1. Gün Pazarİstanbul>Konya (Tren ile) - Beyşehir - Eğirdir - Sagalassos
Sabah, Söğütlüçeşme Tren Garı'dan, saat 06:30'da kalkan Konya Hızlı treni ile hareket ve saat 11:10'da Konya'ya varış. Karşılama, öğle yemeği ve Türkiye'nin 3.cü büyük gölü olan
Beyşehir'e doğru hareket. Gölün hemen kıyısında kurulmuş olan Beyşehir, yüzyıllardır önemli bir yerleşim yeri oluşturmuş. 1299 yılında inşa edilen
Eşrefoğlu Camii ise Türkiye'nin en büyük ahşap tavanlı ulu camii olup ahşap işçiliği ve kök boya ile yapılan süsleri bir şaheserdir. Camii ve hemen yanında bulunan Bedesten ile İsmail Ağa Medresesi gezisi. Daha sonra, kısa bir yolculuğun ardından,
Eflatunpınar Hitit Çeşmesi gezisi: Bir doğal su kaynağına yapılmış olan ve üzerinde fırtına ve güneş tanrılarının kabartmaları bulunan bu ilginç geç hitit anıtı üzerine çok fazla bir bilgi ve araştırma bulunmamakta. Hitit Çeşmesi'ni gezdikten sonra
Eğirdir Gölü'ne doğru yola devam. Eğirdir, Göller Bölgesinin merkezi sayılır ve gelirkende göreceğiniz devasa elma bahçeleriyle tanınır. Göl üzerinde bulunan Yeşil Ada'da gezerek bu çok güzel göl ve dağ manzaralarını seyredebilirsiniz. Göl kıyısındaki yerel bir lokantada alacağınız erken akşam yemeğinde
göl levreği tadımı. Yemekten sonra Ağlasun'a doğru yola devam ve
Sagalassos Lodge&Spa'da geceleme.
2. Gün Pazartesi Sagalassos Antik Kenti ve Çanakçı Atölyeleri Gezisi

Sabah kahvaltının ardından,
Sagalassos Antik Kenti gezisi için hareket. 1706 da Fransız gezgin Paul Lucas tarafından keşfedilen bu antik kentteki kazı çalışmaları 1990 yılından beri Belçika Leuven Üniversitesi ekibi tarafından yürütülmekte. Antik kent gezisi, Dünya'nın en yüksek rakımlı antik tiyatrosu; Marcellum (gıda pazarı); Meclis Binası; Antoninler Çeşmesi; Agora; Odeon; Roma Hamamı; Eski çağlardan beri suları akan hellenistik çeşme; Neon Kütüphanesi; Çömlekçiler Mahallesi ve diğer yapıtları kapsayacak şekilde devam edecek... Öğle yemeği için Lodge'a geri dönüş ve öğleden sonra serbest zaman: Açık veya kapalı yüzme havuzlarından, sauna ve hamamdan ücretsiz olarak faydalanabileceğiniz gibi, yine Lodge'un ücretsiz olarak hizmetinize sunduğu dağ bisikletleri ile çevreyi dolaşabilirsiniz. Rehberinizin yapacağı civardaki, antik çağlardan beri aynı tekniklerle üretim yapan
çömlekçi atölyeleri gezisine katılabilirsiniz.
Akşamüstü beş çayı ve ufak atıştırmalıklar sizleri bekliyor olacak. Akşam yemeği havanın durumuna göre lodge'un havuz başında veya restoranında.
3. Gün SalıLavanta Bahçeleri - İnsuyu Mağarası - Burdur

