Menderes Vadisi'nden Halikarnas'a

Batı Anadolu'da, asırlar boyunca İpek Yolun'nun sonuna varan ticaret kervanlarının Ege'deki limanlara ulaşmak için kullandıkları Menderes Vadisi boyunca, hem ticaretin sağladığı gelirlerden, hem de verimli topraklarıda fışkıran tarım ürünlerinden sağladıkları gelirlerden zenginleşen halk, devasa kentler inşa ettirmiş. Zaman içinde bu ticaret yollarının önemini kaybetmesi; deprem, sıtma salgını gibi tabii felaketler ve bunların sonucunda oluşan savaşlar, yağmalar bu kentlerin terk edilmesine neden olmuş. Yine de pek çok kültürel zenginlik günümüze kadar ulaşabilmiş. Bu kültür varlıklarını gerek müzelerde gerekse, son senelerde gelişen arkeolojik kazılar sonucu bulundukları yerlerde görebilmekteyiz. Fakat, bir çoğu maalesef çok az tanındığı için, pek kimse yolunu değiştirerek bu Antik Kentleri ziyaret etmemekte. Bu gezi programını hazırlamamızın nedeni, Menderes Vadisi'nden Karia'ya kadar, pek çok kültür mirasını tek bir yolculukta sizlere tanıtabilmek. Tabii bu arada, Bodrum'a kadar gelmişken keyifli bir akşam ve bir öğle yemeğini de ihmal etmedik. Her zamanki Dünyanın Renkleri yolculuk tarzını yaşayacağınız bir uzun haftasonu seyahat programı...

TURUN ÖZELLİKLERİ

  • İzmir'de başlayıp, Bodrum'da biten bir yolculuk;
  • Sardes, Blaundus, Nysa ve Menderes Magnesiası gibi az bilinen harika Antik Kentler'i keşfetme;
  • Ulubey Kanyonu'nunu tanımak;
  • Uşak Arkeoloji Müzesi'nde Harun Hazinesi'ni görebilmek;
  • Buldan'da çok güzel pamuklu dokumalar alabilmek;
  • Karia'nın Lagina ve Labranda Kutsal Alanları ile Stratonikeia Antik Kenti'ni gezme;
  • Bodrum'da keyifli bir haftasonu eğlence ve yemeği;

08 Ekim 2020 Perşembe İstanbul - İzmir - Sardes - Uşak

Sabah. Taksim ve Kadıköy'den Sabiha gökçen Havalimanı'na transfer. Saat 07.25 daki Pegasus Hava Yolları'nın uçuşu ile İzmir'e hareket. ve 08.40 da Varışta karşılama ve Uşak istikametinde yola çıkış. Yol üzerinde Sardes Antik Kenti gezisi. Sart Beldesi'nde, Tmolos Dağları'nın eteklerinde bulunan Antik Kent, Gediz Nehri'nin suladığı ovada ve Anadolu'nun içlerinden gelen ticaret yolunun üzerinde konumlanmış. Demir Çağında Lydia Krallığı'nın başkentidir. Ovanın 300 mt. üzerinde bulunan akropolisi kale gibidir. Akropolis'in eteğinde yer alan Paktolos Nehri kente yalnızca su değil, altın da taşımıştır. Bugün bilinen madeni para yani sikkenin doğum yeri olan Sardes, antik dünyanın önde gelen şehirleri arasındadır. Göl kıyısnda bulunan ve Bin Tepeler diye anılan tümülüs mezarlık dünyanın en büyük tümülüs alanıdır. Şehre girişte dikkat çeken Gymnasium'un arkasında Hamam ve bin kişi alabilen Sinagog ile yer mozaiklerive Sütunlu Çeşme çok iyi korunmuştur. Antik Kent gezisinden sonra öğle yemeği molası ve Uşak'a doğru yola devam. İlk önce, Dünya'nın iki büyük kanyonundan biri olan Ulubey Kanyonu' nun seyir terasında, daha sonra da, Roma döneminde hayli önemli bir yerleşim yeri olduğu bilinen Blaundus Antik Kenti'nde gezi molası. Burada tapınaklar, tiyatro, sütun girişler ve kaya mezarları gibi pek çok eser görebilirsiniz. Şehir Helenistik Döneme ait izleri taşımakta. Daha sonraki mola Clandras Köprüsü olacak. Frigyalılar döneminde yapılan ve Banaz çayı üzerinde, 24 metre yüksekliğindeki bu taş köprü çok hoş bir manzara sunmakta. Uşak'a varışta, Karun Hazineleri'ni de kapsayan zengin bir koleksiyona ev sahipliği yapan Arkeoloji Müzesigezisi. Ardından, şehrin tarihi mahallelerinde bir gezinti ve otele yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme otelde.

