23 Mayıs 2020 Cumartesi İstanbul - Lahor
Türk Hava Yolları ile saat 20:40'da Lahor'e hareket.
24 Mayıs 2020 Pazar Lahor

Saat 04:05'te Ravi Nehri kıyısında kurulu Pencab eyaletinin başkenti Lahor'a varışı takiben karşılama ve otele transfer. Dinlenmenin ve kahvaltının ardından, Lahor'ı keşfetmek üzere hareket. Lahor, önemli bir ticaret ve endüstri merkezi olmakla birlikte, her şeyden önce Pakistan'ın kültür başkentidir. Lahor, Delhi, Agra, Fathepur Sikri'nin yanı sıra Babür hükümdarlarının ve maiyetinin dört başkentinden biri olmuş. Kent, Hint alt kıtasındaki Babür hanedanın tarihindeki en önemli şahsiyetlerinden bazıları tarafından inşa edilen Mughal mimarisinin mücevherlerini barındırmakta. Sabah, Ekber Şah döneminde surla çevrilerek 13 kapılı bir kale şehir konumuna getirilen ve "kadim kent" olarak adlandırılan bölgenin gezisi. "Pâdişâhî Camii" olarak da bilinen
Dünya Mirası Geçici Listesi' muhteşem Badşahi Camii'ni ziyaret. Babası Şah Cihan'ın yaptırdığı Tac Mahal'den daha büyük bu eser yaptırmaya karar veren altıncı Babür İmparatoru Alemgir Şah (Evrengzib), 1671-1673 yılları arasında 8 minareli ve 3 kubbeli bir cami inşa ettirdi. Tasarımı, İslami, Fars, Orta Asya ve Hint etkilerini taşımakta. Günümüzde, Pakistan'daki en büyük ikinci camidir. Camiye bitişik olan
Dünya Mirası Listesi'ne alınan azametli Lahor Kalesi (Shahi Qila) gezisi. 1566 yılında Ekber Şah tarafından inşa ettirmeye başlanan kaleye Cihangir, Şah Cihan ve Alemgir Şah dönemlerinde de önemli ilave ve değişiklikler yapılmış. Sih ve İngiliz sömürgesinde iken askeri merkez olarak kullanılmış. Daha sonra, Şah Cihan'ın mimari zevkinin örneklerinden biri
Dünya Mirası Listesi'ndeKİ Şalimar Bahçeleri (1641) gezisi. Babürlü hükümdarlar bulundukları her yerde yeni bahçelerin kurulmasına çok özen gösterdiler. Kurak manzarın ortasında yer aldığı için Lahor'un cennet olarak nitelendirilebilen bahçeler, peyzaj mimarlığı alanında Babür dehasını gözler önüne sermekte. Öğle yemeğinin ardından, Lahor kentiyle 25 kilometre doğusunda bulunan Hindistan'ın Amritsar kenti arasında bulunan Wagah sınırına transfer. Pakistan ile Hindistan arasındaki Wagah sınır kapısında 1959 yılından beri her gün, gün batımından önce gerçekleşen bayrak törenini ve sınırın kapanış törenini izleme. Törenle açılıp kapanan Wagah sınır kapısı, sıradışı gösterilere sahne oluyor. İki ülkenin askerleri, yaptıkları sert hareketler ve yüksek sesli tekmillerle, birbirlerine güç gösterisi yapıyorlar. Karşılıklı ve senkronize bir şekilde kendi bayraklarını gönderden indiren askerler, gösterinin son bölümünde tokalaşarak, sınır kapılarını kapatıyolar. Gezinin ardından Lahor'a dönüş. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
25 Mayıs 2020 Pazartesi Lahor

Gün boyu,
Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alan değişık yapıları gezerek Lahore'un keşfine devam. Şehirde birçok türbe bulunmakta. 1521'den sonra Lahor'u başşehir yapan Ekber Şah'ın oğlu Cihangir Şah ve İran asıllı yetenekli ve kültürlü bir kadın olan karısı Nur Cihan bahçe yapımına çok ilgi duydular. 