26 Mart Çarşamba günü saat 23:00'te İstanbul Havalimanı'nda buluşma.

Türk Hava Yolları'nın TK 86 no.lu uçuşu ile saat 02:15'te Osaka'ya hareket. Saat 18:55'te Japonya ekonomisinin kalbi olan Osaka Kansai Havalimanı'na varış ve karşılama. Ardından, Osaka Körfezi açıklarında, 4 kilometre uzunluğa ve 2,5 kilometre genişliğe sahip yapay bir ada üzerine kurulan, 3 kilometrelik bir köprü ile anakarayla bağlanmış olan bol prestijli ödül sahibi İtalyan mimar Renzo Piano tarafından tasarlanan Kansai Havalimanı'dan yaklaşık bir saat mesafede bulunan Osaka şehrin merkezindeki otelimize transfer ve yerleşme. Geceleme otelde.

Tokyo'nun 600 kilometre Güneydoğusundaki ve Osaka Körfezi'ne dökülen Yodo Nehri'nin ağzında yer alan, nehir ve kanallarla çaprazlanan Osaka, Japon mutfağının başkenti olarak bilinmekte. Osaka 2,7 milyon nüfusu ile Tokyo ve Yokohama'nın ardından Japonya'nın en büyük üçüncü şehri olup Japonya'nın en önemli ekonomi, ticaret ve sanayi merkezlerinden biridir. Çok sayıdaki su yolları şehrin gelişimini hızlandırmış. Osaka XIX. yüzyıl sonunda endüstriyel başarısı sayesinde (özellikle tekstil sektöründeki pamuk fabrikaları ile) Japonya'nın Manchester'ı'' olarak anılmıştır. Zamanla, şehrin tekstil endüstrisinin yerini elektrikli ekipman, gemi inşaatı, demir ve çelik, otomobiv gibi sanayi dalları almıştır. Sabah, şehir turu sırasında iki kuleden oluşan Umeda Sky Gökdeleni ile tanınan Kita (kuzey) semtini, muazzam büyüklükteki alışveriş merkezleri ve çok sayıda cazibe merkezlerini barındıran Minami (güney) semtini 1586 yılında Toyotomi Hideyoshi tarafından inşa edilen ve geleneksel bir mimariye sahip Ozakajo Kalesi gibi Osaka'nın önemli yerlerini keşfedebilirsiniz. Çok sayıda restoran ve mağazanın bulunduğu hareketli Shinsaibashi'nin yanı sıra neon tabelalarla dolu, alışveriş ve eğlencenin merkezi, hayatın kalbinin attığı, gençlerin gece gündüz demeden toplandığı meşhur Ebisubashi köprüsü ile 400 yıllık Dotonbori-gawa kanalının kıyısındaki Dotonbori nehri kıyısındaki Dotonbori bölgesi ve Osaka'nın en büyük ve en popüler caddesi olan Midosuji gezileri. Yerel bir restoranda öğle yemeğinin ardından, istasyona transfer ve Osaka'nın 280 kilometre batısında yer alan Hiroşima'ya "Shinkansen" ya da "mermi tren" ile hareket. 1 saat 22 dakika süren bir yolculuktan sonra, Japonya'nın en büyük adası olan Honshu'nun batı ucunda yer alan Chugoku bölgesindeki Hiroşima'ya varış. "Geniş ada" anlamına gelen Hiroşima, Ota Nehri deltasında, Seto-Naikai İç Denizi'nde bulunan Hiroşima Körfezi kıyısında yer almakta. Ota Nehri'nin oluşturduğu altı kanal şehri birkaç adacık halinde bölmekte. Dünya barışının simgesi olan Hiroşima'nın şu anki hali İkinci Dunya Savaşı'nda atılan atom bombasının kullerinden doğmuştur. Akşamüstü Hiroşima Körfezi açıklarındaki Miyajima Adası'nın karşısında bulunan otelimize yerleşme. Batı tarzı yatak yerine "futon" denilen tipik yer yataklarının serildiği ve zemin malzemesi olarak kullanılan ve bir çeşit hasır olan "tatami" bir döşeme ile donatılmış Japon tarzı odalara yerleşme. Japon kültürünün zamansız bir sembolü olan "tatami" döşeli odalara ayakkabı ile girilmez. Terlikler de çıkarılarak girilir. "Tatami"ye ayakkabıyla asla basılmaz. Otel şifalı sıcak su banyolarından yararlanabileceğiniz "Onsen" olarak bilinen geleneksel Japon kaplıcalarına da sahip. Ayrıca otelde kalırken giyeceğiniz "Yukata" adlı kıyafetin verdiği özgürlük ve rahatlık hissini tadabilirsiniz. Tipik Japon tarzı akşam yemeği ve geceleme otelde.

