15 Mayıs 2025 Perşembe İstanbul>Konya (Tren ile) - Beyşehir - Eğirdir - Sagalassos (Akşam Y.)
Sabah, Söğütlüçeşme Tren Garı'dan, saat 06:30'da kalkan Konya Hızlı treni ile hareket ve saat 11:19'da Konya'ya varış. Karşılama, öğle yemeği ve Türkiye'nin 3.cü büyük gölü olan
Beyşehir'e doğru hareket. Gölün hemen kıyısında kurulmuş olan Beyşehir, yüzyıllardır önemli bir yerleşim yeri oluşturmuş. 1299 yılında inşa edilen
Eşrefoğlu Camii ise Türkiye'nin en büyük ahşap tavanlı ulu camii olup ahşap işçiliği ve kök boya ile yapılan süsleri bir şaheserdir. Camii ve hemen yanında bulunan Bedesten ile İsmail Ağa Medresesi gezisi. Daha sonra
Eğirdir Gölü'ne doğru yola devam. Eğirdir, Göller Bölgesinin merkezi sayılır ve gelirkende göreceğiniz devasa elma bahçeleriyle tanınır. Göl üzerinde bulunan Yeşil Ada'da gezerek bu çok güzel göl ve dağ manzaralarını seyredebilirsiniz. Göl kıyısındaki yerel bir lokantada alacağınız erken akşam yemeğinde
göl levreği tadımı. Yemekten sonra Ağlasun'a doğru yola devam ve
Sagalassos Lodge&Spa'da geceleme.
16 Mayıs 2025 Cuma Sagalassos Antik Kenti - Gönen Köy Entitüsü - Gül Hasatı (Kahvaltı, Öğle Y., Akşam Y.)

Sabah kahvaltının ardından,
Sagalassos Antik Kenti gezisi için hareket. 1706 da Fransız gezgin Paul Lucas tarafından keşfedilen bu antik kentteki kazı çalışmaları 1990 yılından beri Belçika Leuven Üniversitesi ekibi tarafından yürütülmekte. Antik kent gezisi, Dünyanın en yüksek rakımlı antik tiyatrosu; Marcellum (gıda pazarı); Meclis Binası; Antoninler Çeşmesi; Agora; Odeon; Roma Hamamı; Eski çağlardan beri suları akan hellenistik çeşme; Neon Kütüphanesi; Çömlekçiler Mahallesi ve diğer yapıtları kapsayacak şekilde devam edecek... Öğle yemeği için Lodge'a dönüş. Ardından
Gönen Köy Entitüsü'nü gezmek üzere hareket. Gönen Köy Enstitüsü, 1942 yılında açıldı ve sonrasında geçirdiği değişimlerle günümüze kadar varlığını devam ettirmeyi başardı. Vizyonu ve misyonuyla Köy Enstitülerinin topluma kazandırdığı sosyokültürel ve ekonomik etkileri de köy halkının kalkınmasında önemli rol oynadı. Ancak 1946 yılından sonra yaşanan siyasi değişimlerle birlikte halkın Köy Enstitülerine olan bakışı ve Köy Enstitülerinin asıl vizyonlarından uzaklaşmaları nedeni ile kapatılmak durumunda kalındı. Gönen Köy Enstitüsü de ismi birden fazla kez değişerek günümüzde Gönen Fen Lisesi olarak varlığını sürdürmektedir. Köy Enstitüsü'nün bazı binaları ayakta olup Fen Lisesi tarafından kullanılmaktadır. Bunların içinde bir
Köy Enstitüsü Müzesi ve bir de toplantı salonu gezilebilir. Burada
Bülent Demirdurak tarafından Köy Enstitüleri üzerine söyleşi. Daha sonra
gül hasatını görmek üzere Isparta'ya hareket. Isparta gül bahçelerinin ortasında, harika kokuları ve muhteşem bir renk çümbüşü içinde gül hasatını izleyip, gül yağının yapılışını gördükten sonra, akşamüstü Lodge'a geri dönüş.
