Portekizli denizci Pedro Alvares Cabral tarafından keşfedilen Brezilya, adını “Pau-Brasil” ağacından alır. Önceleri bir Portekiz kolonisi iken, 1822 yılında bağımsızlık ilanından sonra Brezilya İmparatorluğu olur ve 1889 yılında başkanlık sistemiyle yönetilmeye başlanarak Brezilya Federal Cumhuriyeti şekline dönüşür. Dünyanın beşinci büyük ülkesidir. Güney Amerika Kıtası’nın neredeyse yarısını oluşturan Brezilya'nın Şili ve Ekvator dışında Güney Amerika Kıtası’nda bulunan bütün ülkelerle sınır komşuluğu vardır. Geniş Amazon havzasının etrafında, yemyeşil manzaralardan, kurak platolardan ve sierralardan oluşan bir mozaik olan Brezilya, Latin Amerika'da özgün bir yere sahiptir. Bu çok kapsamlı yolculuk sizleri, Atlas Okyanusu kıyılarından ülke içlerine, doğudan batıya, kuzeyden güneye kadar zıtlıklarla dolu bir ülkenin en güzel, en ilginç kentlerini ve muhteşem doğa alanlarını keşfetmeye davet ediyor: dağ ve deniz arasında konumlanmış, dünyanın en güzel körfezlerinden birinde yer alan, ilginç coğrafi yapısı ile “Cidade Maravilhosa” yani Muhteşem Şehir Rio de Janeiro; büyük Amazon Nehri'nin oluştuğu noktada konumlanmış Manaus; yeryüzünün en büyük ve en yoğun yağmur ormanları ile kaplı Amazonlar; Portekiz sömürge mimarisi ve büyük renkli binaları ile Afro-Brezilya kültürünün eşsiz bir bileşimi, “axe” müziğinin başkenti Salvador; Mimar Oscar Niemeyer’in hakkında “Gelecekte bu kenti ziyaret edenlerin binaları gördükleri zaman hayretle bakmalarını ve karmakarışık duygulara kapılmalarını istiyorum” diye tanımladığı sürreel kent Brasilia; Brumadinho’da çağdaş sanatın doğa ile buluşması: Inhotim; Brezilya'daki altına hücum yıllarının simgesi olan ve “Barroco Mineiro” mimarisinin doğduğu yer olan Ouro Preto; Arjantin, Brezilya ve Paraguay sınırları arasında yer alan ve tropikal yağmur ormanlarının çevrelediği, etkileyici güzelliği ile doğa harikası ulu Iguazú Şelaleleri; “Güney Amerika’nın Chicago’su” olarak nitenlendirilen ve “Brezilya’nın Lokomotifi” olarak kabul edilen São Paulo... Kısacası, zıtlıklarla dolu şaşırtıcı bir yolculuk...

TURUN ÖZELLİKLERİ

  • Dört farklı iklim kuşağına bölünen Brezilya’da Ağustos ile Ekim ayları arası, gezeceğimiz tüm bölgeler için en uygun seyahat dönemidir.
  • Türk Hava Yolları ile São Paulo’ya direkt uçuş.
  • Uzun mesafeler içeren seyahatte, 9 iç hat uçuşu.
  • UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Rio de Janeiro’nun dağ ve deniz arasında kalan Carioca manzaraları, Orta Amazon Koruma Kompleksi, Salvador de Bahia, Brasilia, Ouro Preto, Santuário Bom Jesus de Congonhas, Iguazu Milli Parkı gezileri.
  • Iguazu Şelaleleri'ni hem Arjantin hem Brezilya tarafından, 1.5 gün boyunca gezebilme imkanı.
  • Milli parklar ve Amazonlarda çok yorucu olmayan yürüyüşler.
  • Özel konumlu, 4 yıldızlı otellerde konaklamalar.
  • Amazonlarda, Manaus'tan 3 saatlik tekne yolculuğu mesafesinde, özel korunmuş bir alanda bulunan Lodge'da konaklama.
  • Rio ve Salvador’u arzunuza göre keşfedebileceğiniz serbest zaman.
  • Iguazu’da, arzu edenlerin “Gran Aventura” bot turunu yapabilmeleri için serbest zaman.

26 Eylül 2018 Çarşamba İstanbul – São Paulo – Rio de Janeiro

Türk Hava Yolları ile saat 09:40’da hareketle 16:50’de São Paulo’ya ve buradan saat 21.05’te hareketle 22:10’da Brezilya’nın en büyük ikinci şehri Rio de Janeiro’ya varış. Şehri keşfeden Portekizli denizciler, 1 Ocak 1502 yılında Guanabara Körfezi'ne ulaştıklarında bir nehir bulduklarını zannederek, buraya Rio de Janeiro, yani “Ocak Nehri” adını verirler. Altın bulamayınca hayal kırıklığına uğrayan Portekizliler, bu yeni toprakları önemsemeyip, Fransızlar’ın burada kırmızı boya yapımında kullanılan “pau-brasil” ağacı ticaretine başlamasına neden olurlar. Zaten Brezilya ismi de, bölgede çok rastlanan “pau-brasil” ağacından gelir. Ancak haklarını arayan Portekizliler, iki yıl süren bir mücadeleden sonra Fransızları 1567'de Rio'dan kovarlar. Vali, şehri Morro do Descando kalesinin tepelerinde geliştirmeye karar verir. Çevredeki araziler, “sesmarias” adlı büyük çiftliklere dönüştürülüp, Brezilya'nın yeni zenginlik kaynağı şeker kamışı yetiştiriciliğine adanır ve büyük aristokrat ailelere tahsis edilir. Bu dönemde, Rio nüfusunun üçte ikisi zenci ve yerli köleden oluşmaktaydı. Rio, 1763 yılında Brezilya'nın başkenti olunca gerçek bir şehir haline gelir. Minas Gerais'de keşfedilen altına hücum devrini daha sonra, kahve, pamuk ve kakao dönemleri izler. Brezilya 1822 yılında, Portekiz Kralı VI. João’nun oğlu I. Pedro önderliğinde bağımsız bir krallık olur. Mahalleler daha sonra ayırıştırılır ve varlıklı burjuvalar São Cristóvão semtinde muhteşem konutlar inşa ederler. XIX. yüzyılın sonlarında, Hevea Brasiliensis’ten lateks denilen kauçuk elde edilerek yeni bir mucize meydana gelir. Rio, Amazon bölgeleri sayesinde, Avrupalılar’ın bile başlarını döndüren zenginliğe kavuşur. Başkentin 1960'da Brasilia'ya transfer olmasına rağmen, Rio büyümeye devam eder ve heyecanlı, coşkulu ve zıtlık dolu bir kent haline gelir. Gece gündüz bir uğrak yeri olan plajları, sömürge mahalleleri ve şehrin kalbindeki dünyanın en büyük kentsel ormanı olan “Floresta da Tijuca” Rio’yu son derece çekici kılar. Karşılamadan sonra, üç gece geçirmek üzere Rio'nun en gözde sahil semtlerinden Ipanema’daki otelimize transfer ve yerleşme. Geceleme otelde.