Kahvaltının ardından, yüzlerce yıldan beri kutsal kabul edilen, Şinto ve Budist rahiplerin yaşadığı ve geyiklerin serbest dolaştığı, Seto iç denizinde bulunan Miyajima Adası'na hareket. 30 kilometrekarelik adanın tamamı özel tarihi alan ve özel manzara bölgesi ilan edilmiş. Yaklaşık 15 dakika süren Feribot yolculuğu ile ulaşılan Miyajima'da, Dünya Kültür Mirası olan meşhur Itsukushima Shinto Mabedi ve Japonya'nın en güzel üç manzarasından biri olarak bilinen denizin ortasından yükselen büyük kırmızı kapı "Torii" bulunmakta. Kutsallığının yanında büyüleyici bir doğaya sahip Miyajima Adası gezisinden sonra, öğle yemeği için anakaraya dönüş. Ardından, Hiroşima şehir turu için hareket. Hiroşima, güçlü bir daimyo yani bir shogunun feodal lordu olan M?ri Terumoto tarafından 1589 yılında Seto İç Denizi nehir deltasının kıyı şeridi üzerinde kurulmuştur. 1889 tarihinde şehir statüsü alan Hiroşima 1945'te yaşanan saldırıyla birlikte hafızalara kazınmıştır. Bir Dünya Kültür Mirası ilan edilen Barış Anıtı Parkı Müzesi'ni ziyaret. Park, 6 Ağustos 1945'te nükleer bomba atılan ilk kent olan Hiroşima'ya adanmış. XVI. yüzyılda kurulan bir kalenin çevresinde gelişen Hiroşima, askeri üssü ve Japonya'nın sanayi şehri haline gelmişti. Japonya 8 Aralık 1941'den beri Amerika Birleşik Devletleri ve müttefikleri ile savaştaydı. 26 Temmuz 1945 günü, ABD Başkanı Truman, Japonya'nın koşulsuz teslim olmasını isteyen Potsdam Deklarasyonu'nu yayınladı. Japonya ültimatomu reddedince, Truman nükleer saldırı emrini verdi. 6 Ağustos 1945'te yerel saatle 08:15'te Amerika Birleşik Devletleri "Enola Gay" adlı bir B-29 bombardıman uçağından bıraktığı "little boy" isimli atom bombasıyla ilk anda 75 bin kişinin ölümüne yol açtı. Sonrasında radyasyon hastalıkları sebebiyle ölenlerle birlikte bu sayı 145 bine ulaştı. Geziden sonra tren istasyonuna transfer. "Shinkansen" adlı süper hızlı tren ile Ch?goku bölgesinin en büyük şehri Hiroşima'dan 310 kilometre uzaklıktaki Kyoto'ya hareket. Dünyanın ilk hızlı treni olan mermi tren 1 saat 40 dakika süren bir yolculuktan sonra Kansai bölgesinde bulunan Japonya'nın en güzel şehirlerinden biri olan Kyoto'ya varış. Kyoto'ya hakim bir konumdaki otelimize yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme otelde.