09 Ekim 2020 Cuma Tripolis - Nysa - Menderes Magnesiası - Aydın

Sabah, kahvaltının ardından, gün boyunca, birbirinde güzel ve çok farklı olduğu kadar, çok az da tanınan Antik Kentleri ve şehirleri keşfetmek üzere yola çıkış. İlk durak Buldan nostaljik dokuma atölyeleri. Bu şirin kasabanın merkezinde, yüzyıllardır geleneği olan Buldan Bezleri'nin binbir çeşidini görebileceğiniz bir mola. Ardından, çok az gezginin taıdığı fakat ayakta kalan antik binalarıyla önemli bir görsellik sunan Tripolis Antik Kenti'ne doğru yola devam. Tripolis, Lidya Şehirleri arasında yer almasına karşın Frigya ve Karya bölgelerine ulaşımı sağlayan önemli sınır, ticaret ve tarım merkezlerinden biri görünümündedir. Menderes Nehri ile Çürüksu Çayı'nın bereketlendirdiği, Çürüksu Ovası'nın büyük bir bölümüne hakim kentlerden biri olup, kuruluş biçimiyle ve şehircilik anlayışı ile yörenin en zengin kentleri arasında yer almaktadır. Günümüzde Sütunlu Cadde, Çeşme, Tiyatro, Hamam ve Şehir Binası gezilecek önemli yapılardır. Tripolis gezisinden sonra Sultanhisar'ın kuzeyindeki Mesogis Dağı eteklerinde konumlu ve M.Ö.3.yy. da iki şehir olarak kurulup, sonradan köprülerle birbirine bağlanan Nysa Antik Kenti: hareket. Nysa döneminin Karia kentleri arasında büyük öneme sahipdir. Strabon ve Stephanos yazılarında bu kentten çok bahsetmiş. Strabon'un bu kentte eğitim gördüğü, bu sayede Nysa'nın önemli bir eğitim ve bilim merkezi olduğu, Strabon ve Stephanos dışında Filozof Apollonios , Aristodemos , Sostrados'nun da Nysa'da doğup ve yetiştiği bilinmekte. Tiyatro ve iki katlı Gerontikon günümüze çok sağlam bir şekilde ulaşmış ve hala çok etkileyici. yapılardır. Efes'de ki Celsus Kütüphanesi'nden sonra günümüze sağlam bir şekilde ulaşan tek kütüphaneyi burada görebilirisiniz. Daha sonra, Aydın'a varış ve öğle yemeği. Ardından, Aydın Arkeoloji Müzesi gezisi.
Herodotos İonia hakkında şunu söylemiş: "İonialılar kentlerini yeryüzünde bildiğimiz en güzel gökyüzü altında ve en güzel iklimde kurulmuş kentler olarak nitelendirmişlerdir. Ne daha kuzeydeki bölgeler ne daha güneyde kalanlar ile bir tutulamaz. Hatta ne doğusu ne batısı kimisi soğuk ve ıslak kimisi sıcak ve kurak olur"