Akşam, lodge'un restoranında veya hava durumuna göre havuz başında, Ağlasun'lu Hanımlar'ın hazırladıkları, Romalılardan beri süren geleneğin ürünlerinden oluşan yerel lezzetlerin tadımı.
17 Mayıs 2025 Cumartesi Burdur - Salda Gölü - Kibyra Antik Kenti - Elmalı (Kahvaltı, Öğle Y., Akşam Y.)

Sabah, kahvaltıdan sonra
Burdur'a hareket. Varışta, Sagalassos, Kremna ve Kibyra kazılarında bulunan heykel ve diğer kalıntıların sergilendiği, bir müzecilik harikası,
Burdur Arkeoloji Müzesi gezisi. Daha sonra
Salda Gölü'ne doğru yola devam. Salda Gölü, Göller Bölgesi içinde, ormanla kaplı tepeler, kayalık araziler ve küçük alüvyal ovalarla çevrili hafif tuzlu karstik bir göldür. 184 metreye varan derinliği ile Türkiye'nin üçüncü en derin gölü olup Dünya'da ki Mars özelliği gösteren iki yerden biridir. Göldeki magnezyum yüklü beyaz kayaların aynısı Mars'ta da olduğu için buraya Mars yüzeyli göl denmekte. Gölün toprak yapısının sahip olduğu mineraller sayesinde, göl suyunun bazı cilt hastalıklarına karşı tedavi edici etkisi vardır. Suyunun temiz ve berrak oluşu ve turkuaz rengi, güneybatı ve güneydoğu kıyılarında yer alan küçük kumsalların, okyanus adalarını andırmalarına neden olmakta. Çeşitli molalar vererek gölün çevresini keşfettikten sonra
Kibyra Antik Kenti' ne doğru hareket. Gölhisar'a varışta öğle yemeği ve ardından Kibyra Antik Kent'nin keşfi: Gölhisar'ın kuzeybatısındaki tepelerin üzerleri teraslanarak göl ve ova manzarasına hâkim konumda ve hiçbir yapı bir diğerinin manzarasını kesmeyecek biçimde yerleştirilmiş bir kent; son yıllarda arkeolojik çalışmaların çok hızlandığı bu antik şehirde göreceğimiz en önemli mimari yapıtların başında çok iyi korunmuş Stad, Agora, Tiyatro, Meclis Binası gelmekte. Bu etkileyici harebeleri keşfettikten sonra
Elmalı'ya doğru yola devam. Varışta,
Elmalı Arkeoloji Müzesi gezisi: Bu müzede elmalı hazinesinin olağanüstü güzellikteki sikkelerini ve civar kazılardan gelen, çok iyi korunmuş mezar odalarını görebilirsiniz. Ardından şehrin restore edilmiş ve çok etkileyici görünüm kazanmış arastasını ve Abdal Musa Türbesi'ni gezip otele yerleşme. Akşamüstü, gün batımında oluşan muhteşem renkleriyle,
Likya Şarapları'nın Bağlarını gezip, şaraphanede yeni ürünlerin hazırlanışını gördükten sonra, bağevinde hazırlanan şarap tadımlı akşam yemeği. Geceleme
Tu-Ba otelde.
