1. Gün Cumartesiİstanbul - Ankara ve Ankara'nın Keşfi

Sabah, Sabiha Gökçen Havalimanı'ndan saat 07:35'deki Türk Hava Yolları'nın TK7240 no.lu uçuşu ile Ankara'ya hareket. Saat 08:30'da varış, karşılama ve şehir merkezine transfer. Tüm gün
Ankara'nın keşfi için otelden hareket. Bilinen tarihi en az onbin yıl öncesine uzanan Ankara'da, günümüze kadar Hititler, Frigyalılar (başkentleri Gordionu bu gezide keşfedeceksiniz), Lidyalılar, Persler, Galatlar, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular, Osmanlılar ikamet etmiş ve 1923 senesinden beri de Türkiye Cumhuriyeti başkenti olmuş. Köklü tarihi, birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olması ve bugün modern Türkiye'nin başkenti olması sebebiyle bir çok kültürel zenginliğe sahip olan Ankara'yı anlayabilmek için, tarihi şehrin etrafında yerleştiği kaleyi ve burada yerleşik bir çok müzeyi detaylıca gezmek gerekecek. Varışta geziye, "Res Gestae Divi Augusti" olarak bilinen ve ilk Roma imparatoru Augustus'un yaptığı işlerin dökümünü yapan yazıtın tapınak duvarı üzerine kazınmış olduğu
Agustus Tapınağı'ndan ve Hacıbayram Camii'nden başlayıp, ilk olarak, 1921 yılında Atatürk'ün bir Eti Müzesi kurma fikrinden hareketle, Akkale Burcu'nda oluşturulan ve Türkiye'nin en güzel müzelerinden biri olup 1997 yılında Avrupa'da Yılın Müzesi seçilen
Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde bulunan eşsiz eserlerin keşfi ile devam ederek, kendinizi sadece Ankara'nın değil, Anadolu'nun tüm tarih mirasının içinde bulacaksınız. Paleolitik Çağdan başlayarak günümüze kadar, kronolojik sırayla sergilenen bu eserleri, Ankara Kalesi surlarına bitişik olan Mahmut Paşa Bedesteni ile Kurşunlu Han'da yerleşik olan müzede gördükten sonra, Çengelhan gezisi. 1522'de, Kanuni Sultan Süleyman döneminde, Mihrimah Sultan'ın eşi Damat Rüstem Paşa tarafından yaptırılmış ve çeşitli dönemlerde Ankara'nın meşhur tiftiklerinin depolandığı mekan ve zaman zaman da tabakhane olarak kullanılmış olan Çengelhan, 1990 yılında vefatına kadar, Anadolu Beylerbeyi Karacapaşa'nin torunu Raife Kocabeyoğlu-Öngen'in mülküydü. Daha sonra, Koç Vakfı tarafından kiralanıp, restore edilerek, Ankara'nın ilk sanayi müzesine döşüştürüldü. Müzede, 1850'li yıllardan itibaren sanayide kullanılan araçlar, ilk daktilo, ilk televizyon gibi çeşitli elektronik araçlar, denizcilik, havacılık, karayolu taşımacılığı gibi alanların geçmişine ait objeler sergilenmekte olup çoğu Rahmi Koç koleksiyonundan bağışlanmıştır. Müze gezisinin ardından yemek ve Ankara Kalesi'ni gezmek için serbest zaman. Ardından, Ankara Kalesi'nde ve Saman Pazarı'nda, eski evleri ve ticarethaneleri göreceğiniz keyifli bir yürüyüş yaparak, Samanpazarı'nın dar sokaklarından Ulus'a kadar yürüyüş. Ardından, Kurtuluş Savaşı'nda cuma namazlarının kılındığı yer olduğu için Namazgâh Tepesi olarak anılan yerde, Cumhuriyet Dönemi'nin önemli mimarlarından
Arif Hikmet Koyunoğlu tarafından tasarlanıp, inşa edilen
Ankara Etnografya Müzesi gezisi. Müzenin önünde bulunan bronzdan yapılmış at üzerinde Atatürk heykeli 1927 yılında İtalyan heykeltıraş
Pietro Canonica tarafından yapılmıştır. Müze 1930 senesinde ziyarete açılmış,
1938 yılında Atatürk'ün vefatından sonra, müzenin iç avlusu 15 yıl süreyle Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusunun geçici istirahatgahı olmuştur. Son olarakda
Anıtkabir ziyareti: Cumhuriyet'imizin en büyük simgesi olup Atatürk'ün yaşadığı döneme tanıklık edecek ve bizlere o günlerin hatıralarını yeniden yaşatacak olan bir çok eşya ve belgenin sergilendiği muhteşem yapıt
Anıtkabir gezisi ile günün gezi programını bitirip otele yerleşme. Kısa bir dinlemenin ardından, akşam yemeği için Çankaya'ya hareket ve yol boyunca şehrin ışıklarını izleme imkanı. Yerel bir restoranda akşam yemeğinden sonra otele geri dönüş.