28 Ekim 1627 tarihindeki Cihangir'in ölümünden sonra saray hayatından çekilen Nur Cihan Hatun, Lahor Ravi Nehrin karşı kıyısında tarihi Babür Şahdara Bagh bahçelerinde eşi için bir anıt mezarı yaptırmakla uğraştı. Cihangir'in türbesi, Babürlü türbelerinin en önemli örneklerinden biridir. "Çar-Bağ" denilen ve dört bölümden oluşan dikdörtgen tipik Babürlü-İran tarzı bir bahçe içinde yer alan türbe, köşelerinde minareler bulunan kemerli dikdörtgen bir bina ile ortasındaki, içinde muhteşem sandukanın yer aldığı sekizgen bir kısımdan ibarettir. Şah Cihan zamanında su kanalları açılarak uzaklıktan su getirildi. Bu yapı, dönemin en ünlü hattatları tarafından nakşedilen süslemelerle bezelidir. Türbe içindeki mermer kabrin (toprağa gömülü olan gerçek kabrin hemen üstü) kabartmalı Esma-ül Hüsna (Allah'ın güzel isimleri) yazıları en dikkati çeken eserler arasında. Akabinde, buraya yakın bulunan, Cihangir'in kayınbiraderi ve bakanı Asif Han'ın türbesi ve 1645'te ölen güçlü eşi ve Asif Han'ın kızkardeşi Nur Cihan'ın anıt mezarı gezileri. Nehrin öbür tarafına tekrar geçerek, Şah Cihan döneminde Vezir Han olarak bilinen Pencap Valisi Şeyh İlmuddin Ensari tarafından inşaatına 1634 yılında başlanan ve yedi yılda tamamlanan Vezir Han Camii ziyareti. Cami, geniş bir şekilde döşenmiş çini ve seramikleriyle görenleri büyülüyor. Son olarak, Pakistan tarihine ışık tutan, Rudyard Kipling'in babası John Lockwood Kipling'in ilk küratörlüğü yaptığı Lahor Müzesi gezisi. Hindistan'ın bölünmesinden sonra eserlerinin bir bölümü Hindistan'a götürülmesine rağmen Lahor Müzesi halen Pakistan'ın en büyük müzesidir. Gandhara Heykel Sanatı ve bu sanatın şaheseri olan "Oruç Tutan Siddhartha" bu müzenin en önemli eseridir. Şehir turu sırasında, bir açık hava "çamaşırhanesi" olan "Dhobi Ghat"ın görülmesi. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
26 Mayıs 2020 Salı Lahor - Katas - Khewra - İslamabad

Kahvaltının ardından, "Grand Trunk Road" adlı yolu kullanarak başkent İslamabad'a doğru yola çıkış. 2500 kilometreden fazla uzunluktaki Grand Trunk (GT) yolunun tarihi güzergahının büyük bir kısmı, günümüz Hindistan, Pakistan ve Bangladeş'i kapsayan tarihi Maurya İmparatorluğu doruk döneminde kullanılıyordu. Yolun asıl projesinin inşası Babür İmparatorluğu'nun kurucusu ve ilk hükümdarı Babür Şah tarafından 1520 yılında başlatılmış ve yapımı Surî Hanedanlığı'nın kurucusu ve ilk hükümdarı Şir Şah tarafından tamamlanmış. Genellikle "Jernaili Sadak" (The Road of the Generals/Generallerin Yolu) olarak adlandırılan yol, İngiliz sömürge yönetimi sırasında "Grand Trunk Road" olarak yeniden adlandırıldı. Bangladeş'de Chittagong'dan başlayarak, Hindistan'da West Bangal'dan, Delhi'den ve Amritsar'dan geçerek, Pakistan'da Lahor ve Peşaver'e doğru devam eden yol, Afganistan'ın Kabil şehrşnde biter. İslamabad'ın 110 kilometre güneyinde bulunan 900 yıllık Katas Raj Hindu tapınak kompleksi gezisi. Yedi tapınaktan oluşan Katas Raj Hindular tarafından Pencap'taki ikinci en kutsal yeri olarak kabul edilir. Qila Katas olarak da bilinen ve Ram, Hanuman ve Shiva'ya ithaf edilen bu görkemli tapınak kompleksi doğal bir göletin etrafına kuruludur. Hinduizm inancına göre gölet, gökyüzüne uçarken karısı Sati'nin cesedini taşıyan tanrı Şiva'nın gözyaşından yaratılmış. İki gözyaşı döktü: biri bu göleti yarattı, diğeri Rajasthan'a düşerek Ajmer'de bir gölet oluşturdu. Katas sit alanı, göletin etrafında yer alan bir Budist stupasının kalıntıları ve yedi tapınaktan oluşan Satgraha'nın yanı sıra, beş diğer tapınak ve haveliler barındırmakta. Daha sonra, dünyanın ikinci büyük ve ülkenin en büyük, en eski tuz madeni olan Khewra gezisi.
Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alan madenin duvarları rengarenk tuz damarları ve sarkıtlarla dolu. M.Ö. 320 yılında Büyük İskender'in askerleri tarafından keşfedilen maden, ancak Babür döneminde işlem görmeye başlamış. 1872 yılında Ingiliz sömürgesi sırasında geliştirilen maden bağımsızlıktan sonra, "Pakistan Mineral Development Corporation" tarafından devralındı. Yıllık üretimi yaklaşık 350.000 tondur. Dünyada yenilebilen tek kristal olan Himalaya tuzu, kaya tuzlarının yüksek basınç altında kristalleştirilmesiyle oluşmaktadır ve en çok Pakistan'da Khewra tuz madeninde üretilmektedir. Himalaya Dağları'nın uzantısı olan Margala Dağları'nın eteklerine kurulu İslamabad'a varışı takiben, otele yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
27 Mayıs 2020 Çarşamba İslamabad - Gilgit - Karimabad

Sabah, havaalanına transfer ve Pakistan Hava Yolları ile Gilgit-Baltistan dağlık bölgesine uçuş. Özerk bir statüye sahip Gilgit-Baltistan, Pakistan'ın diğer özerk bölgesi olan Azad (Özgür) Keşmir İslam Cumhuriyeti'nin ve Hindistan'ın Cemmu ve Keşmir Eyaleti'nin kuzeyinde bulunmakta. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 1947 kararıyla bölge Keşmir'in bir parçası olarak ilan edilmiş. 1970'e kadar "Kuzey Bölgeleri" olarak anılan bölge, Gilgit-Baltistan'ın Pakistan'a katılmasından sonra kısa bir süreliğine Azad Keşmir idaresi altında kalmış. 1949 yılında Azad Keşmir yönetimi Karaçi Anlaşması'yla Giltgit-Baltistan idaresini federal hükümete devretmiş. Gilgit-Baltistan bölgesinin batısında Tibet menşeili Budist topluluklarla Müslümanlar yaşamakta. Gilgit şehirleri ve çevreleyen vadilerde Şii topluluklar yoğunlaşırken Gilgit'in kuzeyi ve Ghizer bölgesinde İsmaililer yoğundur. Sünniler ise güneybatıda Chila ve Astore'de çoğunluktadırlar. Gilgit ve Baltistan bölgelerindeki Müslümanlar kültürel olarak Keşmir Vadisi'ndeki Müslümanlardan oldukça farklıdırlar. Gilgit-Baltistan, dünyanın en güçlü dört dağ silsilesinin kesiştiği noktada yer alır: Hindukuş, Himalayalar, Karakurum ve Pamir sıradağları. Bu sıradağlar 160 kilometreden az bir yarıçap içindeki dünyanın en büyük yüksek dağ zirvesi konsantrasyonunu oluştururlar. Pakistan'ın en güvenli eyaletlerinden biri kabul edilen Gilgit-Baltistan'ın başkenti Gilgit'e varışı takiben, Karakurum karayolunu takip ederek Karimabad'a hareket. Yirmi yıllık çalışmanın ardından 1979 yılında tamamlanan ve kısa adı olan KKH ile anılan Karakoram Highway (Karakurum karayolu) Pakistan ve Çin hükümetleri tarafından yapılmış. Büyük bölümü Gilgit-Baltistan boyunca devam eden Karakurum karayolu, efsane antik İpek Yolu'nun birçok güzergahından birinin üzerinde inşa edilmiş. Gilgit-Baltistan bölgesini Çin'in Sincan bölgesine bağlayan Karakurum karayolu dünyada asfaltla kaplı en yüksek yollardan biridir. Yaklaşık iki buçuk saatlik bir yolculuğun ardından, akşamüstü Karimabad'a varışı takiben otele yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
28 Mayıs 2020 Perşembe Karimabad - Hunza Vadisi