Gün boyu 794'ten 1868'e kadar, onbir asır boyunca Japonya'nın eski başkenti olan Kyoto şehrin keşfi. Muhteşem tepelerle çevrili olan, paha biçilmez hazinelerin ve emsalsız geleneklerin beşiği Japonya'nın en güzel şehri, II. Dünya Savaşı sırasında zarar görmeyen nadir Japon şehirlerinden biridir. Tarihi anılar ve efsanelerle dolu şehir, Japonya'nın en güzel eski yapıları barınmakta.1650 Budist Tapınağı ve 400 Shinto Mabedi ile Kyoto aynı zamanda ülkenin kutsal ve ruhani başkenti olarak da kabul edilir. Şehir ipek ve brokar dokumaları, çömlek, tunç, lake ve porselen eşyaları, geleneksel yelpaze ve bebek imalatı ile de tanınmakta. Sabah, "başkenletin başkenti" olarak nitelendirilen, Japonya'nın kültür değerlerini çok iyi koruyan, tarafından Dünya Kültür Mirası Listesi'ne alınan Kyoto'nun en önemli yapılarını keşfetmek üzere hareket. İlk olarak Ryoan-ji Tapınağı'nın inanılmaz güzellikte ki Zen bahçeleri ve sonra romantik görünümüyle Kinkaku-ji Tapınağı'nı ziyaret; 1397'de Yoshimitsu adlı şogun tarafından ikametgâh olarak inşa ettirilen yapı altın köşk anlamına gelmekte; 1408'de, Yoshimitsu'nun ölümünden sonra Zen bir tapınağa dönüştürülmüş. Ardından, Edo Hanedanın'ın kurucusu olan Tokugawa Leyasu adlı şogun tarafından 1603'te inşa ettirilen sıradışı Nijo Şatosu gezisi. Yerel bir restoranda öğle yemeğinden sonra, şehrin panoramik manzarası ile Japonya'nın en ünlü tapınaklarından biri olan ve "saf su" olarak adlandırılan Kiyomizu Dera Tapınağı ile kazıklar üzerinde inşa edilmiş terasını ziyaret; Japon Budizm'inin en eski ikinci kolu olan Hosso tarikatına bağlı tapınak 780 senesinde inşa edilmiş. Son olarak, Geyşa kültürünün hissedilebileceği geleneksel evler ve dar sokakların modern unsurlar ile kaynaştığı tarihi bir semt olan Gion mahallesinde gezinti. Eski Japon geleneklere göre dans etme, şarkı söyleme, müzik aletlerini çalma, servis yapma gibi birçok bilgi ve yeteneğine sahip Geyşaların görevi konuklarının rahat ve güzel zaman geçirmesini sağlamaktır. Gion kültür merkezinde, birçok ön hazırlık gerektiren çay töreni, ikebana çiçek düzenleme sanatı, geleneksel müzik, komedi ve kukla oyunundan oluşan tanıtımların izlenmesi. Akşam yemeği ve geceleme otelde.

Kahvaltıdan sonra, Kyoto'nun güneyinde bir saat mesafede yer alan tapınaklar şehri Nara'ya hareket. Nara Döneminde (Nara Jidai M.S. 710-794) 710 yılında kurulan ve Kyoto'dan önceki başkent olan ve o zamanki adıyla Heij?-ky? olan Nara tarihi, efsaneleri ve gelenekleri ile Japon kültürünü çok güzel yansıtmakta. Budizm inancının gelişme imkânı bulduğu Nara aynı zamanda sanatın, zanaatçılığın ve edebiyatın beşiği olmuş. tarafından Dünya Kültür Mirası Listesi'ne alınan yapılarının keşfi: VII. yüzyıldan kalan Japonya'nın en eski tapınağı Horyu-Ji ve dünyanın en eski yapıları arasında yer alan görkemli "Rüyalar Köşkü"; Nara'nın simgesi olan, 710 yılında inşa edilen ve mutluluk tapınağı anlamına gelen beş katlı Kofuku-Ji Pagodası ve bahçeleri; dünyanın en büyük ahşap binaları arasında olan, altın rengi bronzdan yapılmış devasa Buda heykeli barındıran Todai-Ji Tapınağı; 768 yılında inşa edilen ve Japonya'daki en unlu Shinto mabetlerinden biri olan Kırmızı lake boyalı Kasuga Taisha Mabedi; ve tabii ki binden fazla sevimli geyiğin serbestçe yaşadığı ve halk arasında Geyik Parkı olarak adlandırılan Nara Parkı gezisi. Shinto dininde geyikler kutsal hayvanlar olarak kabul edilip korunmaktalar. Doğu Asya'ya özgü Sika cinsi geyikler (cervus nippon) halkın büyük saygısına sahipler... Öğle yemeği Nara'da yerel bir restoranda. Akşamüstü Kyoto'daki otelimize dönüş. Akşam yemeği tarihi bir binada, Kaiseki deneyimi yaşayacağınız yerel bir restoranda. Kyoto stili geleneksel "kaiseki ryori" olan "kyo kaiseki" tadım menüsü yerel ve mevsimsel lezzetler ile farklı tadımlık tabaklardan oluşmaktadır. Geceleme otelde.

