17 Mayıs 2025 Cumartesi İstanbul - Paris - Loire Vadisi / Chambord - Blois
İstanbul Havalimanı'ndan, Türk Hava Yolları'nın TK1821 no.lu uçuşu ile saat 06:55'te hareket ederek 09:35'te Roissy-Charles de Gaulle havalimanına varış ve özel tur otobüsüyle
tarafından Dünya Mirası Listesi'ne alınan Loire Vadisi'ne gitmek üzere yola çıkış. Otoyolda bir mola verdikten sonra, günün önemli gezisi olan Chambord Şatosu'na varış. Genç Kral I. François tarafından av köşkü olarak inşa ettirilen ve 440 odasıyla Loire Vadisi'nin en büyük şatosuna dönüşen, rüya gibi bir mimariye sahip Chambord Şatosu'nu ziyaret. Saray, duvarlarla çevrili dört kö?e kuleleri, iki kanat ve bir kale burcu ile bir yandan Orta Çağ kalelerinin mimari özelliklerini barındırırken, diger yandan da locaları, terasları ve merdivenleri ile İtalyan Rönesans sanatının yaratıcı mimarisinin en güzel örneklerini kapsamakta. Bu özellikleri ile saray, Rönesans'ın ve önceki yüzyılların mimari özelliklerinin en güzel sentezlerinden biridir. Ziyaret sırasında, kale burcu olan "donjon"un ortasında Leonardo da Vinci'nin tasarladığı, iki sarmal olarak inşa edilen çifte merdiveni görebilirsiniz. Bir mühendislik şaheseri olan bu merdivenin bir sarmalından yukarı çıkan kişiler, diğer merdiveni kullanan kişilerle hiçbir şekilde karşılaşmamakta. Gezinin ardından, Loire Nehri'nin kıyısında bulunan Blois şehrine doğru hareket. Varışta otelimize yerleşme. Daha sonra, keyifli bir yürüyüş yaparak şehir merkezinin keşfi. Bir zamanlar güçlü Blois Kontlarının kalesi olan ve gotik, Rönesans, barok stillerini içeren görkemli Blois Şatosu'nun en güzel çephesinin yakınındaki bir restoranda akşam yemeği. Ardından, Blois Şatosu'nun avlusunda ses ve ışık gösterisi izleme. Geceleme otelde.
18 Mayıs 2025 Pazar Loire Vadisi / Blois - Amboise - Chenonceaux - Chinon
Kahvaltının ardından, Loire Nehri kıyısında yer alan Amboise şehrine hareket. XV-XVI. yüzyıllarda inşa edilen ve Loire Vadisi'nde kralların ikamet ettikleri ilk şatolardan biri olan Amboise Şatosu'nu ziyaret. Leonardo da Vinci, hayatının son yıllarını, kral I. François'nın çağrısı üzerine Amboise'da geçirdi ve ölümünden sonrada Amboise Şatosu'nun şapelinde gömüldü. Bu şirin kasabada biraz serbest zamanın ardından Chenonceaux kasabasına doğru yola devam. Chenonceaux yakınlarında öğle yemeğinin ardından,
Dünya Mirası Listesi'ndeki Loire Vadisi'nin en önemli mimari yapılarından olan ve şatoda iz bırakan ünlü kadınlardan dolayı "Kadınlar Şatosu" olarak da adlandırılan masalsı Chenonceau şatosu gezisi. Kral II. Henri tarafından, güzelliğiyle tanınan metresi Diane de Poitiers'ye hediye edilen şatoyu, kralın ölümü üzerine eşi Kraliçe Catherina de Medici ele geçirir ve Diane de Poitiers'yi buradan uzaklaştırır. Cher Nehrin üzerinden geçen çift katlı Catherina de Medici Galerisi ile adeta bir rönesans şaheseri olan Chenonceau Şatosu'nun salonları, görkemli mutfakları ve bahçelerini gezdikten sonra, Rabelais'nin, Gargantua adlı devin yaşadığını hayal ettiği topraklardan geçerek, Vienne Nehri'nin kıyısında bulunan bölgenin görkemli Orta Çağ kenti Chinon'a varış. XII. yüzyılın ortasında Kral II. Henri Plantagenet'nin oturduğu ve en sevdiği yerlerden biri olan Chinon, daha sonra XV. yüzyılda yeni Fransa Kralı olacak olan VII. Charles ile efsanevi Jeanne d'Arc'ın arasında geçen hikayeyle ün kazandı. Chinon doğumlu bir başka ünlü ise Rabelais'dir: buraya 5 kilometre uzaklıkta kir köyde doğan yazar, ailesiyle birlikte Rue de la Lamproie'da yaşamış. Şehir merkezindeki otelimize yerleşmeden sonra, XIV.-XVI. yüzyıllar, Orta Çağ ve Rönesans dönemine ait evlerin bulunduğu eski sokaklarda yürüyerek Chinon'un keşfi. Akşam yemeği, bölgenin en lezzetli restoranlarından birinde, şefin sizler için hazırladığı özel bir mönü eşliğinde Chinon şarapları tadımı. Geceleme otelde.