Sabah kahvaltının ardından,
lavanta bahçelerini görmek üzere
Kuyucak Köyü'ne hareket. Muhteşem bir mor deniz içinde, sabah yapılan lavanta hasatını izleyip, lavanta yağının yapılışını gördükten sonra,
İnsuyu Mağarası'na hareket: Uzunluğu 597 m ve en geniş yeri 80 m dolayında olan bu mağara birbirine bağlı 9 boşluktan oluşmuş. Boşluk yanaklarında birikmiş suların oluşturduğu gölcükler mağara tabanından geçen karstik bir yer altı akarsuyu ile birbirine bağlanmışlar. Karstik yapının zamanla erimesi ve aşınması sonucunda mağara içinde meydana gelen sarkıt ve dikitler muhteşem görüntüler sunmakta. Gezinin ardından
Burdur'a doğru yola devam. Varışta, Sagalassos, Kremna ve Kibyra kazılarında bulunan heykel ve diğer kalıntıların sergilendiği, bir müzecilik harikası,
Burdur Arkeoloji Müzesi gezisi. Daha sonra şehrin tarihi sokaklarını ve şehir merkezini dolaşıp, ardından
Toros Lokantası'nda nefis bir öğle yemeği ve üstüne
Kayımoğlu Dondurma'nın unutulmaz lezzetteki dondurmasının tadına baktıktan sonra Lodge'a geri dönüş. Öğleden sonra Lodge'da serbest zaman.
Akşamüstü beş çayı ve ufak atıştırmalıklar sizleri bekliyor olacak.
Akşam, havuz başında, Ağlasun'lu Hanımlar'ın hazırladıkları, Romalılardan beri süren geleneğin ürünlerinden oluşan yerel lezzetlerin tadımı.
4. Gün ÇarşambaKremna Antik Kenti - Yazılı Kanyon - Kovada Gölü

Sabah kahvaltının ardından,
Kremna Antik Kenti'ne doğru yola çıkış. Kremna, yunancada uçurum demek ve buraya gelince neden şehrin bu adı aldığını da apaçık göreceksiniz. Buradan göreceğiniz, Aksu Vadisi'ne ve Karacaören Barajı'na doğru uzanan panoramanın insanı etkilememesi mümkün değil. Surlarla çevrili kentin bugün görünen kalıntıları Roma dönemine ait. harabeleri gezdikten sonra
Yazılı Kanyon'a doğru yola devam: Az bilinen bir doğa harikası bir milli park; Yazılı Kanyon adını ise, ünlü şair
Epiktetos'un buradaki kayaları oyarak yazdığı ünlü
Hür İnsan Üzerine Şiirden almakta. Kanyonun harika manzaralarını izlemek için bir yürüyüş. Ardından, öğle yemeğinde, bu sularda yetişen alabalıkların tadına baktıktan sonra Geziden sonra
Kovada Gölü'ne hareket. Kovada Milli Parkı içinde bulunan gölün kıyıları ve bahar aylarındaki göçmen kuşların hareketliliği tam anlamıyla bir doğa şaheseri. Kovada Gölünün etrafı, sık ormanlık alanlar, ormanlık dağlar ve kısmen meyva bahçeleriyle kaplı. Bu nedenle göl görüntüsü ve manzarası büyüleyici. Ardından Lodge'a geri dönüş.
Akşamüstü beş çayı ve ufak atıştırmalıklar sizleri bekliyor olacak. Akşam yemeği havanın durumuna göre lodge'un havuz başında veya restoranında.
5. Gün PerşembeSagalassos Doğa Yürüyüşü - Isparta

