19 Mayıs 2024 Pazar İstanbul - Amsterdam
Türk Havayolları'nın saat 07:10'de İstanbul Havaalanı'ndan kalkan TK1951 no.lu uçusu ile Amsterdam'a hareket ve saat 09:45'de varıs.
Karşılama ve şehir merkezine transfer. Öğleden sonra Şehrin yürüyerek ve tekne ile keşfi. İlk olarak
Amsterdam'ın merkezinde yer alıp buranın en ünlü meydanı olan ve halkın kısaca
Dam olarak adlandırdığı meydanda bir mola: Burası, 13. yüzyılda inşa edilmiş ilk barajın bulunduğu yer olup
Amsterdam'a ismini veren Amstel Nehri boyunca yerleşmiş eski balık pazarıdır. 17. yüzyılda burada inşa edilen belediye sarayı ve borsa sayesinde, şehrin siyasi ve ticari yaşamının merkezi haline gelmiş ve hala günümüzde de ününü korumaktadır. Meydan çevresinde,
Kraliyet Sarayı, Ulusal Anıt, Madame Tussaud Müzesi, Damrak Caddesi gibi şehrin önemli yapıları yer almakta. Bu Meydanı gerektiği gibi gezdikten sonra,
Dünya Mirası listesinde yer alan
Begijinhof Bahçesi'ne doğru yürüyüşe devam. Kuruluşu 1300'lü yıllara dayanan ve türkçeye Beguin Yapıları olarak tercüme edebileceğimiz bu bahçe çevresindeki evler topluluğu, 12 ila 14 yy.larda Flaman Ülkesi'nde ortaya çikan ve Beguin diye adlandırilan çok inançlı katolik kadınlar topluluğunu barındırmaktaydı. Yani bir nevi manastır fakat hiçbir manastır veya kilise ile doğrudan bağı yoktu. Burada yaşayan kadinlar, evlenmez yani iffet yemini eder fakat her an evlenmek üzere topluluktan ayrılabilirlerdi. Ihtiyaç sahipleriyle ilgilenir, hayatlarını kazanmak içinde dikiş diker, çamaşır yıkarlardı. 15.ci yy.da yangın geçiren evlerin ahşap cepheleri 17 ve 18.ci yy.larda tuğla ve betonla kaplanmış ise de, bazıları Gotik karakterlerini günümüze kadar koruyabilmişlerdir. Begijinhof Bahçeleri, kanallar bölgesinin günümüze kadar ulaşabilmiş tipik bahçelerin ender misallerindendir. Buradaki son Beguin 1971 yilinda vefat etmiş ve böylece bu kompleks gerçek bir Begijinhof olmaktan çıkmış. Bu olağanüstü güzellikteki bahçeyi Spui Kapısı'ndan terkettiğinizde, kendinizi küçük ve sempatik
Spui Meydanı'nın ortasında bulacaksınız. Kitapcı ve kafelerle dolu meydanın en tanınmış dükkanı hiç şüphesiz, 1670 den beri burada mevcudiyetini sürdüren
Cafe Hoppe'dir. Burada bir molanın ardından hemen yakındaki, Hollanda'nın en tipik ürünleri olan çiçekleri ve peynirleri göreceğiniz çiçek pazarına doğru yürüyüşe devam. Ardından, Amsterdam'ın inanılmaz cazibesini farkedeceğiniz, bazen görkemli, bazen de pitoresk görünümdeki klasik ve barok cepheleri hayranlıkla izleyerek, geçmişden günümüze kanallardaki yaşamı hissedeceğiniz unutulmaz
tekne turu. Turun sonunda otele dönüş. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
20 Mayıs 2024 Pazartesi Amsterdam - Edam - Volendam - Marken

Sabah, kahvaltının ardından yürüyerek
Avrupa'nın en büyük resim koleksiyonlarından birine sahip olan Rijksmuseum 'a hareket. Burada