27 Eylül 2018 Perşembe Rio de Janeiro

Tüm gün sürecek olan, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan “Dağ ve Deniz arasındaki “Carioca” Manzaraları”nın keşfi için hareket. Sabah, gezmesi çok keyifli olan Corcovado Dağı’na trenle çıkış. Tijuca Milli Parkı’nın bir parçası olan ormanın içinden ilerleyerek Rio’nun en önemli simgesi olan ve kollarını açarak Kurtarıcı İsa’yı temsil eden, “Cristo Redentor” Heykeli’nin ayaklarına varış. 30 metre yüksekliği ile dünyanın en büyük heykeli olan bu anıt, dünyanın yeni Yedi Harikası’ndan biri seçildi. Tepeden, şehrin muazzam manzarasını seyredebilirsiniz. Daha sonra, şehrin bir diğer sembolü olan ve İsa Heykeli’nin bulunduğu tepenin hemen karşısında yer alan Pao de Açucar yani Şeker Tepesi gezisi. Marro du Urca’dan tepelerin arasında muhteşem manzaralar eşliğinde bir teleferik yolculuğu: Leme, Copacabana, Ipanema, Flamengo ve Leblon sahilleri; Dedo de Deus (Tanrı’nın Parmağı) zirvesiyle Serra do Mar, Pedra da Gávea, Maciço da Tijuca ve Corcovado dağları; Guanabara Körfezi; şehir merkezi; Governador Adası; komşu şehir Niterói ve Rio-Niterói köprüsü... Bugün sanat, lezzet ve lüksün merkezi haline gelen Rio’nun en eski mahallesi Santa Teresa ve gece eğlencelerinin vazgeçilmez adresi Lapa bölgelerini gezdikten sonra, yerel bir restoranda öğle yemeği. Brezilya denince akla ilk samba ya da futbol gelir: Öğleden sonra, panoramik tur esnasında 1984 senesinde Brezilyalı ünlü mimar Oscar Niemeyer tarafından tasarlanan Sambadrome stadyumunun dıştan görülmesi. Senede bir düzelenen çılgın karnaval sırasında, yıl boyu hazırlanan dansçılar, şampiyonluk için Sambadrome’daki ünlü karnaval geçitinde yarışırlar. 1950 Dünya Kupası için inşa edilen ve bir zamanlar futbol mabedi olarak kabul edilip, 2014 Dünya Kupası ve 2016 Olimpiyatları için yenilenen, Brezilya'nın en büyük stadı Maracanã stadyumunun görülmesinden sonra, 1964-1979 yılları arasında inşa edilen ve garip mimarisiyle dikkat çeken São Sebastião katedralini ziyaret. Dışardan bakıldığında modern bir piramidi andıran yapının iç kısmı muhteşem yükseklikte vitraylar barındırmakta. Akşamüstü otele dönüş. Gelmiş geçmiş en meşhur Brezilya şarkısı olarak bilinen Garota De Ipanema nın, 1962 yılında Tom Jobim ve Vinicius de Morais tarafından yazıldığı restoranda akşam yemeği. Geceleme otelde.

28 Eylül 2018 Cuma Rio de Janeiro

Yerel rehber eşliğinde başka bir Rio'yu keşfedeceğiniz meşhur favelalar gezisi. Brezilya'yı tam anlamıyla kavrayabilmek için farklı bir bakış açısı sağlayan “favela” turu aydınlatıcı bir deneyim olup, en az Kurtarıcı İsa Heykeli, Maracanã veya Rio Karnavalı kadar şehrin kültürünün bir parçasıdır. Rio'da yaklaşık 950 favela bulunmakta. Favelalar yirminci yüzyılda, çoğunlukla çevredeki yamaçlarda, halka açık eski alanlara yerleştirilmişler. Bu mahalleler günümüzde Rio nüfusunun % 20'sine ev sahipliği yapmakta. Favelalar, orada yaşamayan çoğu insan için gizemini korurlar. Bu tur sadece favelaların ne olduğunu açıklamakla kalmayıp, aynı zamanda Brezilya toplumunun farklı yönleri hakkında da yepyeni bir görüş getirmekte. Tur sırasında, ülkenin en büyüklerinden olan Vila Canoas ve Rocinha favelalarını keşfedeceksiniz. Uzaktan pitoresk görünen favelalara yaklaştığınızda karmaşık bir mimariyi, içlerinde gelişen farklı bir ticareti ve güleryüzlü insanları tanıyacaksınız. Karnavalın geçit törenine katılan çoğu Samba Okulu favelalardan gelmekte. Ziyaretçilerin nezaketle karşılandığı ve yerel halk tarafından desteklendiği Favela gezisi, sadece şiddet ve yoksulluklarıyla tanınan bu mahallelerin başka yönlerini de görebilmeniz için bir fırsat olacak. Rocinha Favelası’na varışı takiben karşılama ve mimarlık, kamu hizmetleri, yerel kültürel özellikler, karnaval, güvenlik, yerel altyapı ve favela yaşamının diğer yönleri hakkında bilgilendirme. Rocinha el sanatları merkezi ziyaretinden sonra, bir terastan Rio’nun nefes kesici manzarasını izleme. Eski bir F1 yarış pisti olan Estrada da Gávea üzerinden favelaların aşağı kısmına iniş. Brezilya hükümetinden herhangi bir eğitim veya finansal desteği olmayan, favela turların sayesinde finanse edilebilen bir “community school”u ziyaret. Turun sonunda, tüm güney bölgesinin plajlarını takip ederek otele dönüş. Yerel bir restoranda geç bir öğle yemeğinin ardından, günün geri kalan kısmı serbest. Rio’nun yanyana dizilmiş muhteşem plajları en önemli özelliğidir: Leblon’a kadar uzanan Rio’nun yıldızları Copacabana ve Ipanema’nın uçsuz bucaksız kumsallarında yürüyebilir ve denize girebilirsiniz. “Cariocas” adıyla tanınan Rio de Janeirolular son derece aktif olup, genci yaşlısı sahilde her daim bir spor yaparlar ve bu açıdan da Rio çok rahat bir şehirdir. Akşam üstü, sahildeki barlarda oturup bir Caiphirinha yudumlamak çok keyifli olabilir. Akşam yemeği serbest. Geceleme otelde.