Eskiden Baltit olarak bilinen Karimabad, 2500 metre yükseklikte kurulmuş çok güzel ve sevimli bir şehir olup içinden büyük bir ırmağın aktığı yemyeşil vadide bulunan Eski İpek Yolu üstünde bulunan bir yerleşimdir. Doğal güzelliği ve sükuneti ile meşhur Hunza Vadisi'nin en önemli şehri olan Karimabad, aynı zamanda bölgenin en popüler ve turistik yerleşimidir. Vadinin güzelliği kadar ünlü olan Hunkakutlar (Hunza halkı), cana yakınlıkları ve misafirperverlikleri ile tanınırlar. Vadide yaşayan Türk kökenli Hunzakutlar uzun ömürleri ve hastalıklardan uzak yaşamalarıyla ünlüdürler. Hunzakutlar bu dağlık vadide, teras şeklinde bahçeler oluşturmuş ve bunları sulamak için de buzulların eriyen sularını biriktirmeyi sağlayan taştan muhteşem bir sulama sistemi geliştirmişler. Taş kanallar suyu doğrudan bahçelere kadar taşımaktadır. Hunza Vadisi'nde başta kayısı olmak üzere, meyve ve sebze yetiştiriciliği yapılmakta. Karimabad, günün her saatinde değişen rengiyle 7788 metre yükseklikteki Rakaposhi Dağı'nın büyüleyici manzarasına hakimdir. Gün boyu Karimabad'ın keşfi için hareket. VIII. Yüzyılda vadiye bakan stratejik bir noktaya kurulmuş olan ve eskiden güney ile Orta Asya arasındaki mevsimsel Trans-Karakurum ticaretini denetliyen, Tibet mimarisinin özelliklerini taşıyan Baltit Kalesi gezisi. "Mir" olarak adlandırılan Hunza hükümdarlarının 1945 yılına kadar yaşadığı Baltit Kalesi
Dünya Mirası Geçici Listesi''nde yer almakta. Mohammed Cemal Han, 1974 yılında Zulfikar Ali Butto tarafından Hunza devletinin kaldırılmasına kadar, Hunza'da hüküm süren son "mir" oldu. Baltit Kalesi ve Ganish köyü Ağa Han Vakfı'nın Kültür Kurulu tarafından restore edildi. Karimabad'ın eski Arnavut kaldırımlı sokaklarında, yerel ürünlerin satıldığı küçük dükkanlarla dolu çarşı gezisi. Daha sonra, Baltit Kalesi'nden yaklaşık 50-100 yıl daha eski olan, Hunza krallığının kuruluş yeri Altit Kalesi ve en eski yerleşim yeri Ganish köyü gezileri. Akşamüstü Rakaposhi, Golden Peak, Diran, Lady Finger ve Ultar dağlarının karlı zirveleriyle çevrili tüm Hunza Vadisi'nin nefis manzaralarını göreceğiniz 2850 metre yükseklikteki Duikar'a çıkış. Gün batımını seyrettikten sonra otele dönüş. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
29 Mayıs 2020 Cuma Karimabad - Passu - Khunjerab Geçidi - Gulmit

Kahvaltının ardından, yolculuğa devam ederek daha kuzey'de bulunan ve Gojal olarak da bilinen Yukarı Hunza'ya doğru yola çıkış. Yol boyunca, Dünya'nın en yüksek ikinci dağı K2'nin bulunduğu azametli Karakurum silsilesini yaran buzul vadilerindeki nehirler kıvrıla kıvrıla akmakta. Buzullardan beslenen Hunza Irmağı'nı takip ederek ve Pakistan-Çin arasındaki tek bağlantı olan Karakurum karayolunda ilerleyerek çini mavisi renginde suları ile Attabad Gölü'ne varış. Yaklaşık 1200 metre uzunluğunda, 350 metre genişliğinde ve 125 metre derinliğindeki göl, 2010 yılında Gojal Vadisi'nde meydana gelen büyük bir heyelan sonucunda oluşmuş. O zamandan beri göl eşsiz rengi ve arka plandaki etkileyici dağ manzarasıyla bir turistik atraksiyon haline gelmiş. Gulmit üzerinden yolumuza devam ederek parıltılı Passu Buzulu'nun yakınlarına varış. Karakurum karayolundan "Passu Konileri" ve Passu Katredali" olarak da bilinen Tupopdan zirvesi (6106 metre) nin ilginç oluşumlarını görmek mümkün. Buradan, Çin sınırından önce son şehir olan, 2800 metre yükseklikte kurulmuş Sost'a varış. Pakistan tarafındaki göç idaresi ve gümrük burada bulunmaktadır. Sost'tan Khunjerab Milli Park'ına girerek, Çin ile sınır kapısının bulunduğu Khunjerab Geçidi'ne doğru ilerleme. Yüksekliği 4.693 metre olan Khunjerab Geçidi, Karakurum karayolunun en yüksek noktası ve dünyadaki