Frans Hals'in olağanüstü güzellikteki portrelerini,
Rembrandt'ın meşhur Gece Nöbeti Tablosu'nu ,
Ruysdaël'in ve Van Goyen'in manzaralarını,
Vermeer'in Sütçü Kadın Tablosu'nu,
Pieter de Hooch'un günlük hayat kompozisyonlarını ve daha bir çok Flaman ressamın tanınmış eserlerini görebilirsiniz. Daha sonra, birbirinden güzel manzaralara sahip
Edam, Volendam Kasabaları ve Marken Adası'nı gezmek üzere otobüs ile hareket. Çok kısa bir yolculuktan sonra Edam Kasabası 'na varış. Edam çok sessiz sakin ve şirin bir kasaba. Kanallar arasına kurulmuş çok güzel evleri, tarihi köprüleri, şirin meydanı ve leziz peynircileriyle yeşillikler içinde küçücük bir yerleşim. Bir zamanlar Volendam'ı liman olarak kullanırken 1357 senesinde açılan bir kanalla kendi limanına kavuşmuş. Kasabada, her köşeyi döndüğünüzde, olağanüstü güzel bir kartpostal manzarasıyla karşılaşıyorsunuz. Dünyaca ünlü ''Edam Peyniri'' de adını bu kasabadan almış. Dolayısıyla kasabada çok sayıda peynir dükkanı görebilirsiniz. Edam'ı yürüyerek keşfettikten sonra Volendam 'a hareket. Eski bir balıkçı köyü ve limanı olan Volendam, Hollanda'nın turistik olmasına rağmen doğal güzelliğinden hiç taviz vermemiş bir kanal kıyısı kasabası. Güzel evleri, şirin bahçeleri, yürümeye doyamayacağınız sokakları ve tahta ayakkabı dükkanları ile sizleri hayran bırakacak. Volendam'da öğle yemeği molası ve kasabayı sindire sindire gezmek için serbest zaman. Daha sonra Marken Adası'na doğru yola devam. Burası, bir zamanlar ada iken bir yol ile anakaraya bağlanmış şirin, tertemiz ve düzenli bir balıkçı kasabası. Evler genelde yeşil renge boyanmış. Kanalların arasındaki küçük köprüler ise adeta Van Gogh resimlerinden fırlamış gibi. Ne de olsa
Van Gogh'un memleketindeyiz. Marken'de serbest zamanın ardından Amsterdam'a geri dönüş. Akşam yemeği şehirde, geceleme otelde.
21 Mayıs 2024 Salı Amsterdam - La Haye - Delft

Sabah, kahvaltının ardından yürüyerek
Van Gogh Müzesi' ne gidiş. En önemli resim müzeleri arasında yer alan Van Gogh Müzesi, 1973 yılında ziyarete açılmış. Kardeşi Theo tarafından düzenlenen Dünyanın en kapsamlı Van Gogh koleksiyonunda, sanatcının 200'den fazla resmi, 500'den fazla çizimi ve çoğu kardeşi Theo'ya yazılmış yüzlerce mektubu bulunmakta. Geziden sonra
La Haye'e hareket. Kısa bir yolculuktan sonra Kuzey Denizi kıyısında kumsallarıyla meşhur, II.ci Dünya savaşının önemli geçiş noktası
Scheveningen' e varış ve mola. Daha sonra ülkenin politik ve idari başkenti La Haye'in merkezine doğru yola devam ve
Mauritshuis Kraliyet Resim Galerisi gezisi. Bu harika galerinin koleksiyonunda, aralarında
Johannes Vermeer, Rembrandt, Jan Steen, Pieter Brueghel, Pieter Paul Rubens, Paulus Potter ve Frans Hals gibi Hollandalı ressamlar ile Alman ressam
Hans Holbein' ın eserleride olan yaklaşık 800 resim bulunmakta.