Sabah, tren istasyonuna gidip "Shinkansen" adlı süper hızlı tren ile Kyoto'dan 385 kilometre uzaklıktaki Odawara'ya hareket. Dünyanın ilk hızlı treni olan mermi tren ile iki saat yedi dakika süren bir yolculuktan sonra Odawara'ya varış. Fuji-Hakone-Izu Ulusal Parkı'ndaki güzel manzaraları ve kaplıcaları ile ünlü Hakone-Kawaguchiko bölgesine doğru yola çıkış. Yerel bir restoranda öğle yemeğinin ardından, tarafından Dünya Kültür Mirası Listesi'ne alınan Fuji Dağı'nın eteklerinde yer alan, Fuji Dağı'nın muhteşem manzaralarını gözler önüne seren Ashi krater gölü üzerinde bir tekne gezisi. Ebediyeti temsil eden ve halk tarafından kutsal kabul edilen "Fuji-san" ın mükemmel şekildeki konik tepesi, yılın yarısından fazla sürede kar ile kaplıdır. Eski çağlardan beri bu dağ hakkında sayısız siirler yazılmış, resimler yapılmış. Fujiyama olarak da bilinen Fuji'nin kutsal olarak görülmesinin sebebi, takımadaların folkloru ve kültürü üzerinde önemli bir etkiye sahip atadan kalma "Prenses Kaguya" halk hikayesinin yanında, başta Japon toprakları olmak üzere bütün tabiat kutsal kabul eden Şintoizm inancına dayanır. Fakat dağlara, özellikle Fuji Dağ'ına "kami" olarak adlandırılan, kozmik güçlere bağlı olan tanrıların yanı sıra ataların, doğal unsurların veya Japonya'nın merhum hükümdarlarının ruhlarının meskeni olduklarına inanıldığından saygı gösterilir. Meydana gelen bir dizi volkanik patlama sonucunda oluşan 3776 metre ile ülkenin en yüksek dağı olan ve Japonya'nın simgesi haline gelen Fuji Dağı'nın keşfi. Akabinde, çağdaş Japon ressamların çeşitli eserlerin sergilendiği Narukawa Sanat Müzesi'ni ziyaret. Ardından, tepelerinde sıcak su kaynaklarının bulunduğu ve IX. Yüzyıldan beri termal merkezi olarak tanınan Hakone-Kawaguchiko bölgesine doğru hareket ederek otelimize transfer ve yerleşme. Hava açık olduğu sürece otel Fuji Dağı'nın muhteşem manzarasına sahip. Akşam yemeği ve geceleme otelde.

Sabah, huzur veren tapınakları ile kıyı kasabası Kamakura'ya doğru yola çıkış. Yerel bir restoranda öğle yemeğinin ardından, Pasifik kıyısındaki Kamakura şehri gezisi. Tokyo ve Yokohama'ya yakın konumunun sayesinde popüler bir tatil beldesi olan şehir, 1192 ila 1333'te başkent görevini üstlenmiş. İktidarı ele geçiren Minamoto No Yoritomo adlı şogun, yeni başkenti Kyoto'dan Kamakura'ya taşımış. Şehirde o dönemden kalan birkaç tapınak bulunmakta: Aralarında en çok dikkat çeken Kamakura Daibutsu olarak bilinen 13,35 metre yüksekliğindeki Büyük Buda heykeliyle Kotoku-in Tapınağı; beş Zen tapınağından en önemlisi olan Kencho Ji Tapınağı ile Minamoto klanının koruyucusu olan savaş tanrısı Hachiman'a ithaf edilen Tsurugaoka Hachimangu Shinto Tapınağı gezileri. Ardından, 100 kilometre uzakta Tokyo Körfezi'nin kıyısındaki Sumida Nehri'nin ağzında yer alan Tokyo'ya doğru yola devam. Çok eskilere dayanan bir yerleşim bölgesinde bulunan ve ülkenin en büyük kenti olan Tokyo, bilindiği gibi Japonya'nın başkentidir. Tokyo bugün, dünyanın en büyük metropol alanı olarak kabul edilir. Dünyaca ünlü Japon şirketlerinin ekonomik merkezi olan ve dünyanın en büyük finansal merkezleri arasında yer alıp, eski ve yeni mimarisi, geçmişine bağlı gelenekleri ve geleceğe yön veren teknolojisi, ışıl ışıl caddeleri, , göz alıcı manzaraları ve bahçeleri, telaşlı ve koşuşturmaca içerisindeki insanlarıyla Japonya'nın en ilginç kenti, dünyanın en güvenli, en misafirperver, en iyi toplu taşıma sistemine sahip Tokyo'ya varışı takiben başkentin sembolleri arasına giren göz alıcı Rainbow Bridge asma köprüsü manzaralı Odaiba Adası gezisi. 1990'larda inşa edilen ve anakarayı Tokyo Körfezi'ndeki Odaiba (Daiba) yapay adasına bağlayan Gökkuşağı köprüsü, başlı başına bir turistik cazibe merkezidir. Gece vakti şehrin ışıl ışıl, muhteşem manzarasının tadını çıkarıcağınız yerel bir restoranda akşam yemeği. Ardından, otele yerleşme. Geceleme otelde.