18 Mayıs 2025 Pazar Elmalı - Arykanda - Kaş (Kahvaltı, Öğle Y., Akşam Y.)

Sabah, kahvaltının ardından
Arykanda Antik Kenti'ne hareket. Denizden 800 mt. yüksekte, arkasını sarp kayalıklara vererek inşa edilen bu kentin son derece etkileyici bir görünümü vardır. Pax Romana'nın sağladığı huzur ortamında gelişen Arykanda 240 senesindeki Büyük Likya Deprem'inde çok yıkım görmüş fakat bundan sonra bile tüm Arap akınları ve haçlı istilasına rağmen yaşamaya devam etmiş. Kent 11'nci yüzyıldan itibaren Türkmenlerin hakimiyetine geçmiş. 1838 senesinde İngiliz gezgin Charle Fellows'un ziyaretiyle yeniden hatırlanan Arykanda'nın kazıları, 1971 senesinden itibaren, yaşamını Antik Likya'nın keşfine adayan Prof. Cevdet Bayburtlu başkanlığında Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakültesi tarafından yürütülmüş. Bu Kent'in etkileyici harabeleri arasında Tiyatro, Hamam, Gymnasium, Odeon, Agora gibi bir çok oldukça iyi korunmuş binayı görebileceğiniz gibi karşınıza çıkacak en ilginç yapılar ise Aykırıçay kaynağının bulunduğu yerdeki kayalığın üzerinde yapılmış olan su yolları ile şehrin tüm binalarının iki misli bir alanı kaplayan Nekropol'ü olacaktır. Gezinin ardından, muhteşem manzaralar seyredeceğiniz dağ yollarından
Kaş'a doğru yola devam.
Kaş, Antiphellos Antik Kenti'nin günümüze kadar yaşayan uzantısıdır. Meis Adası'nın karşısında ve muhteşem koyların ortasında bulunan bu eski balıkçı kasabasının dar sokakları, küçük ve sempatik cepheli evleri, renkli dükkanları insanı gizemli bir dünyaya doğru sürükler. Kaş'da serbest zaman ve öğle yemeğinin ardından otele yerleşme. Barbarossa otelin harika sahilinden faydalanıp denize girebileceğiniz serbest öğleden sonra. Akşam yemeği ve geceleme
Barbarossa Otel'de.
19 Mayıs 2025 Pazartesi Patara - Xantos - Leton - Kalkan - Kaş (Kahvaltı, Akşam Y.)

Sabah, kahvaltıdan sonra
Patara'ya hareket. Muhteşem plajın üzerinde kısa bir mola ve antik kentin harabelerinin keşfi.
Patara, Antik Lykia Birliği içinde Pınara, Xanthos, Olympos ve Myra gibi önemli bir şehir olup üç oy hakkına sahipti. Bir liman şehri olan Patara, Xanthos vadisinde denize açılabilecek tek yer olması nedeniyle tarih boyunca önemli kent olma özelliğini devam ettirmiş. Burada Roma Dönemi'ne ait bir çok hamamın bulunması, limandaki hareketliliğin göstergesidir. Günümüzde ayakta olan Tiyatro, Odeon, Agora, Ana Cadde gibi binalar görülmeye değer, ancak çağlar boyunca önemini koruyan bu antik kentte restorasyon çalışmaları devam eden
Patara Deniz Feneri tek başına bir ilgi odağıdır. Patara gezisinden sonra,
1988 senesinden beri Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Letoon ve Xantos'a hareket.Kınık köyü yakınlarında bulunan Xanthos, Antik Çağda Likya'nın en büyük idari merkezi idi. Pers egemenliğinde tamamıyla yanan Kent daha sonra tekrar inşa edilmiş ve M.Ö. II. yy.da Likya Birliğinin başkenti olma görevini üstlenmişti. Likya geleneksel tarzı ile Helenistik ve Roma dönemi etkileri görülen Xantos, özellikle mezar yapılarıyla tanınır. Buradan 4 km. sonra Antik Çağda Likya'nın dini merkezi olan
letoon'u görmek mümkün. Bu kutsal alanda Leto, Apollon ve Artemis tapınakları ile birlikte, bir manastır, bir çeşme ve Roma Tiyatrosu kalıntıları bulunmaktadır. Bu son derece ilginç gezilerden sonra, otele dönüş yolunda
Kalkan'da kısa bir mola. Kaş'dan farklı fakat bir o kadar sempatik sahil kasabasını keşfettikten sonra otele dönüş. Barbarossa otelin harika sahilinden faydalanıp denize girebileceğiniz serbest öğleden sonra. Geceleme ve akşam yemeği
Barbarossa Otel'de.