29 Eylül 2018 Cumartesi Rio de Janeiro - Manaus

Sabah, havalimanına transfer ve dört saatlik bir uçuşla ülkenin kuzeybatısındaki Amazonas Eyaletinin başkenti ve kalbi Manaus’a varış. Karşılama, şehir merkezindeki otele transfer ve yerleşme. Ardından, şehri keşfetmek üzere hareket. Manaus, Rio Negro ve Solimoes Nehirleri’nin birleşip Amazon Nehri’ni oluşturduğu mevkinin çok yakınında, kuzeydeki Suriname’dan gelen Holandalı istilacıların saldırılarına karşı savunma amacıyla, 1669 yılında Portekizler tarafından kurulmuş. Buradaki derin nehir suları hızlı gemi erişimine olanak verdiği için stratejik bir önem taşımaktaydı. Ancak, bölgedeki yoğun yağmur ormanlarını ekip biçmek zordu ve Atlas Okyanusu’ndan yaklaşık 1500 kilometre içeride izole olan şehri genişletmek için pek gerekçe de yoktu. Fakat sonunda, Hevea brasiliensis ağaçlarıyla dolu olan Yağmur Ormanları, XIX. yüzyılın sonlarında lateks denilen kauçuğun keşfiyle müthiş bir değer kazanarak şehrin büyümesine neden oldu. Kauçuk için artan talep ve gelişen endüstrisi büyük kar getirdi. 1870’lerde başlayıp 1900 yılında doruk noktasına ulaşan bu kauçuk patlaması, Portekiz İmparatorluğu’nun hala bir parçası olan şehir, buraya yerleşen Avrupalı göçmenler için, yeni bir refah dalgası oluşturdu. 1889 yılında Rio de Janeiro'daki ülkenin liderleri, Brezilya İmparatorluğunu feshederek bir Cumhuriyet oluşturunca, Manaus'daki patlama daha da arttı. Şehrin en işlek caddeleri kauçuk baronları tarafından lüks ve zenginliği ifade eden yapılarla donatıldı. Heybetli bir tiyatro, geniş caddeler, tramvay, zarif meydanlar ve çeşmeler, şehir merkezinde modern bir şehir manzarası yarattı. Kimisi şehre yağmur ormanlarının Paris’i takma adını koydu. Yerli dilindeki “tanrıların anası” anlamına gelen Manaus’da, “Kauçuğun Altın Çağı” tarihi binaları gezisinde, şehirdeki en seçkin mahalle olan Ponta Negra; 1896 yılında açılan ve koridorlarında, salonlarında tüm ihtişamını sergileyen Teatro Amazonas Opera binası; Palácio da Justiça (adliye binası); sanatsal ve kültürel bir mekan olan “Largo de São Sebastião” görülecek yerler arasında. Son olarak da yerel tatların ve insanların görülebileceği, Paris'teki tarihi “Les Halles” pazarından esinlenen, Adolpho Lisboa Belediye Pazarı’nın gezilmesi. Gezinin sonunda otele dönüş. Akşam yemeği yerel bir restoranda. Geceleme otelde.

30 Eylül 2018 Pazar Manaus – Amazon Bölgesi

Sabah, Manaus’dan hareket ederek, önce hızlı bot, sonra minibüs ve tekrar hızlı bot kullanarak, dünyanın en büyük yağmur ormanlarının kalbine doğru yaklaşık üç saat sürecek bir yolculuk. Lodge’umuza giderken, ilginç görüntüsü ile fevkalade bir doğa olayı olan “Encontro das Águas” yani suların birleşmesine tanık olacağız: Solimões Nehri'nin çamurlu suları, Rio Negro Nehri'nin siyahımsı sularıyla buluşuyor. Bu önemli noktada farklı bir hıza, sıcaklığa ve yoğunluğuna sahip iki nehir, birbirine karışmadan birkaç kilometre boyunca yan yana aktıktan sonra, sonunda birleşerek büyük Amazon Nehri'ni oluşturuyorlar. İki nehir arasındaki sıcaklık farkını kolayca hissedebilirsiniz (Solimoes soğuk akarken, Negro sıcak akar). Amazon Nehri ve ormanları ismini, Yunan mitolojisinde yer alan Amazonlardan alırlar. Efsanevi “El Dorador” u arayan Francisco de Orellana, Amazon Nehri etrafında keşif yaparken bir kabile tarafından kovalanır ve kabiledeki kadın savaşçılardan dolayı nehri “Rio Amazonas” diye adlandırır. Öğlene doğru lodge’a varış ve yerleşme. Lodge, Manaus'un 100 kilometre güneydoğusunda, uzak ve bakir bir bölgede yer almakta. Öğle yemeğinden sonra, kanolar üzerinde bölgenin keşfi. Kano turu, “igarapé” adlı Amazon’nun kollarını ve “igapós” adlı taşkın ormanları derinlemesine keşfetmenize olanak sağlayacak. Bu deneyim sadece kürekli kanolarla yapılabilir. Gezi esnasında nehirde yüzme imkanı. Lodge’a dönüş ve dinlenme. Akşam yemeğinden ve hava karardıktan sonra, lokal rehber eşliğinde tekneyle bir gece gezisi yaparak, ormanın seslerini dinleyebilmek ve karanlıkta dolaşan kurbağa, kuş ve en önemlisi cayman (timsah familyasından daha ufak bir tür) gibi canlıların keşif. El feneri ışığı yardımıyla hareketsiz kalan timsahın parlak kırmızı bir noktayı andıran gözlerini görebilirsiniz. Geceleme lodge da.

