Sabah, Söğütlüçeşme Tren Garı'dan, saat 06:30'da kalkan Konya Hızlı treni ile hareket ve saat 11:19'da Konya'ya varış. Karşılama, öğle yemeği ve Türkiye'nin 3.cü büyük gölü olan
Beyşehir'e doğru hareket. Gölün hemen kıyısında kurulmuş olan Beyşehir, yüzyıllardır önemli bir yerleşim yeri oluşturmuş. 1299 yılında inşa edilen
Eşrefoğlu Camii ise Türkiye'nin en büyük ahşap tavanlı ulu camii olup ahşap işçiliği ve kök boya ile yapılan süsleri bir şaheserdir. Camii ve hemen yanında bulunan Bedesten ile İsmail Ağa Medresesi gezisi. Daha sonra, kısa bir yolculuğun ardından,
Eflatunpınar Hitit Çeşmesi gezisi: Bir doğal su kaynağına yapılmış olan ve üzerinde fırtına ve güneş tanrılarının kabartmaları bulunan bu ilginç geç hitit anıtı üzerine çok fazla bir bilgi ve araştırma bulunmamakta. Hitit Çeşmesi'ni gezdikten sonra
Eğirdir Gölü'ne doğru yola devam. Eğirdir, Göller Bölgesinin merkezi sayılır ve gelirkende göreceğiniz devasa elma bahçeleriyle tanınır. Göl üzerinde bulunan Yeşil Ada'da gezerek bu çok güzel göl ve dağ manzaralarını seyredebilirsiniz. Göl kıyısındaki yerel bir lokantada alacağınız erken akşam yemeğinde
göl levreği tadımı. Yemekten sonra Ağlasun'a doğru yola devam ve
Sagalassos Lodge&Spa'da geceleme.
Sabah erken kahvaltının ardından,
lavanta hasatını görmek üzere Isparta'ya hareket Keçiborlu lavanta bahçelerinin ortasında, harika kokuları ve muhteşem bir renk çümbüşü içinde, sabah erken yapılan lavanta hasatını izleyip, lavanta yağının yapılışını gördükten sonra,
İnsuyu Mağarası'na hareket: Uzunluğu 597 m ve en geniş yeri 80 m dolayında olan bu mağara birbirine bağlı 9 boşluktan oluşmuş. Boşluk yanaklarında birikmiş suların oluşturduğu gölcükler mağara tabanından geçen karstik bir yer altı akarsuyu ile birbirine bağlanmışlar. Karstik yapının zamanla erimesi ve aşınması sonucunda mağara içinde meydana gelen sarkıt ve dikitler muhteşem görüntüler sunmakta. Gezinin ardından
Burdur'a hareket. Varışta, Sagalassos, Kremna ve Kibyra kazılarında bulunan heykel ve diğer kalıntıların sergilendiği, bir müzecilik harikası,
Burdur Arkeoloji Müzesi gezisi. Daha sonra şehrin tarihi sokaklarını ve şehir merkezini dolaşıp, ardından
Kremna Antik Kenti'ne doğru yola devam. Kremna, yunancada uçurum demek ve buraya gelince neden şehrin bu adı aldığını da apaçık göreceksiniz. Buradan göreceğiniz, Aksu Vadisi'ne ve Karacaören Barajı'na doğru uzanan panoramanın insanı etkilememesi mümkün değil. Surlarla çevrili kentin bugün görünen kalıntıları Roma dönemine ait. harabeleri gezdikten sonra öğle yemeği için Lodge'a geri dönüş. Yemekten sonra
Sagalassos Antik Kenti gezisi için hareket. 1706 da Fransız gezgin Paul Lucas tarafından keşfedilen bu antik kentteki kazı çalışmaları 1990 yılından beri Belçika Leuven Üniversitesi ekibi tarafından yürütülmekte. Antik kent gezisi, Dünya'nın en yüksek rakımlı antik tiyatrosu; Marcellum (gıda pazarı); Meclis Binası; Antoninler Çeşmesi; Agora; Odeon; Roma Hamamı; Eski çağlardan beri suları akan hellenistik çeşme; Neon Kütüphanesi; Çömlekçiler Mahallesi ve diğer yapıtları kapsayacak şekilde devam edecek... Akşamüstü Lodge'da serbest zaman.
Akşam, lodge'un restoranında veya hava durumuna göre havuz başında, Ağlasun'lu Hanımlar'ın hazırladıkları, Romalılardan beri süren geleneğin ürünlerinden oluşan yerel lezzetlerin tadımı.