İşte bu eşsiz coğrafyada yaşayıp gelişen kültürlere ait bir grup eser, zamanın Aydın Müzesinin çekirdeğini oluşturmakta. Tralleis, Magnesia, Alabanda, Nysa Arkaik Panionion, Kadıkalesi (Anaia), Tepecik Höyük kazılarında bulunan eserlerin sergilenmesi esas alınarak planlanan teşhirde yine bölgede bulunan Alinda, Amyzon, Piginda, Harpasa, Mastaura, Akharaka, Pygale, Orthosia gibi antik kentlere ait eserler ile müze tarafından yapılan kurtarma kazılarında elde edilen eserlere de yer verilmiştir. Bu modern müzeyi gezdikten sonra Thorax Dağı eteğinde ve Gümüşçay kıyısında, M.Ö.4.yüzyılda Magnetler tarafından kurulmuş olan Menderes Magnesiası Antik Kenti'ne hareket. Efes'ten sonra en büyük ikinci büyük kent olduğu düşünülen Magnesia'nın çevresi 1,5 kilometrelik bir alanı kapsayan surlarla çevriliymiş ancak günümüze sadece küçük bir bölümü ayakta kalabilmiş. Son yıllarda yapılan kazılarda önemli yapıları ortaya çıkarılan Antik Kent'in özellikle Stadyumu görülmeye değer. Magnesia'da ilk kazı, 1842-43'te Fransız hükümeti adına arkeolog ve gezgin Charles Texier tarafından gerçekleştirilmiştir. Kent hakkındaki asıl bilgiler ise 1891-93 yılları arasında, Berlin Müzeleri adına Carl Humann tarafından yapılan kazılara dayanır. Son kazılar 1984 yılında Aydın Arkeoloji Müzesi Müdürlüğünce başlatılmıştır. 1986 yılından bu yana ise Kültür ve Turizm Bakanlığı adına, Prof. Dr. Orhan Bingöl başkanlığında sürdürülmektedir. Kentin baş tanrıçası Artemis olup kent, Hellenistik dünyanın en güzel Artemis Tapınağı ve kutsal alanına sahiptir. Son yıllarda yapılan kazı çalışmalarında ise dünyanın en büyük stadionu açığa çıkarılmıştır. Stadion, arenası ve oturma sıraları arasındaki podyum duvarlarında yer alan kabartmalarıyla ayrıcalıklı bir konumdadır. Bu görkemli stadionun sunduğu veriler, Magnesia'nın "Yarışlar Kenti" olarak anılmasını sağlamıştır. Kabartmalarda genelde yarışma türleri ya da yarışmalarda verilen ödüller betimlidir. Kentin agorası, Pausanias'ın "Ionik Agora" olarak tanımladığı örneklerin başında gelir. Theatron'u ise tiyatro planlı yapıların nasıl yapıldığını adım adım öğreten bir okul niteliği taşır. Çarşı bazilikası, kiliselere öncülük eden planın en erken örneklerinden biridir. Ionia'da, Ephesos, Priene, Tralleis üçgeni ortasında, bu kentleri birbirine bağlayan yollar üzerinde önemli bir ticari ve stratejik konuma sahip olan Magnesia, tahıl üretimi ve bugün olduğu gibi inciriyle ünlüdür. Megnesia kazılarından çıkarılan bir çok kabartmayı İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde görebilirsiniz. Magnesia gezisinin ardından Aydın'a geri dönüş ve otele yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme otelde.