01 Ekim 2018 Pazartesi Amazon Bölgesi

Doğa severler için yağmur ormanın ortasında harika bir gün daha başlıyor. Amazonlar’da günün uyanıp canlanışına tanıklık edeceğiniz unutulmaz bir deneyim için sabah erken hareket. Gökyüzünün rengindeki keskin ve büyüleyici değişikliği gözlemleyip uyanan kuşların seslerini dinleyebilirsiniz. Olağanüstü bir kuş gözlemleme imkanı sunan geziden sonra, kahvaltı için lodge’a dönüş. Daha sonra, yeşilin her tonunun görülebildiği Amazon bölgesi yaşamını ve bitki örtüsünü keşfetme turu. ikincil ve birincil ormanlarında muhteşem kuş sesleri eşliğinde dev ağaçların ve sarmaşıkların ortasında yürüyüş yaparak tropikal bitkileri, tıbbi özelliklere sahip şaşırtıcı bitki türlerini, birçok böcek çeşidini, meraklı renkli kuşları, ağaçların etrafında dolanıp duran küçük maymun gruplarını gözlemlemek mümkün. Gezinin ardından öğle yemeği için lodge’a dönüş. Öğleden sonra ise, Amazon’un bir diğer simgesi olan pembe nehir yunuslarını görmek üzere tekne ile hareket. Güney Amerika’da tatlı su yunusları sadece Amazon bölgesinde bulunmaktadır. Son derece belirgin ince uzun bir yapıda olan, ağzı ve sırt yüzgeci bulunmayan bu yunus türü, nehir yunuslarının en irisi olma özelliğini taşır. Rio Negro Nehri'nde kurulan yüzer bir platformda, pembe yunuslar insanlarla yakın iletişime girebilirler. Ayrıca burada yunuslarla yüzmek te mümkün. Akşamüstü lodge’a dönüş. Akşam yemeği ve geceleme lodge da.

02 Ekim 2018 Salı Amazon Bölgesi – Salvador

Kahvaltının ardından, hızlı botla Manaus’a doğru hareket. Dönüş yolunda, “Pirarucu” olarak ta bilinen “arapaima gigas” balığını görebilmeniz için mola. Amazon Nehri’nin en büyüğü ve tropikal tatlısularda yaşayan dünyanın en büyük balığı olarak bilinmekte. Bu dev Amazon balığının boyu 3 metreyi geçebiliyor ağırlığı ise 250 kiloya kadar çıkabiliyor. Pulları o kadar serttir ki piranalar bile ısıramaz ve bunlardan korkmayan nadir hayvanlardan biridir. Eti son derece lezzetli olan bu balık, Amazon kenarlarında yaşayan yerlilerin en önemli yiyecek kaynaklarındandır. Fakat araştırmacılar aşırı avlanma nedeniyle bazı alanlarda soyunun tükendiğini ortaya çıkardı. Öğle saatlerinde Manaus havalimanına varış. Amazon havzasını terk ederek Brezilya’nın kuzeydoğusunda yer alan Bahia eyaletinin başkenti Salvador’a uçuş. Bahia, Salvador da Bahia veya São Salvador da Bahia de Todos os Santos (Tüm Azizler Körfezi'nin Aziz Kurtarıcısı) olarak adlandırılan Salvador, mimarisi, gastronomisi, keyifli yaşamı ve ağırlıklı olarak Afro Brezilya kültürü ile ülkenin en renkli şehirlerinden biri olarak bilinir. Salvador, aralarında ünlü Bossa-Nova şarkıcısı Gilberto Gil başta olmak üzere birçok sanatçının memleketidir. Karşılamanın ardından, şehir tarihi merkezi olan Pelourinho’nun kalbinde yer alan otelimize iki gece geçirmek üzere transfer ve yerleşme. Geceleme otelde.