2. Gün PazarAnkara - Yörük Köyü - Safranbolu 250 km

Sabah, kahvaltının ardından,
Safranbolu istikametinde otelden hareket. Müthiş bir eski taş dokusu olan ve ilk yerleşimi 11. yy'a kadar dayanan
Yörük Köyü'nde mola. Köyün, Anadolu'nun Türkleşmesi döneminde Oğuzlar'ın Kayı boyuna mensup üç Türkmen Beyi tarafından kurulduğu rivayet olunur ve Bektaşi geleneklerinin izleri taşır. Günümüzde hem tarihi evleri hem de meşhur baklavası ile tanınır. Köyde, ilk yerleşim yeri olan
Çökön Meydanı, Kasım Sipahioğlu Konağı ve Köy Çamaşırhanesi gezileri. Köyün meşhur baklavasını tadabilmeniz ve öğle yemeği için serbest zaman. Daha sonra, Türk ve Rum kültürlerinin izlerini taşıyan bir açıkhava müzesi olarak nitelendirebileceğimiz,
Külür Mirası listesine alınan Safranbolu'ya doğru yola devam. Varışta
Safranbolu' nun keşfi:
Hıdırlık Tepesi'nden şehrin panoramasını,
Hükümet Konağı'nın ve
Saat Kulesinin bulunduğu Kale Mevkiini görerek, Safranbolu'nun ruhunu yansıtan sokaklarda yürüyüp
Semerciler, Manifaturacılar, Demirciler, Bakırcılar Çarşıları, Cinci Hanı ve Hamamı, İzzet Mehmet Paşa Camii, Köprülü Mehmet Paşa Camii'ni ve avlusundaki
Güneş Saati gezileri ardından,
Yemeniciler Arastası'nda Safranbolu'ya özgü hediyelik esyaları görebilmeniz için serbest zaman. Daha sonra, evleri ve lokumlarıyla meşhur Safranbolu'da en güzel gezi evi olan
Kaymakamlar Konağı'nı gezerken kendinizi zaman makinesindeymiş gibi hissedeceksiniz. Ardından otele yerleşme. Tarihi bir konakta, yöresel yemeklerden oluşan akşam yemeği.
3. Gün PazartesiSafranbolu - Amasra 135 km

Sabah, kahvaltının ardından,
Amasra istikametinde otelden hareket. Dünyada sadece 5 örneği olan ve 80 milyon yıllık lav kayalarından oluşan
Güzelcehisar Falezleri'nde,
Bartın Şehir Merkezi'nde ve Roma İmparatoru Tiberius Germanicus Claudius adına 1.yüzyılda yaptırılmış olup Anadolu'daki tek yol anıtı olan
Kuşkayası Yol Anıtı'nda molalar vererek
Amasra'ya varış ve
Amasra şehir merkezinde öğle yemeği için serbest zaman.