Johannes Vermeer'in İnci Küpeli Kız ve
Rembrandt'ın Anatomi Dersi tablolarını da bu galeride görebilirsiniz. Daha sonra La Haye şehir turu: 13. yüzyılda bir kale olarak inşa edilip günümüzde Hollanda hükümetinin üst düzey çalışanlarının ofislerinin bulunduğu
Binnenhof ile şehrin önemli bir sembolü olan
Uluslararası Adalet Divanı binasını dışarıdan gördükten ve şehir merkezindeki yaya semti
Grote Markt' de bir mola verdikten sonra geceleyeceğimiz
Rotterdam'a doğru yola devam. Johannes Vermeer'in doğum yeri Delft'de, 17. yüzyılın tanınmış hukukcusu ve aklın kurallarına dayanan yasaların meşruiyetini temellendiren
Hugo Grotius'un heykelinin bulunduğu meydanda bir kahve molası. Akşam yemeği ve geceleme Delft'de otelde.
22 Mayıs 2024 Çarşamba Rotterdam - Gouda - Kinderdijk Değirmenleri - Anvers

10. yüzyılda,
Kuzey Denizi kıyısında, Ren ve Meuse Nehirleri deltasının bir parçası olan
Rotte Nehri'nin kıyısında kurulan bu liman, adını bulunduğu konumdan almış ve
"Rotte Nehri'nin üzerine kurulan baraj" anlamına gelen
Rotterdam diye anılmış. 13. ve 14. yüzyıllarda, İngiltere ve Almanya arasındaki ticaretin önemli bir merkezi haline gelerek zenginleşmiş. Hümanizm akımının öncülerinden ve en büyük temsilcilerinden biri olan
Erasmus 15. yüzyılda bu şehirde doğmuş. Rotterdam II.ci Dünya Savaşı'nda tamamiyle yıkılımış ve yeniden inşa edilmiş. Bu nedenle günümüzde çağdaş mimari eserleriyle dikkat çeken şehir, Avrupa'nın da en büyük limanıdır. Sabah, şehir turumuza başlıyoruz: Tanınmış çağdaş mimar
Ben van Berkel'in eseri,
"Swan" yani kuğu olarak adlandırılan zarif
Erasmus Köprüsü'nde bir mola vererek hem köprüyü, hem de şehri izleyip, ardından
Piet Blom tarafından ahşap olarak tasarlanan ve sadece Rotterdam'ın değil, dünyanın da en sıradışı mimari örneklerinden biri olarak kabul edilen
Küp Evler'i görerek, daha sonra da, dışarıdan bakıldığında bir uçak hangarına benzeyen bir tasarım harikası ve görebileceğiniz en ilginç modern kapalı pazar yeri olan Markthal' de serbest zaman. Son olarak, kentin güneyinde ve
Nieuwe Maas Irmağı'nın sağ kıyısında bulunan tarihi
Delfshaven Semti'nin keşfi. Burası, Rotterdam'da savaştan yıkılmadan kurtulan tek bölge olmuş. Son derece sempatik nehir kıyısı manzaralarının ortasında bir mola. Daha sonra kökleri Ortaçağ'a uzanan ve Dünyada peynir geleneğiyle tanınan
Gouda' ya hareket. Kent merkezinde bir çok gotik bina görebilir ve bu pitoresk ortamdaki pazar ve dükkanlardan alış veriş yapabilirsiniz. Bunların yanında
Saint-Jean Kilisesi'nde göreceğiniz
Crabeth Kardeşler tarafından yapılmış vitray son derece ilgi çekicidir.
Gouda' dan Kinderdijk'e doğru yola devam. Burada, kanal kıyısındaki kamışların arasında yapacağınız keyifli bir yürüyüş esnasında, her kartpostalda rastladığınız, yan yana dizilmiş 20 değirmeni görebilirsiniz.
Anvers'e doğru yola devam. Akşam yemeği ve geceleme Anvers'de otelde.