03 Ekim 2018 Çarşamba Salvador

Gün boyunca, ülkenin müzik ve kültür merkezi olan Salvador'un keşfi. Hıristiyan dininde 1 Kasım Tüm Azizler Günüdür. 1 Kasım 1501 yılında Brezilya kıyılarını dolaşan Amerigo Vespucci'nin gemisi muazzam bir körfeze girer. Bu nedenle, Amerigo körfeze "Bahia de Todos os Santos" adını koyar. Tupinambás yerlilerinin yaşadığı bölgede 1536 yılında Francisco Pereira Coutinho tarafından Vila Bahia adlı bir köy kurulur. Portekiz Kraliyeti burada, Thomé de Souza liderliğinde Brezilya'nın genel valiliğini kurar. Bahia 1549'dan 1763'e kadar Brezilya'nın ilk başkentliğini yapar ve burada Avrupa, Afrika ve Amerika kültürleri harmanlanır. Hızla büyüyen şehir Brezilya'nın ana limanı haline gelir. 1558'den itibaren şeker plantasyonlarında çalışmak üzere gelen köleler ile Yeni Dünya'daki ilk köle pazarı burada kurulur. Salvador, günümüzde de bu çok kültürlü geçmişini yansıtır.
Sabah, ilk olarak, Afro-Brezilya dini geleneği olan gizemli Condomblé ile ilgili bilgi edinebileceğiniz bir gezi. Afrikalılar, köle olarak getirildikleri Atlantik Okyanusu'nun öteki kıyısına tanrılarını da taşıyarak yeni dinlerine uyumlu bir hale getirirler. Bu tanrılar Antiller ve Brezilya'ya ayak basan esirlerin manevi sığınağı olarak varlıklerını devam ettirebilmek için Hıristiyan bir görünüme bürünürler. Bu bağdaştırıcı inançlar, kıta üzerinde çeşitli ve değişken görünümler sergilediği halde, Antiller'de (Haiti Vudusu, Küba Santeriası) aynı kalırlar. Bahia eyaletindeki "Candomblé mezhebi" ise Bantuların kültünden esinlenmişdir. Orixa ruhani sistemindeki tanrıların alametlerinden birini yansıtan canlı bir tezahürüdür. Dique do Tororó'da, Orixa heykellerini gördükten sonra ritüellerde tanrıların yeryüzüne çağırıldığı Candomblé törenlerinin yapıldığı kutsal "terreiro"nun gezilmesi. Şansımız varsa ve bulunduğumuz güne denk gelirse bir Candomblé töreni izleyebilirsiniz. Geziye şehir turu ile devam. Tüm Azizler Körfezi'nin girişinde 1536 yılında inşa edilen, turistlerin ilgi odağı Farol da Barra kale-fenerini gördükten sonra, Victoria caddesi, Campo Grande ve Piedade meydanlarından geçerek, UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi'ne alınan çok iyi korunmuş tarihi merkeze ulaşım. Cidade Alta (yukarı şehir), sömürge yerleşimine uyarlanmış Rönesans kentsel yapılanmasının üstün bir örneğidir. 85 metre yüksekliğindeki bir kayanın tepesinde yer alan savunma, idari ve yerleşim bölgesi gezisi. Görkemli binaların yoğunluğu ile Pelourinho semti, gezinin en önemli bölümü oluşmakta. 1930 lardan beri Art Deco tasarımlı Lacerda asansörü, Cidade Baixa ve Cidade Alta olan aşağı ve yukarı şehirleri bağlamakta. Buradan şehrin ayrıcalıklı bir manzarasını görebilirsiniz: Elevador Lacerda ve yakınındaki Belvedere, şehrin en güzel manzaralarına hakimdir. Gezi esnasında, Barok tarzı zengin iç dekorasyonu ile Salvador'un en görkemli kilisesi São Francisco; 1522 yılında Cizvitler tarafından inşa edilip daha sonra 1657-1672 yılları arasında, barok ve rokoko üslubunda yeni bir kilisenin ilavesiyle oluşan, Brezilya'nın ilk katedrali Basilica da Sé São Salvador de Bahia; 1704 yılından itibaren siyah kölelerden oluşan "Siyah Kardeşler" cemaatı tarafından inşa edilen, tüm azizleri siyah olan ve aralarında Portekizden gelenlerinde bulunduğu "azulejos" fayansları ile süslü Nossa Senhora do Rosário dos Pretos kilisesi; gençliği babasının kakao çiftliğinde geçen, siyasal çalışmalarından ötürü tutuklanan ve sürgüne gönderilen, 1952'de Brezilya'ya dönen ve doğum yeri Bahia'da yaşamaya başlayan, Brezilya folklorundan esinlenen, halk duygu ve düşüncesine bağlı kalan güçlü bir anlatım tarzı geliştirerek, romanları ile ülkesinde tüm zamanların en çok satan yazarı olan Jorge Amad'ın hatırasını canlı tutan Casa de Jorge Amado Vakfı ziyaretleri. Öğle yemeği geziler esnasında.
Salvador'da, Afrika kökenli Brezilyalıların kültürü ağır basmakta. Miguel Santana Tiyatrosu'nda, Avrupa, Afrika ve Hint mutfağının etkisini taşıyan yerel lezzetlerini tadıcağınız, folklorik gösteriler eşliğinde akşam yemeği.

04 Ekim 2018 Perşembe Salvador – Brasilia

Çok renkli bir kültüre sahip Salvador, 365 kilise ve çok sayıda da müze barındırmakta. Transfer saatine kadar serbest gün. Tarihi merkezin parke taşlı sokaklarında istediğiniz gibi dolaşabilir, müzeleri, kiliseleri, eski binaları keşfedebilir, kafelerin tadını çıkarabilirsiniz. Pelourinho’daki yerel bir restoranda geç öğle yemeğinden sonra havalimanına transfer. Akşamüstü, 1 saat 50 dakika süren uçuşla Goias eyaletindeki gelmiş geçmiş en büyük modernist mimari proje olan Brezilya’nın yeni başkenti Brasilia’ya varış. Karşılamanın ardından, şehrin kalbinde yer alan otelimize yerleşme. Daha sonra, yürüyüş mesafesindeki “Churrascaria” diye adlandırılan geleneksel Brezilya tarzı et lokantasında akşam yemeği. Geceleme otelde.

05 Ekim 2018 Cuma Brasilia - Belo Horizonte – Brumadinho

1956’da zamanın Brezilya Cumhurbaşkanı Juscelino Kubitschek, 200 yıldır başkent olan Rio de Janeiro’yu daha merkezi bir yere taşınmaya karar verir ve Brasilia 21 Nisan 1960'ta resmi olarak başkent ilan edilir. Şehir planlamacısı Lúcio Costa ve mimar Oscar Niemeyer tarafından modern mimarinin ikonu haline getirilen Brasilia, 4 yıl içinde tamamlanır. New York'taki Birleşmiş Milletler binasının mimarisinde modernist mimar Le Corbusier ile birlikte çalışan Niemeyer, kariyerine Brezilya'nın neo-klasik Avrupa mimarisini kopyaladığı ve gösterişli saray benzeri binalar tasarladığı 1930'larda başlamıştı. Oscar Niemeyer Brasilia'nın en çarpıcı binalarının çoğunu, betonu ve eğrileri belirgin farklılıklarla tasarlayarak inşa eder. Kasıtlı olarak, düz çizgilerden ve dik açılardan uzaklaştığını iddia eden Niemeyer, bina tasarımlarının Brezilyalı kadınların vücutlarındaki kıvrımlardan etkilendiğini söylemişti. Niemeyer, Başkent Brasilia'daki başlıca hükümet binalarının mimarı olarak büyük bir üne kavuşur. Bunlar arasında, iki millet meclisi binasını temsil eden içbükey ve dışbükey kubbeleri ile Ulusal Kongre binası ile 16 kolonun bir araya gelerek cennete uzatılmış ellerin temsil edildiği, hiperbolik şekle sahip betonarme kent katedrali yer alır. Brasilia'nın olağanüstü boyutları ile en önemli caddesi olan “Eixo Monumental” adlı devasa anıtsal eksenin ilk kısımı Bakanlıklar Meydanı olarak bilinir. Brasília Katedrali, Kültürel Kompleks (Ulusal Kütüphane ve Ulusal Müze), Itamaraty Sarayı, Dışişleri Bakanlığı, Ulusal Kongre Merkezi, Ulusal Bahçe, Ulusal Anıt, JK, Anıtı, Televizyon Kulesi, Três Poderes Meydanı, Planalto Sarayı ve Adalet Sarayı olan önemli hükümet binaları ve anıtlar burada bulunmakta. Sıradışı oluşu nedeniyle UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi’ne alınan kentin fütürist-modernist mimarinin başyapıtlarının keşfi esnasında Torre da TV televizyon kulesi, Metropolitan Katedrali, “Panteão da Pátria e da Liberdade Tancredo Neves” ulusal kahramanlar anıtı; şehrin kurucusunu onurlandırmak için Oscar Niemeyer tarafından tasarlanan yeraltı müzesi “Espaço Lúcio Costa” ziyaretleri. Paranoá Gölünü gördükten ve geleneksel bir restoranda öğle yemeğinden sonra, havalimanına transfer. Belo Horizonte’ye uçuş. Varışı takiben, geceyi geçirmek üzere Brumadinho’ya hareket. Akşam yemeği ve geceleme otelde.