20 Mayıs 2025 Salı Kekova - Likya Uygarlıkları Müzesi - Noel Baba Kilisesi - Myra - Antalya - İstanbul (Kahvaltı, Öğle Y.)

Sabah, kahvaltıdan sonra otelden hareket ve
Üç Ağız 'a doğru yola devam.
Üç Ağız, Kekova Körfezi kıyısında, Antik Theimussa Kenti harabeleri üzerine kurulmuş ufak ve sempatik bir köydür. Kıyısında, çok romantik bir görüntü veren yarı batık mezarlar görebilirsiniz. Ardından
Myra'ya hareket. İlk olarak
Myra'nın limanı Andriake'de, M.S. 129 yılında inşa edilen
"granarium" yani tarihi tahıl ambarı dönüştürülerek oluşturulan
Likya Uygarlıkları Müzesi gezisi. Müze'de Myra, Patara, Xanthos, Tilos, Pınara, Olympos, Arykanda ve Antiphellos gibi
Likya Birliği'ni oluşturan farklı kentlerde yapılan kazılarda keşfedilmiş, her biri Likya halkının dinî inançları, ekonomik ve sosyal yaşamı hakkında ipuçları veren eserler sergilenmekte. Müze'nin açık hava bölümünde ise aslına uygun olarak yapılmış bir Roma ticaret gemisi ile Antik Çağ'da limana yüklerin nasıl getirildiğinin canlandırıldığı ilginç bir bölümü görebilirsiniz. Daha sonra,
Aziz Nikolaos Kilisesi'ni ziyaret. 3. yüzyılın ikinci yarısında Patara'da doğup Myra'da piskoposluk yapmış olan Aziz Nikolaos'ın saygın dini kişiliği öldükten sonra aziz mertebesine ulaşmasını sağlamış.
Aziz Nikolaos, Hollanda ve ingiliz dillerinde Santa Klaus olarak tanınmış ve Kuzey Avrupa ülkelerinde çocukların koruyucusu ve sevindiricisi
Noel Baba geleneği Aziz Nikolaos inancıyla bütünleştirilerek yarı dini ve çok popüler efsanevi bir kişinin yaratılmasına sebep olmuş. Noel Baba hep karlar ve kızaklar üzerinde tasfir edilsede esasında yaşadığı yer Akdeniz kıyısındaki Myra'dır. Burada bulunan Aziz Nikolaos Kilisesi, Bizans sanat tarihinin önemli bir anıtı ve Orta Bizans Dönemi'nin seçkin bir örneğidir. Kiliseyi gezdikten sonra
Myra harabelerine doğru devam.
Myra Antik Kenti, aynı adı taşıyan ova üzerinde kurulmuştur. Myros nehrinin (Demre Çayı) batısındaki ulaşıma elverişli kanal ile şehrin denizle bağlantısı sağlanmaktaydı. Kanalın diğer yanında yer alan
Andriake (Çayağzı) Limanından da bölgenin deniz ulaşımı ve ticareti yürütülmekteydi. Myra Antik Kenti özellikle Likya Dönemi kaya mezarları ve Roma Dönemi tiyatrosu ile ünlüdür. Buradaki tiyatro maskı şeklindeki taş friz kabartmaları ve kaya mezarları çok etkileyicidir. Myra gezisinden sonra
Finike'de öğle yemeği ve sonrasında
Antalya'ya doğru yola devam. Varışta eski liman gezisi ve ardından
Antalya şehir merkezinde serbest zaman. Saat 18:00'de
Antalya Havalimanı'na transfer.
Antalya Havalimanı'ndan saat 19:30'da kalkan, Pegasus Hava Yolları'nın PC2019 no.lu uçuşu ile Sabiha Gökçen Havalimanı'na hareket ile saat 21:50'de İstanbul'a varış.