1. Gün Pazarİstanbul - Köstence - Bükreş

Saat, Kadıköy ve Taksim'den, özel araç ile İstanbul Havalimanı'na transfer. Türk Hava Yolları'nın saat 08.35 daki TK1065 no.lu uçuşu ile, Romanya'nın en güzel plajlarına sahip önemli liman kenti
Köstence'ye hareket ve saat 09.50 de varış. Karşılama ve şehir turu için hareket. Bir çok Osmanlı sivil mimarisi izi taşıyan kentte yabancılık hissetmeyeceksiniz. Tur esnasında: adını Latin edebiyatının önemli şairlerinden Ovidius Publius Naso'dan alan ve ortasında 1887'de ünlü mimar Ettore Ferrari'nin yapmış olduğu Ovidius Heykeli bulunan, Köstence'nin Eski Şehir bölgesi
Ovidius Meydanı ile çevresindeki Osmanlı yapıları, kiliseler ve şirin butiklerin, kafeler olduğu tarihi sokaklar; 1910'da inşa edilen
Mahmudiye Camii; 1860'dan bu yana Köstence manzarasına sahip iskelede bulunan
Farul Genovez Ceneviz Deniz Feneri, gezilecek yerler arasında. Terihi merkezde öğle yemeği için serbest zaman.
Öğleden sonra
Bükreş'e hareket. Yol üzerinde
Mecidiye Camii gezisi. Bükreş, eğitime, sanata ve mimariye önem veren Avrupa kentlerinden biridir. Çavuşesku'nun dikta rejiminden büyük zarar görmesine rağmen, devrim sonrası yapılan yenileme çalışmalarıyla gezilecek yerler açısından eski görkemini geri kazanmış ve Doğu Avrupa'nın en önemli kültür turizmi merkezlerinden biri haline gelmiş. Varışta otele yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
2. Gün PazartesiBükreş

Kahvaltıdan sonra, gün boyu Bükreş'in keşfi: 1888 senesinda açılan ve 1919 senesinde de Günümüz Romanya'sını oluşturmak için düzenlenen tarihi konferansa ev sahipliği yapan ve "George Enescu" Filarmoni Orkestrası'na ev sahipliği yapan, Neo-Klasik mimari unsurları romantik dokunuşlarla zenginleştirilmiş konser salonu
Ateneum Romanian ile şehrin en güzel yapılarından olan ve kentin belediye başkanlığını yapmasının ardından başbakanlığa kadar yükselen Gheorghe Grigore Cantacuzino için 1901-1903 yılları arasında inşa edilip günümüzde
George Enescu Ulusal Müzesi'ne ev sahipliği yapan
Cantacuzino Sarayı gezileri. Öğle yemeği için serbest zaman. Daha sonra, ilk olarak Romanya'nın 1878'de bağımsızlığını kazanmasının ardından yapılan törende askerlerin altından geçmesi için ahşaptan yapılan Zafer Takı; Çavuşevsku iktidarının gücünü dünyaya göstermek için inşa edilip rekorlar kitabına dünyanın en pahalı devlet binası olarak giren,
Parlemento Sarayı ile eskiden Kraliyet Sarayı olan
Ulusal Tarih ve Sanat Müzesi gezileri. Son olarakta
Herastrau Parkı içerisindeki 10 hektarlık alanda Romen kırsal yaşantısını göstermek için yapılan
Dimitrie Gusti Ulusal Köy Müzesi gezisi. Ardından otele yerleşme. Akşam yemeği Hanul lui Manuc restoranında geleneksel Romen yemeği.Geceleme otelde.
3. Gün SalıBükreş - Sinaia - Bran - Braşov

Sabah, kahvaltının ardından,
Sinaia'ya doğru yola çıkış. Sinaia, Kral Carol'un yazlık sarayı olan
Peleş Kalesi yaptırılana kadar sazlıklarla kaplı ve çobanların yaşadığı bir alandı. İngiliz tarzı bir parkta yer alan Peleş Kalesi'nin özellikle dış görüntüsü çok etkileyicidir. Kral Carol'un eşi Elisabet tarafından zengin inci, ceviz ve deri unsurlar kullanılarak dekore edilen binada bulunan 160 odanın hemen hepsi görenleri hayran bırakmakta. Aynı zamanda pek çok kralın mezarının da bulunduğu ünlü şatoyu gezdikten sonra öğle yemeği için serbest zaman. Yemekden sonra,
Bran Köyü'nde
Drakula'nın Şatosu'na varış. 60 mt. yüksekliğindeki bir kaya üzerine oturan, yüksek kuleler ile güçlendirilmiş ve masal kulecikleri ile süslü bu şatoyu görünce , neden Transilvanya'ya hiç gitmemiş olan
Bram Stoker'in burayı Dracula'nın yeri olarak düşlediğini anlamak kolay. Şato aslında 14. Yüzyılda Braşovlu Saksonlar tarafından, dağların doruklarını Türkler'den korumak için yapılıp 1920 - 48 senelerinde kraliyet rezidansı olarak kullanılmış. Taş bloklardan oluşan duvarları, dar koridorları, gizli geçitleri ve karanlık odalarıyla gizemlerle dolu ünvanını hak ediyor. Günümüzde, Kraliçe Marie tarafından toplanan, dönemin en ihtişamlı mobilya ve sanat eserlerinin sergilendiği bir müze olarak gezilmekte. Şato gezisinden sonra
Braşov'a varış. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
4. Gün ÇarşambaBraşov - Prejmer - Sibiu - Sighişoara