06 Ekim 2018 Cumartesi Brumadinho - Ouro Preto

Brezilya’nın güneydoğusunda yer alan ve “genel madenler” anlamına gelen Minas Gerais eyaleti, zengin yeraltı kaynaklarının yanı sıra yoğun kahve uretimi ve tekstil sektoründe de ülkenin pamuk deposu olmasıyla tanınır. Bölgede, 1697 senesinde, altının keşfi ile bir altına hücum yaşanır ve madencilik faaliyetleri başlar. Ardından, elmas ve diğer değerli taşlar bulunur. Minas Gerais’de yer alan Brumadinho ise, dünyanın dört bir yanından gelen sanatseverler için bir hac yeri olan “Instituto Inhotim” enstitüsü ile meşhurdur. Bernardo de Mello Paz isimli Brezilyalı madencilik milyarderi sayesinde 1980'lerin ortalarında tasarlanmaya başlanan Inhotim, 2006 yılında halka açılmış. Inhotim, “Eden Bahçesi’nde Sanat” olarak nitelendirilebilen çağdaş sanatın doğa ile buluştuğu benzersiz bir yerdir. Kâr amacı gütmeyen bir kimliği olan Instituto Inhotim, 140 hektarlık bir ziyaret alanına sahiptir. Eğitim programlarının geliştirilmesi ile kültürel varlıkların ayakta kalması ve bölgedeki yaşam kalitesinin arttırılmasını hedefliyen bir sivil toplum kuruluşudur. Instituto Inhotim'in koleksiyonları, 30 farklı ülkeden 100'den fazla tanınmış Brezilyalı ve uluslararası sanatçının resimleri, heykel, çizim, fotoğraf, video ve diğer donanımlarından oluşmakta. 1300'den fazla eserden oluşan derlemenin şu anda yaklaşık 500 parçası açık havada veya galerilerde sergilenmekte. Gezinin ardından, Inhotim’de öğle yemeği. Öğleden sonra, yaklaşık iki buçuk saat mesafede bulunan Ouro Preto’ya doğru yola çıkış. Vila Rica yani “zengin vadi”nin yamaçlarında kurulu olan ve yeşil ormanlarla kaplı tepelerle çevrili Ouro Preto’ya varışı takiben, Barok mimarinin eşsiz örneği olan tarihi merkezinde yer alan otele yerleşme. Yürüyüş mesafesindeki yerel bir restoranda akşam yemeği. Geceleme otelde.

07 Ekim 2018 Pazar Ouro Preto – Congonhas - Belo Horizonte - Foz do Iguaçu

XVII. yüzyılın sonlarında kurulan şehir, yakınındaki Tripuí Nehri'nde ilk bulunan siyah taşlardan dolayı Ouro Preto yani “siyah altın” ismini alır. XVIII. yüzyılda ise “altına hücum” un odak noktası olunca altın çağını yaşar ve 1720-1897 yılları arasında Minas Gerais eyaletinin başkentliğini yapar. Engebeli bir tabiyatın çizgilerini takip eden dolanbaçlı sokaklarda, Barok mimarinin eğrisel ince şekilleriyle mükemmel homojen bir grup oluşturan meydanlar, kamu binaları, konaklar, çeşmeler, köprüler ve kiliseler inşa edilir. Avrupa barok ve rokoko tarzlarının Minas Gerais etkileriyle harmanlandığı bir madencilik Baroğu stili olan “Barroco Mineiro” ortaya çıkar. XIX. yüzyılda altın madenlerinin tükenmesiyle birlikte şehrin etkisi azalsa da birçok kilise, köprü ve çeşme barok heykeltraş Antonio Francisco Lisboa (Aleijadinho)'nun olağanüstü yeteneğinin ve geçmişteki ihtişamının bir tanığı olarak karşımızda durmakta. UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi’ne alınan tarihi merkezin gezisi sırasında, Aleijadinho’nun başyapıtı olan Igreja de São Francisco de Assisi kilisesi; Casa dos Contos adlı altına hücum müzesi; ünlü heykeltıraş ve mimar Antonio Francisco Lisboa'ya ithaf edilen Aleijadinho müzesi; Minas Gerais'in en zengin kiliselerinden biri olarak sayılan Igreja Nossa Senhora do Pilar Bazilikası; Museu de Mineralogia mineraloji müzesi ziyaretleri. Yerel bir restoranda öğle yemeğinin ardından, Ouro Preto’nun batısındaki Congonhas şehrine hareket. Burada bulunan ve Barok sanatının başyapıtları olan Aleijadinho'nun çok renkli heykellerini barındıran Santuário Bom Jesus de Matosinhos kilisesini ziyaret. UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi’ne alınan kilise aynı zamanda Brezilya’nın önemli bir haç yeridir. Gezinin ardından, Ouro Preto’dan sonra Minas Gerais eyaletinin başkenti olan Belo Horizonte Confins havalimanına transfer. Akşamüstü, São Paulo üzerinden Paraná eyaletinde bulunan Foz do Iguaçu şehrine uçuş. Varışı takiben iki gece geçirmek üzere Iguaçu Milli Parkı'nın girişine 400 metre uzaklıktaki, doğa ile içiçe olan otele transfer ve yerleşme. Geceleme otelde.