Daha sonra, Fatih Sultan Mehmet tarafından "Çeşm-i Cihan buramı ola" (Dünya'nın Gözü) diye adlandırılan
Amasra'nın keşfi: Ünlü tarihçi Strobon'a göre Amazonlar tarafından kurulmuş olan ve adını bir Pers prensesi Amastris'den alan
Amasra Karadeniz'in eşsiz güzelliklerine sahip bir kıyı şehridir. İhtişamını halen koruyan surlarla çevrili kent sokaklarında gezerek küçük bir adayı anakaraya bağlayan
Kemere Köprüsü'nü, Cenevizliler döneminden kalma
Amasra Kalesi', Kiliseden çevirme
Fatih Camii'ni, Sormagir Kapısı, Zindanlar, Ceneviz Kabartmaları ve
Çekiciler Çarşısı ile Osmanlılar döneminde Bahriyeyi Hümayun sonrasında mızıka okulu olarak da kullanılan
Amasra Müzesi'ni göreceğiniz gezinin ardından otele yerleşme. Akşam yemeği, limanda bulunan bir balık lokantasında.
4. Gün SalıAmasra - Gideros Koyu - Loc Vadisi - Cide 110 km

Sabah, kahvaltının ardından,
Kurucaşile ve
Gideros koyu istikametinde otelden hareket.
Kurucaşile'de mola: Şehirde gezerek, Karadeniz usulü tekne yapım atölyelerini görebilirsiniz.
Ardından, ikinci mola
Gideros koyu'nda: Tarihte Amazonlar'ın oturduğu rivayet edilen bölgede, günümüzde de kadın eğemenliğini görmek mümkün: Bu doğa harikası koyda, kadınlar, denizle ilgili her türlü işi yapmakta. Adını Cenevizliler'in sözcüğü olan Kytoros'tan alan Gideros Koyu'nun çapı 500 mt.den fazla olup, Karadeniz'e açılan ağzı ise sadece 130 mt.dir. Bu nedenle de çok korunaklı olan Koy'un, eski dönemlerde korsanlardan saklanmak ve korunmak için kullanıldığı söylenir. Gezinin ardından
Cide'ye doğru yola devam.
Cide' ye varış ve burada
Rıfat Ilgaz'ın doğduğu ve şu anda müze olan evinin gezilmesi. Ardından şehir merkezinde öğle yemeği için serbest zaman. Daha sonra
Loc Vadisi'ne hareket ve varışta
Loc Vadisi Seyir Terası'ndan vadinin muhteşem manzarasının seyri. Önce otobüs, sonra da minibüsler ve yer yer kısa yürüyüşlerle
Loc Vadisi'ne inerek
Uzun Göl ve
Dönen göl'ün manzaralarını seyredip,
Gömeren'de
Valla konyonu'nun çıkışına kadar gidiş. Mevsime ve hava durumuna göre
Dönen göl'de kısa bir yüzme molası mümkün olabilir. Gezinin ardından
Cide' ye geri dönüş.
Tuğ tepesi'nde Cide manzarasını seyir için mola vererek, otele varış ve yerleşme. Cide'nin deniz kıyısında bulunan bir balık lokantasında akşam yemeği.
5. Gün ÇarşambaAzdavay - Çatak ve Horma Kanyonu - Daday - Kastamonu 225 km

Sabah, kahvaltının ardından,
Çatak Kanyonu Seyir terası istikametinde otelden hareket.
Yol üzerinde kısa bir yürüyüşten sonra, Kanyon'dan yükseliği 450 mt. olan ve Devrekani Çayını izleyebileceğiniz
Çatak Kanyonu Seyir terası'na varış ve kendinizi adeta gizli bir cennetin ortasına hissedeceğiniz manzaranın seyri. Daha sonra, eşsiz doğa güzelliklerine sahip olan
Azdavay'da kısa bir mola vererek
Horma Kanyonu'na doğru yola devam.