Sabah, kahvaltının ardından, Güney Karpat Dağları'nın yükselen doruklarına oturmuş ve Romanya'nın en güzel şehri olan
Brasov'un keşfi. Geçmişte, Osmanlı İmparatorluğu'nu Batı Avrupa'ya bağlayan yolların kesiştiği noktada bulunan ve bazı vergilerden muaf olan Sakson tüccarları müthiş zenginleşerek, bölge üzerinde bir güç oluşturmuşlar. Şehrin etrafında oluşturdukları surlar, bazı loncalar tarafından çağlar boyunca genişletildiği için, bu yapılarda Gotik, barok ve rönesans tarzlarının karışımlarını görmek mümkün. Şehir turunda: efsaneye göre Avrupa'da son kez bir cadının yakıldığı meydan olan Konsil Meydanı, Avrupa'nın en dar sokağı "Rope", gotik mimarisi ve 6 tonluk çanıyla ünlü Kara Kilise, Türklerin akınlarından kendilerini savunmak amaçlı 15.yy'da inşa edilen Siyah ve Beyaz Kule, ortaçağdan bugüne orijinal haliyle gelmiş tek şehir kapısı olan masalsı Ekatarina Kapısı göreceğimiz yerler arasında. Ardından
Sibiu'ya hareket. Yolda,
Prejmer müstahkem kilisesi gezisi. Kilise Alman Töton Şövalyeleri tarafından kurulup ardından Transilvanya Sakson topluluğu tarafından devralınır ve Reform sonrasında Lutheran kilisesine dönüştürülür. Çevreleyen köy ile birlikte, kilise, Erdel'deki Müstahkem Kiliseli Köyler Dünya Mirası Sitesinin bir parçasını oluşturmaktadır. Sibiu' ya varışta öğle yemeği için serbest zaman. 1849-1865 yılları arasında, Transilvanya Prensliğinin başkenti olarak önem kazanan ve
2007 senesinde Avrupa Kültür Başkenti olan Sibiu, Avrupa'nın en iyi korunan ortaçağ şehirlerinden biridir. Yemeğin ardından, Sibiu'nun merkezi olarak kabul edilen Büyük ve Küçük Meydanları ve çevrelerindeki özgün mimariye sahip geniş kemerli binaları gördükten sonra şehrin sembolü olarak kabul edilen Gotik Evanjelik Kilisesi'nin bulunduğu Huet Meydanı, altı farklı müzenin bir arada bulunduğu Brukental Müzesi'ni, savunma kulelerini, yukarı şehir ile aşağı şehri birbirine bağlayan romantik Pasaj Merdivenlerini ve efsaneye göre her yalanda tiz bir ses çıkaran Yalanlar Köprüsü'nü (Demir Köprü) görerek şehir turunu tamamlıyarak Avrupa'nın en iyi korunmuş ortaçağ şehri olarak nitelendirilen
Sighişoara'ya hareket. Akşam yemeği ve geceleme Sighişoara'da.
5. Gün PerşembeSighişoara - Targu Mureş - Cluj Napoca

Sabah,
tarafından tamamı Dünya Miras Listesi'ne alınan tarihi
Sighişoara'nın keşfi; şehrin en sembol yapılarından Saat Kulesi, kulenin içindeki Tarih Müzesi, İşkence Müzesi, şehri kuşatan Ortaçağ surları, 1600'lerde çocukların okula kolay ulaşmasını sağlamak için inşa edilen Örtülü Merdivenler, Ropemaker ve Shoemaker kuleleri ve Hermann Oberth Meydanı gezileri.
Kont Drakula'nın (III. Vlad Tepeş) doğduğu varsayılan evde öğle yemeği için serbest zaman ve ardından Dominiken Manastırı ve Venedik Evi'ni ziyaretiyle şehit turunu bitirip
Sighetu Marmatei'ye hareket.
Yolda,
Targu Mureş'de çay molası ve şehir turu. Akşam yemeği ve geceleme
Kaloşvar'da.
6. Gün CumaCluj Napoca - Baia Mare- Sighetu Marmatei