23 Mayıs 2024 Perşembe Anvers - Ghent

Avrupa'nın üçüncü büyük limanı olan
Anvers, nehirle deniz arasında bir balıkçı kasabası iken 10. Yüzyılda Kutsal Roma İmparatorluğu'na bağlanmış ve 15. Yüzyılın başında dünyanın tek borsasının burada kurulmasıyla bankacılık merkezi haline gelmiş. Günümüzde de
Dünya elmas yontuculuğunun ve ticaretinin merkezidir. Sabah, kahvaltıdan sonra şehri tanımaya,
"Demiryolu Katedrali" lakaplı ve muhteşem
Gotik mimarisiyle dünyanın en güzel garlarından biri olarak bilinen, 19. Yüzyılın sonunda inşa edilmiş
Tren Garı ile başlayıp, gezinin devamını yürüyerek yapacağız. Garı gezdikten sonra
Peter Paul Rubens'in evine doğru yürüyüş. 1577-1640 seneleri arasında Flaman ressamın stüdyo olarak kullandığı evde eserlerinin yanısıra eşyalarını da görebilirsiniz. Daha sonra, Rubens'in önemli eserlerini barındıran ve çan kulesi
Dünya Mirası tarafından koruma altında alınmış, vitraylarla süslü
Meryem Ana Katedrali ve şehrin Orta Çağ'dan kalma yapılarıyla süslü tarihi merkezi
Grote Markt'e doğru yürüyüşe devam. Buradaki muhteşem bir yapı olan
Stadhuis (Belediye Binası) Dünya Mirası listesinde yer almaktadır. Öğleden sonra, çok güzel bir çağdaş mimari eser olan
Mas Müzesi' nin çatısından şehri son defa seyredip, Anvers'i terk ederek kurulduğu 7. yüzyıldan itibaren tahıl ve kumaş ticaretiyle zenginleşmiş ve dolayısıyla çağlar boyunca çok güzel eserler ile donanmış, Flaman Bölgesi başkenti
Ghent'a hareket. Varışta şehir gezisine başlama: 10.yüzyılda inşa edilen St. John Şapeli'ne zaman içerisinde yapılan Romıanesk ve Gotik eklemelerle günümüze gelen
Aziz Bavo Katedrali'nin barındırdığı
Hubert ve Jan van Eyck tarafından yapılan
"Mistik Kuzunun Şenliği" tablosunu (eğer tamiri tamamlanmışsa) ve bu kilisenin içinde sergilenen diğer Flaman ustaların eserlerini inceledikten sonra, halkı yangın ve düşman saldırılarına karşı uyarmak için yapılmış 89 mt. yükseklikteki kuleyi de görerek, geziye devam. Aynı türden
Belfort en Lakenhalle Çan Kulesi ile tarihi kumaş borsasının keşfi ve biraz ileride
Aziz Nikolas Kilisesi'nin Çan Kulesl ile
Aristide Cavaille-Coll tarafından 19. yüzyılda üretilen meşhur
orgunu da gezip görerek, bu günkü geziyi tarihi buğday pazarı olan Korenmarkt'de tamamlama. 10. ve 11. yüzyıllarda tahıl ticaretinin yapıldığı ve tarihi yapılarla çevrili bu meydan, günümüzde şehrin en hareketli bölgelerinden. Otele yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
24 Mayıs 2024 Cuma Ghent - Brugge - Brüksel

Sabah,
Ghent gezisi: Nehir kıyısında, geçmişte yük gemilerinin mallarını indirdiği
Kraanlei Rıhtımı'nda bir gezinti ve
Leie Nehri kıyısındaki, ihtişamlı
Kontlar Kalesi'ni dışarıdan gördükten sonra
Brugge'e hareket. Harika Ortaçağ mimarisi, kanalları, dantelleri ve çikolatalarıyla meşhur Bruge,
"Kuzeyin Venedik'i" olarak tanınır. Bu olağanüstü güzellikteki şehrin keşfine, kanallarda bir
tekne turu ile başlayarak şehri daha iyi görebileceksiniz. Tekne gezisinin ardından
Groeninge Müzesi gezisi: 18. ve 19. yüzyıla ait neoklasik parçaların, Flaman eksperyonizm ve savaş sonrası çağdaş sanat eserlerinin yer aldığı müzede,