Bu sabah, bir çok program alternatiflniz var.
1. Alternatif, yarım günlük bir doğa yürüyüşü: Sabah kahvaltıdan sonra, yerel bir rehber eşliğinde yürüyüşe başlayarak ağaçlar ve derelerle dolu yeşil bir vadiden komşu Yeşilbaşköy'e ve oradan da Sagalassos'a çıkıp, tekrar Lodge'a kadar yaklaşık 4,5 saat süren bir yürüyüş.
2. Alternatif, yarım günlük hafif bir köy yürüyüşü: Sabah kahvaltıdan sonra rehberiniz eşliğinde yürüyüşe başlayarak Ağlasun'un dört mahallesinin içinden geçerek, nefis dağ manzaraları ve geleneksel mimarinin ilginç örneklerinin keyfini çıkarabilir, yerel hayata yakından şahit olursunuz. Bu yürüyüş esnasında, şimdi müzeye çevrilmiş olan
Şair Hasan Hüseyin Korkmazgil'in Anı Evi'ni görebilirsiniz.
3. Alternatif, dağ bisikletleriyle dolaşabilirsiniz.
4. Alternatif, Lodge'da kalıp SPA ve havuzdan faydalanabilirsiniz.
Öğle yemeği Lodge'da. Öğleden sonra
Isparta'ya giderek, hem şehide Eski Üzüm Pazarı, Firdevs Paşa Cami ve Bedesteni gibi eserleri keşfetme, hem de bölgeye has ürünleri alabilme imkanı bulabilirsiniz.
Lodge'un havuz başında ve canlı müzik eşliğinde akşam yemeği.
6. Gün CumaArykanda Antik Kenti - Elmalı - Likya Bağları

Sabah, kahvaltının ardından, saat 10:00'da
Arykanda Antik Kenti'ne hareket. Denizden 800 mt. yüksekte, arkasını sarp kayalıklara vererek inşa edilen bu kentin son derece etkileyici bir görünümü vardır. Pax Romana'nın sağladığı huzur ortamında gelişen Arykanda 240 senesindeki Büyük Likya Deprem'inde çok yıkım görmüş fakat bundan sonra bile tüm Arap akınları ve haçlı istilasına rağmen yaşamaya devam etmiş. Kent 11'nci yüzyıldan itibaren Türkmenlerin hakimiyetine geçmiş. 1838 senesinde İngiliz gezgin Charle Fellows'un ziyaretiyle yeniden hatırlanan Arykanda'nın kazıları, 1971 senesinden itibaren, yaşamını Antik Likya'nın keşfine adayan Prof. Cevdet Bayburtlu başkanlığında Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakültesi tarafından yürütülmüş. Bu Kent'in etkileyici harabeleri arasında Tiyatro, Hamam, Gymnasium, Odeon, Agora gibi bir çok oldukça iyi korunmuş binayı görebileceğiniz gibi karşınıza çıkacak en ilginç yapılar ise Aykırıçay kaynağının bulunduğu yerdeki kayalığın üzerinde yapılmış olan su yolları ile şehrin tüm binalarının iki misli bir alanı kaplayan Nekropol'ü olacaktır. Gezinin ardından,
Elmalı'ya doğru yola devam. Varışta öğle yemeği ve
Elmalı Arkeoloji Müzesi gezisi: Bu müzede elmalı hazinesinin olağanüstü güzellikteki sikkelerini ve civar kazılardan gelen, çok iyi korunmuş mezar odalarını görebilirsiniz. Ardından şehrin restore edilmiş ve çok etkileyici görünüm kazanmış arastasını ve Abdal Musa Türbesi'ni gezip otele yerleşme. Akşamüstü, gün batımında oluşan muhteşem renkleriyle,
gezip, şaraphanede yeni ürünlerin hazırlanışını gördükten sonra, bağevinde hazırlanan şarap tadımlı akşam yemeği. Geceleme
Tu-Ba otelde.
7. Gün CumartesiKibyra - Salda Gölü - Laodikya - Pamukkale