1241 yılındaki Tatar istilasından sonra Alman tüccarların taş şehir surlarını inşa ettikleri Cluj, Osmanlı döneminde macarca adı olan
Kaloşvar olarak anılmış, 1970'lerde de
Cluj-Napoca adını almış. Transilvanya bölgesinin ba?kenti ve Romanya'nın ikinci büyük şehri olan Cluj-Napoca, bölgesinin asırlar süren çok kültürlülüğünün en belirgin yansımasıdır. Sabah, kahvaltının ardından şehir turu: Romanya'daki gotik mimarinin en güzel örneklerinden biri olan 15. yüzyıl
Aziz Michael Kilisesi'nin hakim olduğu ve şehrin kalbi sayılan
Piazza Unirii (Birlik meydanı), 13/19. yüzyıl binaları ile bir çok dükkan ve kafeye ev sahipliği yapan, cıvıl cıvıl bir atmosfere sahiptir. Meydanda bir serbest zamanın ardından Macar Tiyatrosu, Ulusal Opera, Theotokos Katedrali, Central Park Casino binalarını dıştan görerek, çok güzel manzaralar göreceğiniz yolu takiben
Baia Mare'ye hareket. Baia Mare'de öğle yemeği için serbest zaman ve
Sigetu Marmatiei'ye doğru yola devam. Varışta ilk olarak, müzeye dönüştürülen eski Sighet Hapishanesi'nde bulunan
Komünizm ve Direniş Kurbanları Anıtı'nı ziyaret. Sorgu ve işkence odaları ile kurbanların resimlerinin sergilendiği bu oldukça üzücü müzenin en ilginç yanı avlusunda,
"feda edilenlerin korteji" adı altında sergilenen bulunan bronz heykeller olacak. Ardından
Sighet Köy Müzesi gezisi: Maramures Bölgesi tipik köy kültür mirasının sergilendiği ve çeşitli yerlerden buraya taşınarak yeniden kurulan bu açık hava kompleksinde bir ahşap kiliseyi, köy ana caddesi ve etrafındaki 17. Ve 18. Yüzyıllaradan kalma binalar dik çatılı, Romen, Slav, Macar, Yahudi ve Alman ahşap evlerini ve bunların içerlerindeki orijinal eşyaları görebilirsiniz. Ardından otele yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
7. Gün CumartesiSapanta - Barsana - Moldovita - Suceavita - Gura Humorului

Sabah, Kahvaltının ardından Gura Humorului'ya doğru yola çıkış.
Sapanta'da ilk mola ve olağanüstü farklı bir mezarlığın keşfi: Burası, sıradan bir mezarlıkdan ziyade renkli mezar taşları, haçlar ve merhumun hayatını kutlayan heykeller ile daha çok bir halk sanatları galerisini andırmakta. Bu renkli gelenek, 1908'de haçları oymaya başlayan 14 yaşındaki bir çocukla başlamış: Yapıtlarına şiir ekler, merhumun portresini haç üzerine boyar, nasıl öldüğünü resmeder ve böylece bir geleneğin doğmasına neden olur. Burada ki
Neşeli Mezarlar, dünyanın en orijinal mezarlıklarından biri olarak kabul edilmekte. Naif motifler ve şiirsel bir üslupla, ölen kişilerin hayatlarından sahnelerin resmedildiği bu mezarlıkta, yerel Daçya kültürünün ölüm ve yaşamla ilgili felsefesi hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz. Sapanta'dan sonra, yol üzerinde ki Maramures'te bulunan Barsana Manastır kompleksi içindeki ünlü tahta kiliselerin keşfi. 17.yy'dan 19.yy'a kadar aynı bölge içerisinde yapılan bu mimarideki birçok kilisenin, 8'i bugün
Dünya Mirası Listesi'nde bulunmakta. Uzun ve dar kuleleri, ahşap oymaları ve kendine has mimari üslubu ile bu bölge ülkenin en ilginç yörelerinin başında gelmekte. 16.yy'dan günümüze kadar çok iyi korunmuş olağanüstü güzellikteki freskleri ile
Dünya Mirası Listesi'nde yer alan, Bucovina Manastırları'ndan Moldovita ve Sucevita gezilerinden sonra
Gura Humorului' deki otele yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
8. Gün PazarGura Humorului - Voronet - Agapia - Yaş