08 Ekim 2018 Pazartesi Foz do Iguaçu / Iguazú Milli Parkı

Bölgenin yerlileri olan Guaraniler'in dilinde “büyük su” anlamına gelen şelalelerin ismi, ikisinin de okunuşu İguasu olan Portekizcede Iguaçu, İspanyolcada ise Iguazú olarak yazılır. Brezilya’daki Iguaçu Milli Parkı, Arjantin tarafındaki daha büyük olan Iguazú Milli Parkı ile, irili ufaklı yaklaşık 275 ayrı şelaleden oluşan 2700 metre uzunluğundaki dünyanın en büyük ve en etkileyici şelalelerin birini paylaşmakta. Yerliler gürleyen bu güzelliği bilseler de şelaleler “resmi” olarak 1541 yılında İspanyol “Conquistador” ve kaşif Alvar Nuñez Cabeza de Vaca tarafından keşfedilir. Şelalelerin oluşturduğu yoğun sis bulutu yemyeşil bir bitki örtüsünün gelişmesine sebep olur. Arjantin, Paraguay ve Brezilya sınırlarının kesiştiği noktanın yakınında yer alan şelaleler sadece Brezilya ve Arjantin'den görülebilen UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınan bir doğa harikasıdır. Şelaleler Brezilya tarafında panaromik olarak bütünüyle görülebilirken, Arjantin tarafında ise çok daha yakından seyredilebildiği için suyun gücü çok daha fazla hissedilebilir. Sabah, sınıra doğru hareket ederek, şelaleleri Arjantin tarafında gezmek üzere Brezilya-Arjantin arasında bulunan köprüyü geçiş. Daha sonra, parkın girişinden küçük, yanları açık bir trenle Garganta durağına kadar kısa bir yolculuk. Buradan, şelalelerin en görkemli noktası olan, 90 metre yüksekliğindeki Şeytan’ın Boğazı anlamına gelen ''Garganta del Diablo'' yu görmek üzere yürüyüş. Trenle ulaşacağınız Cataratas durağından, üst yürüyüş yolu olan “paseo superior” a doğru yapacağınız bir başka yürüyüşte ise, ormanın içerisinden geçerek şelalelerin coşkulu sesini dinleyip, dar yaya köprülerinden ve manzara izleme noktalarındaki seyir balkonlarından şelalelerin büyüleyici manzarasını yukarıdan ve değişik açılardan görebilirsiniz. Şelaleleri alçaktan farklı bir şekilde görebilmeniz için “circuito inferior” olan alt yürüyüş yolunda da bir yürüyüş yapmak mümkün. Bir kaç saatlik sürecek olan gezinin sonunda, herkese hitap etmeyeceğini düşündüğümüz, heyecan dolu bir macera olan “Gran Aventura” hızlı bot turunu dahil etmedik. Dileyen yolcular, satın alarak katılabilirler. Şelalelere kadar iki kilometre boyunca Iguazu Nehri’nin en hızlı aktığı yerlerden geçildiği için tur osteoporoz, boyun ve sırt sorunları veya herhangi bir fiziksel engel olan kişilere tavsiye edilmiyor. Aynı zamanda şelalelerin altına giren “ıslak” bot turunu veya şelalelerin en kuvvetli döküldüğü yere yaklaşan “kuru” bot turunu seçersenizde, her iki durumda da sırılsıklam olarak döneceğinizi bilmekte fayda var.Öğle ve akşam yemekleri yerel bir restoranda. Geceleme otelde.

09 Ekim 2018 Salı Cataratas do Iguaçu – São Paulo

Arjantin tarafındaki Iguazú Şelaleleri, Brezilya tarafından tamamen farklı görülmekte. Şelalelerin en büyük kısmı Arjantin tarafında bulunduğundan, Brezilya yakasından baktığınızda muhteşem bir manzarayla karşılaşıyorsunuz. Kahvaltının ardından, Brezilya tarafındaki “Cataratas do Iguaçu” şelalelerini gezmek üzere otele yakın olan milli parkının girişine doğru yürüyerek hareket. Buradan parkın özel otobüslerine binerek yürüyüş patikalarına ulaşılır. Trilha das Cataratas durağında inip nefes kesici manzaralar eşliğinde yapıcağınız 1200 metrelik keyifli yürüyüş sırasında seyir teraslarından şelaleleri (özellikle “Salto Floriano” isimli şelaleyi, ''Garganta del Diablo''yu ve manzarayı zenginleştiren muhteşem gökkuşağını) hem değişik bir açıdan, hem de çok yakından izleme imkanı. Yürüyüş yaparken değişik ağaç, bitki ve küş türlerinin yanı sıra rakungiller familyasından parkın yaramaz sakinleri olan Koati leri görebilirsiniz. Gezinin ardından, öğlene doğru Foz do Iguaçu havalimanına transfer ve Güney Amerika’nın ve Brezilya’nın en büyük kenti São Paulo’ya uçuş. São Paulo, XVI. yüzyılın ortasında Portekizli Cizvitler tarafından kurulmuş. Daha sonra, altın ve köleleştirebilecekleri Kızılderili arayışında olan “bandeirantes” olarak adlandırılan maceraperestler bölgeye akın eder. XVIII. yüzyılın sonlarında, São Paulo eyaleti Afrika kökenli kölelerin çalıştırıldığı kahve ve sonra şekerkamışı üretiminin getirdiği zenginlikle bir ticaret ve bankacılık merkezine dönüşür. XIX. yüzyılda ise, Köleliğin yasaklanması sonucunda tarım işçisi olarak çalışmak için çoğunluğu İtalyan olmak üzere İspanyol, Portekizli ve sonra Japon ve Lübnanlı göçmen dalgaları kentin bir sanayi merkezi olmasına katkıda bulunur. 1930’dan sonra başlayan endüstrileşme ile, São Paulo Brezilya’daki otomotiv sanayinin üssü olur. Kent, metal işçileri sendikasının bölge başkanı, İşçi Partisi'nin kurucusu ve 2002'de cumhurbaşkanı seçilen Luiz Inácio Lula da Silva veya tanınan kısa adıyla Lula’nın ortaya çıktığı yerdir. Durmadan yeni yolların yapıldığı ve gökdelenlerin yükseldiği bir metropol olan São Paulo, fiziksel, mekansal, kültürel ve ekonomik boyutlarda gerçekleşen sürekli bir değişim olgusu içerisindedir. Örneğin meşhur Avenida Paulista. Bu cadde bir zamanlar kahve baronlarının görkemli konutlarını süslüyordu. Avenida Paulista günümüzde, üniversiteler, müzeler, sinemalar ve kültür merkezlerini barındırmakta. São Paulo’ya varışı takiben karşılama. Panoramik şehir turu sırasında Paulista Caddesi, Art Deco tarzındaki Edificio Martinelli adındaki kentin ilk gökdeleni, tarihi şehir merkezi, Metropolitana Sé katedrali, Teatro Municipal tiyatrosu, Shopping Light alışveriş merkezi ve Ibirapuera Parkı görülecek yerler arasında. Gezinin ardından otele yerleşme. Son akşam yemeği yerel bir restoranda. Uçuş öncesi dinlenebilmeniz için otele dönüş.