en yüksek sınır kapısıdır. Sınır bölgesinde ülkeye göre soldan akan bir trafik sağdan gidiyor ve tersine. Buradan, Karakurum karayolu Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki Kaşgar'a kadar devam etmekte. Mühendisliğin inanılmaz bir başarısı olan Karakurum karayolu, Kaşgar-İslamabad'ın hemen kuzeyindeki Abbottabad'da yaklaşık 1.300 kilometre yol katederek, burada Karakurum karayolu Grand Trunk'a (GT) bağlanmakta. Geceyi geçirmek üzere Gulmit'e dönüş. Yukarı Hunza (Gojal) nın en büyük yerleşim yeri olan Gulmit, 2705 metre yükseklikte yer almakta. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
30 Mayıs 2020 Cumartesi Gulmit - Gilgit

1974'ten önce Hunza bir devlet iken Gulmit, devletin sayfiye başkenti olarak kullanılırdı. Devletin ortadan kaldırılmasından sonra, yerel idare merkezi oldu. Gulmit'teki en iyi korunmuş olan ev altı asırdan daha eskidir. Gojal bölgesinde yaşayan insanların çoğu Orta Asya kökenlilerler. Aşağı Hunza'daki komşuları gibi İsmaililer. Gulmit şehri, eski polo sahası etrafında gelişmiş. Hızın, yeteneğin ve biniciliğin büyüleyici bir karışımı olan, "kralların oyunu" polo en çok onu Hindistan'da tanıyan İngilizlerle anılmakta. Fakat Polo oyununun, İngilizlerin Gilgit-Baltistan'a gelmesinden önce Orta Asya ve Pamir üzerinden Yukarı Hunza Vadisi'ne geldiğini gösteren kanıtlar vardır. 1932 Gulmit doğumlu Shah Gul Aziz, Kuzey Bölgesi ve Gilgit-Baltistan'ın Polo kralı oldu. Pakistan ordusundaki yıllarından sonra memleketine geri dönen eski "Mir"in oğlu, Stanley Stewart adlı gazeteciye "Polo bölgemizde vazgeçilmez bir tutkudur" diyordu. "Savaşın bir tür yeniden ikamesidir". John H. Tobe'nin 1960 yılında yayınlanan"Hunza, Cennet Ülkesi'nde Maceralar" adlı kitabında anlattıkları, gazetecinin söyledikleriyle tamamen örtüşmekte: "Bu ülkede, polo'da kurallar en aza indirgenmiştir ve oyun kısa sürede topun unutulduğu, ikinci plana atıldığı bir ortaçağ savaşına dönüşmektedir. At ve toz bulutu içerisinde biniciler sopalarını birer mızrak olarak kullanarak birbirine saldırmaktadır. Fırsat buldukça geri dönüyor ve izleyicilerin etrafa savrulduğu kalabalığa doğru dörtnala koşuyorlar. Terle kaplı atlar oyunun kahramanıdır ve sahanın bir ucundan diğerine koşmaktadırlar ve bunun öylesine bir tavırla yapmaktadırlar ki İngiliz polosu bunun yanında çocuklar için düzenlenen bir midilli gezisi gibi kalır. Çalgıcılar, cırlak sesli flütler ve gümbür gümbür vuran davullarla kulağı tırmalayan bir patırtı koparmaktadırlar. Yaşlılara göre müzik, atların ilgisini ayakta tutmaya yöneliktir…". Şehrin keşfi sırasında, tarihi polo sahası; son "Mir"in oğlu Raja Bahadur Han'ın kurduğu Etnografya Müzesi; 1998 yılında Karakurum Bölge Kalkınma Teşkilatı tarafından kurulan ve yerli Wakhi kadınların işlettikleri ilginç Halı Dokuma Merkezi; Bulbulik (Pamir'in Bülbülleri) Geleneksel Müzik Okulu ve Miras Merkezi; Hussaini Asma Köprüsü gezileri. Öğleden sonra, Gilgit-Baltistan'da son bir gece geçirmek üzere Gilgit'e hareket. Akşamüstü varışı takiben otele yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
31 Mayıs 2020 Pazar Gilgit - İslamabad