19 Mayıs 2025 Pazartesi Chinon - Cancale - Saint Malo
Kahvaltıdan sonra, Kuzey Brötanya'ya doğru hareket ve yaklaşık üç saatlık bir yolculuktan sonra, öğlen saatlerinde
Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Mont St Michel Körfezi'ndeki balıkçı limanı Cancale kasabasına varış. Pitoresk bir tatil beldesi ve balıkçı limanı olan Cancale doğa güzelliklerinin yanısıra istiridye üretim merkezi olarak da tanınır. Ağarlıklı deniz mahsullerinden oluşan öğle yemeğinden sonra, rıhtımlarda ve küçük Houle limanında gezinti yapıp, med cezire bağlı olarak istiridye çiftliklerini gözleme imkanı. Ardından, Cancale'dan sadece 15 kilometre uzaklıktaki gözde bir tatil yeri olan, Rance Nehri'nin denizle buluştuğu noktada yerleşik Saint Malo liman kentine doğru yola devam. Varışta Intra Musros'a yakın otelimize yerleşme. Daha sonra, Brötanya Zümrüt (côte d'Émeraude) Kıyıları'nın mücevheri olarak tanınan ve devlet destekli korsanlar kralı Surcouf gibi Fransa'nın en ünlü korsanlarının yaşadığı, Kanada'yı keşfeden denizci Jacques Cartier'nin doğduğu Saint Malo şehrinin denize hakim, yosun kokan rüzgarların estiği, özel bir atmosfere sahip kayalık bir yarımada üzerindeki tarihsel şehrinde ve onu çevreleyen güzel ve ilginç gri granit surlarda gezinti. Tarihi şehir surların içerisinde anlamına gelen Intra Muros olarak adladırılmakta. Saint Malo zenginliğini ve ününü bu denizci ve korsanların yanı sıra Fransız edebiyatının ilk romantik yazarlarından olan François-René de Chateaubriand'a borçlu. Saint Malo ve Mont Saint Michel Körfezi Avrupa'nın en yüksek gelgit genliğine sahip alanlarından birileridir. Gelgit seviyesi yılın belli zamanlarında muhteşem görüntüleri oluşturur... Şehrin karakterini yansıtan bir restoranda deniz mahsulleri ve balıktan oluşan mönünün tadımı. Gezi ve akşam yemeğinin ardından otele dönüş. Geceleme otelde.