Sabah, kahvaltıdan sonra, Batı Toroslar'ın bir cevheri olan
Kibyra'ya hareket. Varışta öğle yemeği. Gölhisar'ın kuzeybatısındaki tepelere konumlanan
antik şehirde göreceğimiz en önemli mimari yapıtların başında Stad, Agora, Tiyatro, Meclis Binası gelmekte. Kibyra; Kabalis ve daha sonraki adlandırılmasıyla Kibyratis bölgesinin merkezidir. Kuzeyde Frigya, batıda Karya ve Likya, doğuda Pisidya ile çevrelenen bu bölge, antik dönemden günümüze güneydeki limanları iç bölgelere bağlayan bir kavşak konumundadır. Asia Eyaleti'nin önemli bir parçası olan kent, M.S. 23'de geçirdiği büyük depremle önemli ölçüde tahrip olmuşsa da, İmparator Tiberius'un yardımlarıyla tekrar imar edilmiş ve kent imparatora şükranlarını belirtmek için ismini "Caiseria Cibyra" olarak değiştirmiştir. MÖ 43'de Likya bir Roma Eyaleti olduğunda, daha önce Asia Eyaleti sınırlarında olan kentin, Likya Eyaleti'nin bir parçası haline gelmiş. Strabon; Kibyra'lıların Pisidya, Solym, Hellen ve Lidya dilleri olmak üzere dört dil kullandıklarını, demir işçiliği ve kakmacılıkta usta olduklarını aktarır. Ayrıca epigrafik ve arkeolojik araştırmalar, dericilik ve seramik üretiminde önemli bir merkez olduğunu ortaya çıkarmış. Antik Kent gezisinden sonra, Gölhisar'da öğle yemeği ve
Salda Gölü'ne doğru yola çıkış. Salda Gölü, Göller Bölgesi içinde, ormanla kaplı tepeler, kayalık araziler ve küçük alüvyal ovalarla çevrili hafif tuzlu karstik bir göldür. 184 metreye varan derinliği ile Türkiye'nin üçüncü en derin gölü olup Dünya'da ki Mars özelliği gösteren iki yerden biridir. Göldeki magnezyum yüklü beyaz kayaların aynısı Mars'ta da olduğu için buraya Mars yüzeyli göl denmekte. Gölün toprak yapısının sahip olduğu mineraller sayesinde, göl suyunun bazı cilt hastalıklarına karşı tedavi edici etkisi vardır. Suyunun temiz ve berrak oluşu ve turkuaz rengi, güneybatı ve güneydoğu kıyılarında yer alan küçük kumsalların, okyanus adalarını andırmalarına neden olmakta. Çeşitli molalar vererek gölün çevresini keşfettikten sonra
Laodikya gezisi için hareket. M.Ö. 1. yüzyılda Anadolu'nun en önemli kentleri arasında olan Laodikeia, hristiyanlık döneminde de 7 önemli kiliseden biri olmuş. Son yıllarda yapılan kazı ve restorasyon çalışmaları sayesinde yeniden doğan bu görkemli antik kent, bütün dünyadan gelen ziyaretçilerle dolup taşmakta. Ardından
Pamukkale'ye doğru yola devam. Varışta, akşam yemeğine kadar otelin sıcak su havuzlarından faydalanabilirsiniz. Akşam yemeği ve geceleme
Colossae Spa & Thermal Hotel' da.
8. Gün PazarPamukkale - Hierapolis - İstanbul (uçak ile)

Sabah, kahvaltıdan sonra, saat 11:30'e kadar otelin sıcak su havuzlarından ve diğer aktivitelerinden faydalanabilmeniz veya yakın çevrede gezebilmeniz için serbest zaman. Saat 11:00'da oteli terk ederek köyde öğle yemeği ve ardından
Pamukkale sit alanının içinde bulunan Hierapolis Harabeleri ile, günümüze kadar çok iyi korunarak gelmiş olan antik kentin nekropolü gezisi. Daha sonra,
tarafından Dünya Miras Listesi'ne alınan, adeta beyaz, devasa bir kale görünümündeki
Pamukkale travertenleri gezisi. Geziden sonra
Saat 16:00'da Çardak Havalimanı'na transfer.
Denizli Çardak Havalimanı'ndan saat 18:50'de kalkan, AJet Hava Yolları'nın VF3195 no.lu uçuşu ile Sabiha Gökçen Havalimanı'na hareket ile saat 20:00'de varış.