekil verdiği "Faraglioni" adlı kaya oluşumlarını da görebilirsiniz. Salina adası ismini burada mevcut tuzlalardan almıştır. Takımadaların ikinci büyük adası ve en yeşili olan Salina iki sönmüş volkanik koniden oluşur ancak geçmişte meydana gelen lav akıntıları toprağı verimli hale getirdi. Buradaki sakinler, üzüm bağlarını dikip ünlü Malvasia şarabını üretme fırsatını yakaladılar. Lingua bölgesinde hem merkezi gezmek ve öğle yemeğinin alınabileceği serbest zaman. Akşamüzeri Lipari'ye dönerken adanın diğer tarafındaki ilginç kaya oluşumlarını görme imkanı. Akşam yemeği ve geceleme otelde.

Lipari adası, kale kayasının, antik Yunan akropolünün eteklerinde ve Marina Corta ile Marina Lunga'nın kuzey ve güneyindeki koylar boyunca uzanır. Kahvaltının ardından, 1080 yılında Normanlar tarafından inşa edilen ve sonraki yüzyıllarda yeniden düzenlenen San Bartolomeo katedrali ve güçlü duvarlarıyla stratejik konumdaki kalesi ile Lipari tarihi merkezinin keşfi. Tarihin yankılarıyla dolu labirent sokakları ile Lipari'nin tarihi merkezi, Eolie takımadalarının kalbi attığı yerdir. Geziden sonra, tekne ile Panarea adasına doğru hareket. Takımadalarının ikinci en küçüğü olan Panarea adası bir tarafında falezlerin yükseldiği, diğer tarafında ise şirin bir köyün bulunduğu cennet gibi bir ada. Avrupa sosyetesinin hiç rahatsız edilmeden yazlarını geçirdikleri favori yerlerin başlarında yer alır. Calajunco koyundaki fotoğraf molasından sonra Zimmari koyunda yüzme molası. Panarea adasında öğle yemeği için serbest zamanın ardından, tekneyle nefes kesici görüntüsü ile Stromboli adasına doğru seyire devam. "Gizli dev" Stromboli, büyük ölçüde Tiren Denizi'nin altında yer almaktadır. Jules Verne'nin "Arzın merkezine seyahat" kitabının finalini yaptığı adaya biçiminden dolayı yerel lisanda topaç anlamını taşıyan Strummulu, İtalyancada Stromboli denir. 1949 yılında yönetmenliğini Roberto Rossellini'nin, başrolü Ingrid Bergman'ın oynadığı filmden sonra Stromboli halkın gündemine girmeye başlamıştır. İstediğiniz gibi adayı gezmek ve plajlarında yüzmek için serbest zaman. Adada çekilen filmlere adanmış buradaki Sinema Müzesi'ni de ziyaret edebilirsiniz. Müze, "Stromboli Terra di Dio"nun çekimleri sırasında Ingrid Bergman ve Rossellini'ye ev sahipliği yapan evde yer almaktadır. Tiren denizinde tüten bir baca gibi görünen adada gün batımında denize doğru akan lavlardan dolayı "Akdeniz'in Deniz Feneri" diye de adlandırılır. Hava kararınca teknemizle adanın kuzey tarafından denize akan lavları gördükten sonra Lipari'ye dönüş. Akşam yemeği ve geceleme otelde.

Sabah, Lipari'nin güneyindeki en yakın ada olan, nefes kesici görüntüsü ile Vulcano'ya doğru tekne ile kısa bir yolculuk. Yunan mitolojisine göre Vulcano adası, ateş ve demircilik tanrısı Hephaistos'un demirhanesine ev sahipliği yapıyordu ve Hephaistos'a hizmet edenler ise Kikloplar'dan başkası değildi. Ateş, deniz ve rüzgarın (adları buradan gelir) şekillendirdiği bu adalar, bir milyon yıl önce yüzeye çıkan denizaltı volkanları olarak ortaya çıktı. Şu anda sadece Stromboli ve Vulcano yanardağları aktiftir. Volkan kelimesi adını, Vulcano Adası'ndan alıyor. Aynı adı taşıyan yanardağın bulunduğu şaşırtıcı Vulcano'da özel tur otobüsüyle en panoramik noktalarını görebileceğiniz adanın keşfi. Bir lav platformu ve üst üste üç koniden oluşan bir yapıdan oluşan adanın en kuzey kısmı Vulcanello yarımadası; muhteşem deniz ve ada manzaralarına hakim Capo Grillo seyir terası (buraya daha yakın olan Lipari ve Salina'nın nefes kesici manzaralarını seyredebilir, uzakta ise Panarea, Stromboli ve Filicudi'yi görebilirsiniz); pitoresk küçük balıkçı limanı ile Capo Gelso fotograf molaları ile göreceğiniz yerler arasında. Vulcano adasında deniz ürünlerinden oluşan öğle yemeğinin ardından, Lipari'ye geri dönüş. Lipari'nin tadını çıkarabilmeniz, alış veriş yapabilmeniz için günün kalan kısmı serbest. Akşam yemeği ve geceleme otelde.

kahvaltının ardından, otelden ayrılarak deniz otobüsü ile Milazzo'ya hareket. Buradan tur otobüsü ile üçgen şeklindeki Sicilya'nın kuzeydoğu ucunda bulunan liman şehri Messina'ya doğru yola devam. Kuvvetli akıntılardan dolayı eski çağlardan beri denizcilerce çok tehlikeli bir geçit sayılan, en dar noktası 3.3 kilometre olan ve Sicilya'yı İtalya çizmesinin güneybatı ucundaki Calabria bölgesinden ayıran stratejik Messina Boğazı'nın görülmesi. Messina şehir turu sırasında katedral, astronomik saat kulesi Orion çeşmesi, Santissima Annunziata dei Catalani kilisesi görülecek yerler arasında. Gezinin ardından, panoramik bir yolculukla kayalık oluşumları ile pitoresk "Kikloplar" sahilindeki Aci Castello'yu görüp, Aci Trezza'da tipik bir yerel "trattoria"da geç öğle yemeği. Bu kıyıda, Etna yanardağı'nın binlerce yıl önce püskürttüğü lavlardan oluşan volkanik taşları ve ilginç kayalıkların oluşturduğu şeridi görebilirsiniz. Goethe'nin bir sözü ile bitirelim gezimizi: "Sicilya'yı görmeden İtalya'yı gezmek, İtalya'yı hiç görmemektir. Çünkü her şeyin sırrı Sicilya'da gizlidir". Akşamüstü, Catania havalimanına transfer. Türk Hava Yolları'nın TK1396 no.lu uçuşu ile saat 19:15'te hareketle saat 22:40'ta İstanbul Havalimanı'na varış.