20 Mayıs 2025 Salı St Malo - Mont St Michel - Pointe du Hoc/Çıkartma Plajları - Honfleur
Kahvaltının ardından, Kuzey Brötanya'nın eşiğinde bulunan ve
tarafından Dünya Mirası Listesi'ne alınan Mont Saint Michel'in keşfi için hareket. Körfezin ortasındaki kayalık bir ada üzerinde kurulu ve Orta Çağ'dan beri bir haç yeri olan Mont Saint Michel, bu sığ sahillerde eşine az rastlanır uzunlukta şaşırtıcı med ve cezir olayının en iyi gözlemlenebildiği yörelerden biridir. Sıradışı yapısı ile ve kültürel bakımında eşi bulunmayan tarihi adanın eski sokaklarını ve tüm ihtişamıyla göğe yükselen muazzam Gotik Benedikten Manastırı'nı gezdikten sonra, yerel bir restoranda öğle yemeği. Öğleden sonra, 1944 yılında Müttefikler tarafından gerçekleştirilen çıkartmanın en önemli alanlarını tanımak üzere Normandiya'ya doğru yola devam. Normandiya çıkartmasında Utah, Omaha, Gold, Juno ve Sword gibi kod adlarıyla anılan plajlar hala bu zorlu çıkartmanın izlerini taşımakta. İngilizler tarafından gizlice yapılan suni çıkartma limanı sayesinde başlatılan ve D-day denilen 6 Haziran 1944 tarihindeki çıkartma savaşın en zor anları oldu. Buradan devam eden Normandiya çıkartması 2. Dünya Savaşı'nın sonunu getiren sürecin ilk adımı olarak tarihe geçti. D-Day sabahı buradaki zor çıkartmayı gerçekleştiren Albay Rudder önderliğindeki 225 komando askeriden sadece 90'ı hayatta kalmayı başarabilmesi savaşın şiddetini anlamaya yetiyor. Savaş izlerinin hala görülebilebildiği Almanların kıyı tahkimatı Atlantik Duvarının, stratejik bir noktası olan Pointe du Hoc'un gezilmesinden sonra göz alabildiğince uzanan yeşilliği, köyleri, kasabaları ile meşhur Normandya'da yolculuğa devam. Akşamüstü, adını meşhur bir elma alkolüne veren, Aşağı Normandiya'nın önemli bölgesi Calvados'un kalbindeki Honfleur'e varış ve otelimize yerleşme. Akşam yemeği Honfleur'ün en lezzetli tatlarını sunan restoranlarından birinde. Geceleme otelde.
21 Mayıs 2025 Çarşamba Honfleur - Giverny - Paris - İstanbul
Kahvaltıdan sonra otelden ayrılarak, inanılmaz güzel ışığından dolayı bir zamanlar Camille Corot, Eugène Boudin, Claude Monet, Gustave Courbet, Raoul Dufy, Johan-Bartold Jongkind, Paul Signac, Georges Seurat gibi ressamların tercih ettikleri şirin ve küçük bir liman şehri olan Honfleur'ün yürüyerek keşfi. Sanatsal ve tarihsel açıdan önemli bir yer olan Honfleur'ün yelkenli teknelerin demirlediği rıhtımlarında ve dar sokaklarında birbirinden güzel yerleşik eski evleri, "Lieutenance" binasını, gemi marangozları tarafından inşa edilen, XV. yüzyıldan kalma ahşap Sainte Catherine Kilisesi'ni, ayrı inşa edilmiş çan kulesini ve eski tuz ambarını görebilirsiniz. Gezinin ardından, Normandiya'nın sahillerini terk edip, harika kırsal manzaralar eşliğinde Seine nehrinin vadisinde yolculuk yaparak Paris'ten bir buçuk saat uzaklıktaki Giverny kasabasına hareket. Seine nehrinin kıyısında öğle yemeğinin ardından, 1883'te ömrünün kalan 43 yılını geçirmek üzere empresyonist (izlenimci) ressam Claude Monet'nin yerleştiği evi ve aralarında nilüfer çiçekleri ile süslü ilham kaynağı olan ünlü bahçesini ziyaret. Gezinin ardından, Roissy-Charles de Gaulle havalimanına doğru hareket. Türk Hava Yolları'nın TK1828 no.lu uçuşu ile saat 19:50'de hareketle 00:20'de İstanbul havalimanına varış.