Sabah, kahvaltının ardından
Yaş'a doğru hareket ve gün boyu Romanya'nın en ünlü manastırlarının keşfi. İlk olarak
Voronet Manastırı gezisi: Gura Humorului kasabasının bir parçası olan Voronet köyünde bulunan bir Orta Çağ manastırı olup
Suceavita ilindeki güney Bukovina ünlü boyalı manastırlardan ve Boğdan'daki Kiliseler Dünya Mirası Alanını oluşturan sekiz binadan biridir Manastır, Racova Muharebesi'ndeki zaferi anmak için 1488 senesinde III. Ştefan tarafından 3 ay 3 haftada inşa edildilmiş. Ardından
Dünya Mirası Listesi'nde yer alan
Agapia Manastırı gezisi:
Ünlü ressam Nicolae Grigorescu'nun freskleriyle dolu duvarları, avlusunu çevreleyen çiçekleriyle Agapia Manastırı bugün hala 500 rahibeye ev sahipliği yapmakta. Öğle yemeği için serbest zaman. Akşam üstü, Romanya'nın kültür başkenti olarak tanınan
Yaş'a varış. Bu kent, yıllarca Polonya, Macaristan, Rusyave İstanbul'u birbirine bağlayan önemli ticaret yollarının önemli bir geçiş noktası oldu. Ülkenin en büyük ikinci kenti olan Yaş, 1564'ten 1859'a kadar da Moldovya Prensliği'nin başkenti olmuştur. Kente varışta ilk olarak
Trei Lerarhi Kilisesi gezisi. 1637 yılında inşa edilen ve dış cephesi Gotik, Rönesans ve Oryantal mimarinin güzel bir karışımı olan oyulmuş taşlarla ve karmaşık desenlerle bezeli Trei lerarhi Kilisesi, Üç Başpiskopos'un Kilisesi olarakta bilinir. Ardından, 1906/1925 seneleri arasında neogotşk tarzda inşa edilen Kültür sarayını dışarıdan gezerek otele yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
9. Gün PazartesiYaş - Kişinev

Sabah, kahvaltının ardından
Kişinev'e hareket. Varışta
Krikova Şarap Mahzenleri'de mola. Bütün dünyada muhteşem şarapları ve yeraltında bulunan labirent şeklindeki gizemli mahzenleriyle tanınan bu şarap imalathanesini keşfetme. Onlarca kilometre uzunlukdaki galerilerde kamyonların ve arabaların kesiştiği yollar şarap isimleri ile adlandırılmış (Cabernet, Chardonnay, Dionis…). Gezi sonunda, Krikova'da şarap tadımı. Öğle yemeği yerel bir çiftlikte. Yemekten sonra Avrupa'nın en yeşil kenti olan ve parkları ve gölleri ile tanınan Kişinev'in keşfi: Şehir Merkezi ;
Stefan Cel Mare Merkez Parkı ve Rumen edebiyatının ve politikasının önemli şahsiyetlerinin kırmızı granit heykellerinin bulunduğu ana caddesi; Büyük Etienne anıtı; Millet Meclisi Meydanı; Zafer Anıtı; Metropoliten Katedrali ve org salonu; Hediyelik eşya pazarı; sirk; Tarihi şehrin mahalleleri görülecek yerler arasında. Geziden sonra, otele yerleşme. Akşam Yemeği ve geceleme otelde.
10. Gün SalıTransdinyester - Tighina Kalesi - Tiraspol - Kişinev - İstanbul

Sabah, kahvaltının ardından, Ortaçağda Moldova savunma sisteminde önemli bir yer tutan
Tighina Kalesi gezisi için
Transdinyester'e doğru yola çıkış. 1538'de Kanuni Sultan Süleyman tarafından fethedilen bu kalenin adı
Bender olarak değiştirildi. Kale gezisinden sonra öğle yemeği için serbest zaman. Yemek sonrası, 1991 senesinde Moldova'dan tek taraflı bağımsızlığını ilan eden fakat Avrupa'nın bağımsız ülke olarak tanımadığı tek yer olan ve Modova'nın doğu tarafında bulunan
Transdinyester ülkesinin gezisi. Dinyester Nehri'nin doğusunda, 14 Ekim 1792'de Rus-Osmanlı Savaşı sırasında oluşan ülkenin başkenti
Tiraspol, Moldova'da en kalabalık nüfusa sahip ikinci şehri olup Sovyet Dönemi'nden kalma mimarisi ve komünist rejim dönemine ait izlerin hâlen daha gözlemlenebilir olduğu sokaklarıyle dikkat çeker. Daha sonra Kişinev'e dönüş ve serbest zaman. Daha sonra Havalimanına transfer. Türk Hava Yollarının saat 21.45 de kalkan TK272 no.lu uçuşu ile İstanbul'a hareket.Saat 23.20 de İstanbul Havalimanına varış ve karşılama. Özel araç ile Taksim ve Kadıköy'e transfer.