Jan van Eyck'in ve Hans Memling'in eserlerini görebilirsiniz. Daha sonra, şehir merkezini oluşturan
Grote Markt'e varış. Burada, Gotik mimarisi ile kentin en önemli simgelerinden biri olan ve 47 farklı çan sesi çıkarabilen
Belfry Çan Kulesi'ni görüp, meydandaki dükkanlardan meşhur Bruge çikolatasını ve dantellerini satın alabilirsiniz. Daha sonra, vitrayları ve dekorasyonu ile ilgi çeken
Kutsal Kan Bazilikası'nı ve yanındaki 14. ve 15. yüzyıldan kalma Belediye Binası gibi tarihi yapılarla çevri
Brug Meydanı'nını gezerek
Meryemana Kilisesi'nde bulunan Michelangelo'nun Madonna ve Çocuğu heykelini görüp,
Dünya Kültür Mirası Listesinde yer alan ve Amsterdam'dakine benzer
Begijnhof'a kadar kısa bir yürüyüş. Bu birbirine yapışık beyaz evler ve ortasındaki kilise günümüzde müze olarak kullanılmakta. Begijnhof'u gezdikten sonra yürüyüşü, hemen yakınındaki
Minnewaterpark' a kadar uzatarak bu güzel romanik bahçeleri, ortasındaki Aşk Gölü'nü, kuğuları ve yeşilin tonlarını seyrederek Bruge'ü terkedip
Brüksel'e doğru yola çıkış. Brüksel'e varışta otele yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
25 Mayıs 2024 Cumartesi Brüksel

Tam gün Belçika'nın başkenti Brüksel'in keşfi. Avrupa Birliğinin ve NATO'nun bir çok ünitesi burada olduğundan Avrupa'nın Başkenti olarak da tanınır. Sabah otelden
Kraliyet Güzel Sanatlar Müzesi'ni gezmek üzere hareket. Üç bölümden oluşan bu müzede sergilenen
Rubens, Rönesans ve Flaman Primitifler, Gerçekçilik, Yaşlı Pieter Bruegel koleksiyonu özellikle gezeceğimiz bölümler olacak. Ardından
St. Michaele St. Gudula Katedrali gezisi. Buradaki ilk yapının 8.yüzyıldan kalma St. Michaele'e itaf edilen bir şapel olduğu düşünülür. 11. Yüzyılda ise Brabant Dükü buraya bir kilise yaptırır ve sonrasında bu kiliseye St. Gudula'nın kusal emenetleri getirilir. Bu günkü adı buradan gelmedir. 13. yüzyılda Gotik tarzda yenilenir ve Katedral olarak anılır. Kraliyet ailesinin düğün ve cenaze merasimleri burada düzenlenmektedir. İçi oldukça güzel olan bu yapının gezisinden sonra, öğle yemeği. Ardından Brüksel'in ünlü ve hareketli meydanı olup Avrupa'nın da en güzel meydanlarından biri olarak kabul edilen Grand Place'a varış.
Grand Place Dünya Mirası Listesinde yer almakta. Meydanı çevreleyen binalarda özellikle Barok ve Gotik tarz öne çıkmakta. Burada göreceğiniz önemli binaların başında 15. yüzyıldan kalma
Hotel de Ville (Belediye Binası),
Maison du Roi (Kral Evi),
Le Renard (Lonca Evi), neoklasik
Maison des Ducs de Brabant,
Le Cornet (Tekneciler Loncası),
Maison des Brasseurs olacaktır. Meydanın biraz ilerisinde ise Şehrin sembollerinden olan
Manneken Pis (İşeyen Çocuk Heykeli)ni ve ünlü pasaj
Les Galeries Royales Saint-Hubert'i görebilirsiniz. Öğleden sonra, şehir merkezinde serbest zaman. Akşam yemeği şehirde. Geceleme otelde.
26 Mayıs 2024 Pazar Brüksel - İstanbul
Sabah, kahvaltıdan sonra serbest zaman ve ardından Havaalanına transfer.
Türk Hava Yolları'nın, TK1944 no.lu uçuşu ile, saat 14:25' de hareket ve saat 18:55' de İstanbul Havaalanı'na varış.