Muratbaşı Köyü'nde otobüs'ü terk ederek, yaklaşık bir kilometre yürüdükten sonra, birçok doğal güzelliği içinde barındıran
Küre Dağları Milli Parkı'nın bir parçası olan
Horma Kanyonu Seyir Terası'na varış ve 800 mt. ile 1300 mt arasında değişen Kanyon'un yamaçlarının ortasından Zara Çayı'na doğru unutulmaz bir manzaranın seyri. Daha sonra, 3 km.lik ahşap yürüyüş yolundan yürüyerek, bin bir çeşit doğal güzelliğin içinden, size eşlik eden kuş seslerini dinleyip, doğanın güzelliğini seyrederek,
Zara Çayı'nın sularının döküldüğü yer olan Ilıca Şelalesi'ne varış (Bu yolu yürümek istemeyenler, Seyir Terası'ndan Şelale'ye otobüsle gelebilirler). Şelalesi'ye varışta, öğle yemeği için serbest zaman. Daha sonra
Daday'a doğru yola devam.
Daday'da mola ve çevre gezisi: Eşsiz bir doğal güzelliğinin ve çiçek tarlalarının ortasında bulunan Daday'da her türlü yöresel gıda ve elişi çeşitleri satan küçük dükkanların yanında tarihi Daday Konakları'nı, asırlık su değirmenlerini ve terkedilmiş köyleri gördükten sonra,
Kasaba Köyü'ne hareket.
Kasaba Köyü, Çobanoğlu Beyliği'nin ilk yerleşim yeri olup eski adı Gaşgaba'dır. Dünyada ilk ve tek eser olan ve ağaç işlemeciliğinin en güzel örnekleri ile bezenmiş, 14.yüzyıldan kalma bir şaheser olan
Mahmutbey camii bu köyde bulunmakta. Caminin hiç metal çivi ve herhangi bir aksam kullanılmadan, bindirme tekniğiyle yapılmış olan ahşap çatısı ve Ankaralı Nakkaş Mahmut oğlu Abdullah tarafından yapılan kapısı göz alıcı güzelliktedir. Geziden sonra
Kastamonu'ya doğru yola devam. Varışta otele yerleşme. Otelde, yöresel yemeklerden oluşan akşam yemeği.
6. Gün PerşembeKastamonu - İnebolu - Erfelek Şelaleri - Sinop 250 km.

Sabah, kahvaltının ardından,
Kastamonu'nun keşfi: Kastamonu Anadolu'nun upuzun tarihinin muhtelif aşamalarını, büyük şehirlerde özlenen bir tabiat dokusunun içinde korumuş çok özel bir şehirdir. Dağların arasındaki dar bir vadiye yayılan merkezde geçmişin izleri dağınık birkaç kalıntıdan ibaret değildir, hâlâ kullanımda, günlük hayatın içindedir. Anadolu'daki en eski şehirlerden biri olan Kastamonu antik çağ ve Türk-İslâm dönemine ait birçok tarihi eser ve yapıyı barındırır. Kurtuluş Savaşı sırasında İstiklal Marşı'mızın yazarı Mehmet Akif Ersoy'un bir dönem hutbe verdiği
Nasrullah Camii'ni ve şadırvanını gezdikten sonra Kurtuluş Savaşı sırasında gösterilen fedakârlık ve cesaretin sembolü olan Şerife Bacının Anıtı ile geziye devam ederek:
Kastamonu Kalesi, Hükümet Meydanı, Nasrullah Meydanı, Münire Sultan Medresesi, Şeyh Şaban-ı Veli külliyesi, İsmail Bey Külliyesi ve Deve Hanı gezileri. Daha sonra, şehir merkezinde, öğle yemeği için serbest zaman ve ardından,
Küre Dağları'nın muhteşem manzaralarının ortasından geçerek İnebolu'ya doğru yola devam. Varışta
İnebolu'nun keşfi: İnebolu kentsel mimarisinin önemli sembolleri olan