10 Ekim 2018 Çarşamba São Paulo - istanbul

Havalimanına transfer. Türk Hava Yolları ile saat 03:15’te hareketle 21:50’de İstanbul’a varış.
Rio de Janeiro: Hotel Windsor Excelsior Copacabana 4 *
video thumbnail
video thumbnail
video thumbnail
Manaus: Villa Amazonica Hotel 4 *
video thumbnail
video thumbnail
video thumbnail
Amazon Bölgesi Brezilya: Juma Amazon Lodge Lodge
video thumbnail
video thumbnail
video thumbnail
Salvador de Bahia:Villa Bahia Hotel 4 *
video thumbnail
video thumbnail
video thumbnail
Brasilia:Manhattan Plaza Hotel 4 *
video thumbnail
video thumbnail
video thumbnail
Brumadinho:Ville de Montagne 4 *
video thumbnail
video thumbnail
video thumbnail
Ouro Preto:Pousada do Mondego 4 *
video thumbnail
video thumbnail
video thumbnail
Iguaçu:San Martin Hotel 4 *
video thumbnail
video thumbnail
video thumbnail
Rezervasyon Şartları:
Talebiniz üzerine tura kaydınız opsiyonlu olarak 7 gün tutulur. Bu süre sona ermeden toplam tur bedelinin % 25 ini kapsayan ön ödemeyi yaptığınız takdirde rezervasyonunuz kesinlik kazanacaktır. Opsiyon süresi sonunda ön ödeme yapılmadığı takdirde talebiniz otomatik olarak iptal edilecektir. Bakiye, yurtiçi gezilerde seyahatin başlamasından 30 gün öncesine kadar, yurtdışı gezilerde seyahatin başlamasından 45 gün öncesine kadar tamamlanmalıdır. Ödemelerin belirtilen süre içinde yapılmaması durumunda rezervasyon iptal olmuş sayılır.

Özel ödeme şartları
Kayıt anında tur ücretinin %35'u ön ödeme olarak tahsil edilerek, kati tur kaydı gerçekleştirilir. Bakiye, seyahatin başlamasından 60 gün öncesine kadar tamamlanmalıdır. Ödemelerin belirtilen süre içinde yapılmaması durumunda rezervasyon iptal olmuş sayılır ve iptal koşulları uygulanır.
Ücrete dahil olan hizmetlerimiz
  • İstanbul/São Paulo/Rio de Janeiro/Manaus/Salvador/Brasilia/Belo Horizonte/Foz do Iguaçu/ São Paulo/İstanbul ekonomik sınıf uçak biletleri;
  • 2. günden 14. güne kadar 10 akşam yemeği;
  • 2. günden 14. güne kadar 10 öğle yemeği;
  • Programdaki geziler ve ören yerleri girişleri;
  • Tüm bahşişler ( Tur Lideri Bahşişi hariç* ) ;
  • Havalimanı vergileri;
  • Rehberlik hizmetleri;
  • Seyahat sigorta paketi*.
Ücrete dahil olmayan hizmetlerimiz
  • Programda belirtilmeyen geziler;
  • Her türlü kişisel harcamalar;
  • Tur lideri bahşişi**;
  • Vize ücretleri;


* Dünyanın Renkleri özel seyahat sigortası paketi tüm seyahat ücretlerine dahil olup, Dünyanın Renkleri Seyahatleri'ne katılan bütün yolcuları kapsar. İlk ödemeyi yaptığınız anda size verilen poliçenin : Mesleki Sorumluk bölümü ödenen ücretin % 100 'ünü, Zorunlu Nedenlerle Seyahat İptali bölümü ise ödenen ücretin %90'ını teminat altına almaktadır.
75 yaş ve üstü yolcularda Zorunlu Nedenlerle Seyahat İptali durumunda ödenen ücretin %70'i teminat altına alınmaktadır.


* Turlarımızda, sizin takdirinize bağlı olduğunu düşündüğümüzden dolayı ücrete dahil etmediğimiz Tur Lideri bahşişi için , bu turda kişi başına 70 $ düşünmek gerekir.


NOT:

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı internet sitesinde yayınlanan uyarı:

“Brezilya'nın başkenti Brasilia'yı da içine alan bazı bölgelerinde sarı humma vakalarının görülmesi sebebiyle, söz konusu ülkeye giriş için sarı humma aşısının yapılması ve uluslararası aşı karnesi alınması gerektiği Brezilya Makamlarınca bildirilmiştir.”

Vize

Brezilya: 90 gün için vize uygulanmıyor ancak pasaportunuzun 6 ay geçerli olması gerekli.
ÖNEMLİ DUYURU:
Seyahate katılacak gezginlerin pasaportlarında (yeşil pasaportlar dahil) gidecekleri her ülke için, en az ve karşılıklı iki boş sayfaları olması gerekmektedir. Bazı ülkelerde karşılıklı iki sayfanın boş olmaması sorun yaratabilmektedir.