Tokyo, 1868 yılına kadar "Edo" adı ile tanınmıştı. Küçük bir kale olan Edo, 1603 yılında iç savaşı kazanan ve Japonya'yı kendi idaresi altında birleştiren Şogun Tokugawa Ieyasu tarafından Japonya yönetiminin başkenti yapılır. 1868'de Şogun yönetimine son veren Meiji adlı Japon imparatoru, Kyoto'dan Edo Kalesi'ndeki eski şogun sarayına taşınarak, Edo'nun adını "doğudaki başkent" anlamına gelen Tokyo ile değiştirir. Tokyo'nun büyük bir kısmı 1923'teki büyük Kanto Depremi'nde ve 1945'teki ABD bombardımanlarında yıkılmış. 1950'lerden sonra ülke ekonomisi ile birlikte hızlı bir büyüme gösteren Tokyo, dünya çapında bir iş merkezi ve Japonya'nın kültür odağı olur. Kahvaltıdan sonra, geleneksel ahşap evler ve Meiji döneminden kalma taş yapıların yanı sıra gökdelenlerden oluşan bir mimari çeşitliği sunan Tokyo şehir turu için hareket. Tur sırasında, Shibuya ve Harajuku semti arasında yer alan, Japon gençler arasında popüler olan Takeshita Dori Sokağı; Tokyo'nun en büyük ve en güzel parklarından Yoyogi Parkı'nda 1912 yılında ölen ve Kyoto'da gömülü olan İmparator Meiji ve İmparatoriçe Shoken'e ithaf edilen Shinto mabedi; eski Edo Kalesi'nin bulunduğu bölgede inşa edilen, Japonya İmparatoru'nun resmî ikametgâhı olan, hendeklerle çevrili ihtişamlı İmparatorluk Sarayı'nın muhteşem bahçeleri gezileri. II. Dünya Savaşı sırasında harabeye dönen saray, sonrasında aslına uygun olarak tekrar inşa edilmiştir. Tokyo'nun lüks alışveriş bölgesi Ginza'nın ana caddesinin keşfinden sonra yerel bir restoranda öğle yemeği. Ginza'nın ismi, 1612'den 1800'e kadar bu bölgede gümüş paranın basıldığı bir darphaneden aldı. XX. yüzyılda Ginza lüks bir alışveriş bölgesi olarak gelişti. Ginza'da serbest zamanın ardından, Japonya'nın önemli hac merkezlerinden meşhur Asakusa'daki devasa Sensoji Tapınağı'nı ziyaret. Sensoji, Tokyo'daki en eski Budist mabedidir. Asakusa'nın çivarındaki Japon hediyelik eşyaların satıldığı, yan yana sıralanmış sayısız dükkanları ile meşhur ve bir yaya yolu olan renkli Nakamise sokağında gezinti. Daha sonra otele dönüş. Akşam yemeği ve geceleme otelde.

Kahvaltıdan sonra, sizi hayran bırakacak olan, oldukça gelişmiş geniş metro ağını kullanarak canlı ve dinamik yapısıyla Japonya'daki en heyecan verici metropol olan renkli Tokyo'nun keşfine devam. İlk olarak şehri nehirden başka bir açıdan görebileceğiniz Sumida Nehri'nde keyifli bir tekne turu. Daha sonra, Asakusa'ya kadar gidip oradan metroya aktarıp 1876 yılında kurulan başkentin en popüler şehir parkı unvanını alan, tarihi ve doğal güzellikleriyle ziyaretçileri büyülüyen Ueno Parkı'na varacağız. Ueno Parkı'na yakın olan, bir anda kendinizi farklı bir zaman diliminde bulunucağınız, eski mezarlar barındıran ilginç Yanaka mezarlığının içinden geçerek, bu tarihi semtinde bulunan tapınakların görülmesi. Kiraz çiçeklerini görerek, birçok önemli müze ve çok sayıda tapınak barındıran Ueno Parkı içinde keyifli bir yuruyuş yaptıktan sonra Japonya'daki en eski ulusal müze olmanın yanı sıra Japonya'nın en önemli müzelerinden biri olan Tokyo Ulusal Müzesi'ni ziyaret. Ardından, meşhur bir alışveriş merkezi olan Ginza semtine metro ile ulaşıtıktan sonra öğle yemeği serbest ve öğleden sonra da Tokyo'yu arzunuza göre keşfe devam edebilirsiniz. Elektronik alişverişi için Akihabara'da tercihlerinizin arasında yer alabilir. Alış veriş veya son keşifler yapabilir güzel bir kafede öğlenden sonranızı değerlendirebilirsiniz. Saat 18:00'de otelden hareket ederek havaalanına transfer. Türk Hava Yolları'nın TK199 no.lu uçuşu ile saat 21:55'te İstanbul'a hareket.

Saat 05:10'da İstanbul Havalimanı'na varış.