İnebolu Evleri, tarihsel dokuyu ayakta tutmayı başaran eşsiz yapılardır. Kendine özgü mimari tarzı bulunan bu evlerden özellikle
Nezihe Battal Kültür Evi ve ardından da, 1903 yılında yapılan
İnebolu Yeni Camii'nin bahçesinde yer alan
Güneş Saati gezileri. Bu saat, Dünyanın en iyi güneş saati olma işlevini hiçbir zaman yitirmemiş. Daha sonra, Kurtuluş savaşı sırasında
İstiklal Yolu olarak da bilinen İnebolu-Kastamonu-Ilgaz-Çankırı-Ankara güzergahının başlangıcı olan ve tarihi dokusunu koruyan İstiklal Caddesi'nin ve
Hamamcı Kadı Salih Reis Anıtı ile
Dr. İsmail Hakkı Bey Anıtı'nın görülmesi ve
Sinop'a doğru yola devam. Yol üzerinde, 1997 yılında Erfelek Barajı'nın yapımı sırasında Devlet Su İşleri tarafından tesadüfen keşfedilmiş olan
Erfelek Tatlıca Şeleleri'nde mola: Doğanın içinde saklı bu cennette, yürüyüş yolundan, yemyeşil ağaçlarla kaplı kuytu köşelerde birikmiş masmavi suları, suların etrafından göğe yükselen kayaları, kayaları saran sarmaşıkları görerek ilerledikçe şelalerin harika manzaralarını hayranlıkla keşfedeceksiniz. Ardından,
Sinop'a doğru yola devam. Varışta otele yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
7. Gün Cumaİnceburun Feneri - Hamsilos Parkı - Sinop 50 km.

Sabah, kahvaltının ardından otelden,
İnceburun Deniz Feneri ve
Hamsilos Tabiat Parkı'na doğru yola çıkış. Varışta,
İnceburun Deniz Feneri'de mola: Deniz ve gökyüzü mavisi renklerinden ve dalgaların seslerinden oluşan bir fon üzerinde 38 metre yüksekliğe yükselen bu fener 1863 yılında inşa edilmiş. Buradan, başka bir doğa harikası ve Türkiye'nin Fyordları olarak adlandırılan
Hamsilos Tabiat Parkı'na doğru yola devam: Burada denizin, kara parçasının içlerine doğru bir nehir gibi kıvrılarak girerek muhteşem bir manzara oluşturduğunu göreceksiniz. Hamsilos Koyu, 1991 yılında Kültür Bakanlığı tarafından 1. derece doğal sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır. Gezinin ardından
Sinop'a geri dönüş ve öğle yemeği için serbest zaman.
Daha sonra,
Sinop şehir turu: Adını güzeller güzeli
su perisi ''Sinope''den alan Karadeniz'in bakir kalmış bu sahil kenti Boztepe Burnu üzerinde kurulmuş. Şehir turunda, ilk olarak türkülere ve dizilere konu olan
Tarihi Sinop Cezaevi gezisi ; Sabahattin Ali'nin yazdığı Aldırma Gönül şiirini cezaevinin zindanlarını ve koğuşlarını gezerken içinizde hissedebilirsiniz. Daha sonra
Geçici Miras listesine alınan Tarihi Sinop Kalesi ve bir Anadolu Selçuklu eseri olan
Alaeddin Camii gezileri. Ardından, otele dönüş ve serbest zaman. Akşam yemeği, limanda yerel bir retoranda.
8. Gün CumartesiSinop - İstanbul

Sabah, kahvaltının ardından havalimanına transfer ve Türk Hava Yolları'nın TK2843 no.lu uçuşu ile saat 11:35'de İstanbul'a hareket. Saat 13:00'de Sabiha Gökçen Havalimanına varış ve seyahatin sonu.