10 Ekim 2020 Cumartesi Lagina - Stratonikeia - Beçin Kalesi - Bodrum

Sabah, Kahvaltının ardından, Çine Vadisi'nin harika manzaralarını izleyerek, Yatağan'ın Turgut Köyü'e hareket. Yerel halkın Leyne diye adlandırdığı Antik Lagina Turgut Köyü'nde bulunmakta. Stratonikeia'ya kutsal bir yol ile bağlı olan Lagina, Stratonikeia Kenti'nin kutsal alanı olup, Anadolu'da Tanrıça Hekate'ye adanmış tek tapınağı barındırmaktadır. Burada ilk kazılar 1891 yılında Osman Hamdi Bey tarafından başlatılmış olup bulunan Hekate Tapınağı frizleri İstanbul Arkeoloji Müzesi'ne götürülmüş ve günümüzde orada sergilenmekteler. Burada, dört yılda bir düzenlenen büyük törende tapınağın anahtarı Stratonikeia kentine götürülüp tekrar geri getirilirdi. Bu törenlerde bedava yenilip içilir ve hatta halka para dağıtılırdı. Yan duvarlarında, burada çalışan rahip ve rahibelerin isimleri bulunan Propylon Kutsal kutsal yoldan alana giriş kapısıydı. Propylon gibi iyi korunmuş olan Hekate Tapınağı frizlerinin çoğu İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde, bir kısmı da Turgut köyündeki Osman Hamdi Bey Evi'nde bulunmaktadır. Frizlerde, savaşlar sonrasında oluşan barış ve dostluk işlenmiştir. Helenistik Dönem'de, Bergama Zeus sunağındaki Telephos frizinden sonra, ilk defa burada barış konusunun işlendiği görülmekte. Kutsal alanın bir diğer önemli ve iyi korunmuş yapısı ise Tanrıça Hekate'ye adanan adakların sunulduğu ve kült törenlerinin yapıldığı Altar'dır. Bu ilginç kutsal alan gezisinden sonra, tarihin bir çok döneminde farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış olan Stratonikeia'ya doğru yola devam. Hitit döneminde Atriya olarak anılan kent, M.Ö. 4. yüzyıldan sonra yoğun Helen göçü almış ve bu dönemde bir Helen kenti statüsü kazanmış. Helenistik dönemde Seleukos, Ptolemaios, Makedonyalılar ve Rodos arasında el değiştirmiş, MÖ. 130 yılında tamamen Roma egemenliğine girmiş ve daha sonra Türkler'in hakimiyetine geçmiştir. Bu nedenle, burada farklı medeniyetlerin izlerini görebilirsiniz. 1957 Depremi ve maden çalışmalarından dolayı halk Eskihisar'ı terk edince burası, Osmanlı ve Roma dönemlerinin karıştığı ıssız bir köye dönüşmüş. Efsaneye göre, Kent adını Antiokhos ve Stratonike'nin yaşadıkları gizli aşk hikayesinden almış. Şehrin merkezinde, meclis binası olduğu düşünülen dikdörtken bir yapı yeralmakta. Bouleuterion'un dış duvarında ise satılan malların fiyatlarının kayıtlı olduğu bir yazıt bulunmuştur. Böylece malların fahiş fiyala satışı önlenmiş. Burada, 180 metre olan boyuyla Anadolu'da bulunan en büyük Gymnasium'u görebilirsiniz. Kadıkule tepesinde doğal bir eğim üzerine konumlanmış olan ve Greko Roman mimari özellikler taşıyan, 12.000 kişilik Tiyatro Helenestik döneme tarihlendirilir. Tiyatronun üst kısmında, iyon tarzında ve şehre hakim bir teras üzerinde inşa edilmiş olan Augustus Tapınağı'nın heyecan verici kalıntılarını görebilirsiniz. Tabiatla ve Eskihisar'ın terk edilmiş evleriyle bir arada duran Antik Kent'in kalıntıları keşfetme keyifinin ardından, küçük bir köy lokantasında öğle yemeği ve Beçin Kalesi'ni gezmek için Milas'a hareket. Milas Ovası'nın kenarında düz bir platonun üzerine kurulmuş olan ve bir dönem Menteşeoğluları Beyliği'ne de başkentlik yapmış olan Beçin Kenti Kalesi Dünya Miras Geçici Listesi'nde yer almaktadır. XIII. yüzyıl sonlarına doğru Menteşe Beyleri'nin eline geçen Beçin kenti, bu tarihte, muhtemelen küçük bir yerleşim yeriydi. Bölgeyi ele geçiren Menteşoğulları başlangıçta Milas'ı başkent yapmış, ancak 14. yüzyılın başlarında savunması daha kolay olduğu için hükümet merkezini Beçin'e taşımıştı. 17. yüzyılda Evliya Çelebi'nin ziyaretinde hapishane olarak da kullanılan Beçin Kalesi'nde, 20 evden ibaret bir yerleşim kalmıştı. Kentte günümüze ulaşan yapı kalıntıları Milas Ovası'na bakan iç kalede, surlarla çevrili dış kalede, surların dışında güneydeki Kepez ve Siğmen mevkilerinde yoğunlaşmaktadır. Berçin Kalesi gezisinden sonra Bodrum'a doğru yola devam. Varışta, şehir merkezinde olan otele yerleşme ve serbest zaman. Son akşam yemeği, lezzetli ve keyifli bir Bodrum Meyhanesi'nde. Geceleme otelde.