Sabah, havaalanına transfer ve Pakistan Hava Yolları ile İslamabad'a uçuş. Potohar Platosu'nda yer alan Federal başkenti İslamabad, modern mimarisi, geniş ve düzenli caddeleri, yeşil alanları, kalabalıktan ve kargaşadan uzak görünümüyle diğer kentlerden farklı olarak ülkenin gelişmiş ve modern yüzünü temsil ediyor. 1947 yılında bağımsızlığına kavuşan Pakistan'ın, olası savaşlarda denizden gelecek saldırılar karşısında stratejik ve güvenli bir noktaya taşınması için yeni bir başkentin inşa edilmesine karar verildi. Sıfırdan kurulan kentin inşası 1960 yılında başladı. Pakistan'ın diğer büyük kentlerin aksine İslamabad'ın ekonomi, kültür ve sanat alanında önemli bir rolü bulunmuyor. Modern, görkemli kamu binalarına ve pek çok üniversiteye ev sahipliği yapıyor. Diğer kentlerden farklı olarak İslamabad'da ağırlıklı olarak Urduca ve İngilizce konuşulmakta. Pencap, Peştu ve Sind dilleri gibi yerel diller ise, diğer bölgelerden çalışmaya gelenler arasında konuşuluyor. Varışı takiben başkentin keşfi. Pakistan'ın en büyük camii olan Faysal Camii gezisi. 1986'da tamamlanan cami Türk mimar Vedat Dalokay tarafından tasarlanmış. Caminin şekli çöllerde yaşayan bir Bedevi'nin çadırını andırır. Modern İslam mimarisinin başyapıtlarından gösterilen cami 1986 yılında ibadete açıldı. Daha sonra, Shakar Parian tepelerinden İslamabad ve hemen yanı başındaki tarihi kardeş şehir Rawalpindi kentlerinin manzaralarını izleme. Buradaki İslamabad'ın simgelerinden biri olan Pakistan Ulusal Anıtı ve Müzesi gezisi. Gezilerin ardından, otele transfer ve yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
01 Haziran 2020 Pazartesi İslamabad - Taxila - İslamabad

Sabah, İslamabad'ın keşfine devam. Pakistan'daki kültürlerin ve medeniyetlerin evrimini anlatan İslamabad Müzesi'nden sonra, Binasının geleneksel mimarisi de dikkat çeken, heykel, resim, çanak çömlek, müzik ve tekstil işleri ile Pakistan halkının kültürel mirasını sergiliyen Lok Virsa Etnoloji müzesini ziyaret. Öğle yemeğinden sonra, İslamabad'ın kuzeybatısında,
Dünya Mirası Listesi'deki Taxila Antik Kenti'ni gezmek üzere hareket. Eski adı Takshashila olan Taxila, günümüzde Afganistan'ın kuzeydoğusundaki Celalabad'dan Taxila'ya kadar uzanan Gandhara uygarlığının en önemli kenti idi. Pers İmparatorluğu'na ait olan bu bölge, M.Ö. 327'de İskender'in gelişiyle Makedon kralının hakimiyetine geçmiş. Maurya İmparatoru Çandragupta'nın M.Ö. 321'den sonra bölgede sağlamış olduğu hakimiyet, kral Aşoka'nın ölümüne değin (M.Ö. 232) devam etmiş; böylelikle Gandhara önemli bir Budizm merkezi haline gelmiş. Helenistik kültürün Hint kültürü ile etkileşimi, Greko-Baktriyan veya Greko-Budist olarak anılır. Buddha heykellerine can veren Gandhara ekolü oldukça önemli bir rol oynar. Hint sanatının Budist etkideki ilk ürünleri, M.Ö. III. yüzyılda, Maurya İmparatoru Aşoka dönemine aittir. Daha sonra bölgeyi ele geçiren ve geniş bir uygarlık kuran Kushanlar, Gandhara etkisindeki Budist Hint sanatı ve mimarisinin ilk hamileri olmuşlar. Gandhara sanatının en iyi örnekleri M.S. I. Yüzyılda verilmeye başlanmış. Gandhara sanatçıları tarafından yaratılan Buddha heykellerinin kuşkusuz en önemli özelliklerinden biri de, Buda'nın ilk kez Shakyamuni (Gautama Buddha) olarak yani doğrudan insan şeklinde tasvir edilmeye başlamasıdır. İpek Yolu'nun bir kolu üzerindeki Taxila gezisinden sonra İslamabad'a dönüş. Akşam yemeği ve geceleme otelde
02 Haziran 2020 Salı İslamabad - İstanbul
Havaalanına transfer ve Türk Hava Yolları ile saat 05:15'te hareketle saat 09:15'te İstanbul'a varış.