Sabah, dağların tepelerinde konumlamış antik kentler ile türkuaz rengi göllerdeki gökyüzü yansımaları arasında geçireceğiniz bir güne başlamak üzere, güzel bir kahvaltının ardından
Kapıkaya Antik Kenti doğru hareket. Yaklaşık bir saat mesafede buluna Kapıkaya'ya varışta kısa bir mesafeyi de yürüyerek aşarak, dağların doruğunda konumlanmış bu gizemli yerleşime ulaşma. Oldukça dik bir dağın tepesinde ve çok korumalı bir alanda bulunan antik kentin adı bilinmemekle birlikte Sandallion, Minassos, Tityassos gibi kentlerden birisi olduğu düşünülmekte. Sagalassos'a benzer bir yapı dokusu olan kent, dağın tepesinde adeta asılı durmakta. Harabeleri gezerek, olağanüstü güzellikteki panoramayı seyrettikten sonra
Yazılı Kanyon'a doğru yola devam: Az bilinen bir doğa harikası bir milli park; Yazılı Kanyon adını ise, ünlü şair
Epiktetos'un buradaki kayaları oyarak yazdığı ünlü
Hür İnsan Üzerine Şiirden almakta. Kanyonun harika manzaralarını izlemek için bir yürüyüşün ardından, keyifli bir öğle yemeğinde, bu sularda yetişen alabalıkların tadına bakma. Daha sonra
Adada Antik Kenti 'ne hareket. Çevresi çam ve ardıç ağaçlarıyla kaplı tepeler tarafından sarılmış olan antik kent sadece bölgenin değil Anadolu'nun en sağlam kalabilmiş antik kentlerinden biri olup helenistik devirden itibaren kendi sikkelerini basmıştır. Harabelerin günümüzde toprak üzerinde kalan bölümleri muhteşem bir görüntü sergilemekte. Geziden sonra
Kovada Gölü'ne doğru yola devam. Kovada Milli Parkı içinde bulunan gölün kıyıları ve bahar aylarındaki göçmen kuşların hareketliliği tam anlamıyla bir doğa şaheseri. Kovada Gölünün etrafı, sık ormanlık alanlar, ormanlık dağlar ve kısmen meyva bahçeleriyle kaplı. Bu nedenle göl görüntüsü ve manzarası büyüleyici. bu olağanüstü manzarayı seyredebilmek için bir moladan sonra Ağlasun'a geri dönüş. Akşam yemeği ve geceleme
Sagalassos Lodge&Spa' da.
Sabah, kahvaltıdan sonra
Kibyra Antik Kenti' ne doğru hareket. Gölhisar'a varışta, Kibyra Antik Kent'nin keşfi: Gölhisar'ın kuzeybatısındaki tepelerin üzerleri teraslanarak göl ve ova manzarasına hâkim konumda ve hiçbir yapı bir diğerinin manzarasını kesmeyecek biçimde yerleştirilmiş bir kent; son yıllarda arkeolojik çalışmaların çok hızlandığı bu antik şehirde göreceğimiz en önemli mimari yapıtların başında çok iyi korunmuş Stad, Agora, Tiyatro, Meclis Binası gelmekte. Bu etkileyici harebeleri keşfettikten sonra öğle yemeği ve ardından
Salda Gölü'ne doğru yola çıkış. Salda Gölü, Göller Bölgesi içinde, ormanla kaplı tepeler, kayalık araziler ve küçük alüvyal ovalarla çevrili hafif tuzlu karstik bir göldür. 184 metreye varan derinliği ile Türkiye'nin üçüncü en derin gölü olup Dünya'da ki Mars özelliği gösteren iki yerden biridir. Göldeki magnezyum yüklü beyaz kayaların aynısı Mars'ta da olduğu için buraya Mars yüzeyli göl denmekte. Gölün toprak yapısının sahip olduğu mineraller sayesinde, göl suyunun bazı cilt hastalıklarına karşı tedavi edici etkisi vardır. Suyunun temiz ve berrak oluşu ve turkuaz rengi, güneybatı ve güneydoğu kıyılarında yer alan küçük kumsalların, okyanus adalarını andırmalarına neden olmakta. Çeşitli molalar vererek gölün çevresini keşfettikten sonra
Çardak Havalimanı'na transfer.
Denizli Çardak Havalimanı'ndan saat 20:00'de kalkan, AJet Hava Yolları'nın VF3195 no.lu uçuşu ile Sabiha Gökçen Havalimanı'na hareket ile saat 21:10'da İstanbul'a varış.