11 Ekim 2020 Pazar Bodrum Kalesi - Labranda - Kıyıkışlacık - İassos - İstanbul

Sabah, kahvaltının ardından Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi'ni barındıran Bodrum Kalesi gezisi için otelden hareket. 15. yüzyılda, Saint Jean Şövalyeleri tarafından üç tarafı denizlerle çevrili kayalık bir yarımada üzerinde, iki liman arasında inşa edilmiş olan Kalenin yapımında, depremde yıkılmış olan dünyanın yedi harikasından biri Mausoleion'un taşları kullanmış. Rodos adası 1522 yılında Türkler tarafından alındıktan sonra, şövalyeler Bodrum ve çevresini 5 Ocak 1523'de terk etmişlerdir. 1895'den itibaren hapishane olarak kullanılan Kale, Fransız ve İngilizlerin I. Dünya Savaşı sırasında 26-28 mayıs 1915'de bombalamaları ile yarı yıkık hale gelerek terk edilmiştir. Günümüzde Bodrum Kalesi içinde, ülkemizin tek, Dünya'nın ise en önemli sualtı arkeoloji müzelerinden biri olan Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi yer almakta. Müzede, sualtı kazı ve araştırmalarından gelen eserlerin yanı sıra Bodrum ve çevresindeki kazı ve araştırmalardan ele geçen eserler de sergilenmekte. Bodrum Kalesi gezisinden sonra Boğaziçi Dalyanı' doğru hareket. Öğlen yemeği, Boğaziçi'nin kıyısında bulunan bir balık lokantasında. Öğleden sonra Milas'ın kuzeyindeki Kocayayla'da bulunan ve dağların üzerinde bir kutsal alan olarak kurulmuş olan, Karialılar'ın haç yeri Labranda Kutsal Alanıgezisi. Heredot'a göre Labranda Karialılar için oldukça önemli bir kült merkezidir. Anadolu'nun güneybatısında yaşamış olan. "Çift Baltalı Tanrı" Zeus Labraundos kültünün kökeninin, su kaynağı ve tapınak terasının hemen üzerindeki büyük kayaya dayandığı düşünülmektedir. Milas'dan başlayan ve "Kutsal Yol" olarak adlandırılan 14 km uzunluğunda ve 8 m genişliğindeki taş kaplamalı bir yol ile ulaşılan Zeus Labraundos'un kutsal alanındaki en eski buluntular MÖ 5. yüzyıla aittir. Bu yol, yer yer günümüze kadar korunabilmiş. MÖ 4. yüzyılda, Karia Satrapı Moussollos ve kardeşi İdrieus Labranda'yı bir aile kutsal alanı haline getirip en parlak dönemini yaşatmışlar. Bu, müthiş manzaralara hakim antik harabeleri gezdikden sonra, Kıyıkışlacık'a hareket. Bu, deniz kıyısındaki sempatik balıkcı köyünde havalimanı transferine kadar, hem İasos Antik Kenti harabelerini gezebileceğiniz, hem de dinlenebileceğiniz serbest zaman. Akşamüstü Havalimanı'na transfer saat 20.25 deki Pegasus Hava Yolları ile Sabiha Gökçen Havalimanı'na uçuş. Saat 21.40 da İ;stanbul'a varış ve karşılama. Kadıköy ve Taksim'e transfer.
Uşak: Ramada by Wyndham Uşak 4 *
Tripadvisor'a Git
video thumbnail
video thumbnail
video thumbnail
Aydın: Anemon Hotel Aydın 4 *
Tripadvisor'a Git
video thumbnail
video thumbnail
video thumbnail
Bodrum:El Vino Hotel & Suites Özel Kategori
Tripadvisor'a Git
video thumbnail
video thumbnail
video thumbnail
Rezervasyon Şartları:
Talebiniz üzerine tura kaydınız opsiyonlu olarak 7 gün tutulur. Bu süre sona ermeden toplam tur bedelinin % 25 ini kapsayan ön ödemeyi yaptığınız takdirde rezervasyonunuz kesinlik kazanacaktır. Opsiyon süresi sonunda ön ödeme yapılmadığı takdirde talebiniz otomatik olarak iptal edilecektir. Bakiye, yurtiçi gezilerde seyahatin başlamasından 30 gün öncesine kadar, yurtdışı gezilerde seyahatin başlamasından 45 gün öncesine kadar tamamlanmalıdır. Ödemelerin belirtilen süre içinde yapılmaması durumunda rezervasyon iptal olmuş sayılır.
Ücrete dahil olan hizmetlerimiz
  • Pegasus Hava Yolları ile, İstanbul/İzmir ve Bodrum/İstanbul uçak biletleri (ekonomi sınıfı);
  • 1.,2. ve 3. gün, akşam yemekleri;
  • 1., 2., 3. ve 4. cü gün öğlen yemekleri;
  • Yemeklerinde meşrubat, su ve kahve ikramı;
  • Programda belirtilen otellerde oda+kahvaltı konaklama;
  • Rehberlik hizmetleri.
  • Tüm bahşişler ( Tur Rehberi Bahşişi hariç* ) ;
  • Seyahat sigorta paketi.
Ücrete dahil olmayan hizmetlerimiz
  • Programda belirtilmeyen geziler;
  • Ören yerleri girişi için müze kart;
  • Tur lideri bahşişi**;
  • Her türlü kişisel harcama.

* Dünyanın Renkleri özel seyahat sigortası paketi tüm seyahat ücretlerine dahil olup, Dünyanın Renkleri Seyahatleri'ne katılan bütün yolcuları kapsar. İlk ödemeyi yaptığınız anda size verilen poliçenin : Mesleki Sorumluk bölümü ödenen ücretin % 100 'ünü, Zorunlu Nedenlerle Seyahat İptali bölümü ise ödenen ücretin %90'ini teminat altına almaktadır.
85 yaş ve üstü yolcularda Zorunlu Nedenlerle Seyahat İptali durumunda ödenen ücreti sigorta kapsamamaktadır.



* Turlarımızda, sizin takdirinize bağlı olduğunu düşündüğümüzden dolayı ücrete dahil etmediğimiz Tur Rehberi bahşişi için , bu turda kişi başına 80 TL düşünmek gerekir.