Baştan Başa Doğu Anadolu

İlkbahar'da Doğu Anadolu'nun manzaralarına doyum olmaz: Renkleri, muhteşem dağları ve ovaları, çiçeklerle bezenen yaylaları, Şehirlerin ortasından fışkıran farklı medeniyetlerin mirası mimari yapıları, antik kentleri, Mezopotamya Ovası'nın kendine has yaşam tarzı ve şehirleri, lezzet dolu mutfağı sizleri bambaşka bir ülkeye taşır gibi günlük yaşam alanlarınızdan uzaklaştıracak. Fazla söze gerek yok, yaptığınızdan pişman olmayacağınız bir başka yolculuk...

TURUN ÖZELLİKLERİ

  • 8 gece ve 9 günde Anadolu'nun Erzurum'dan Gaziantep'e kadar ki bölümünü tek bir seyahatte keşfedebileceğiniz bir pogram.
  • Sabah ilk uçakla Erzurum'a gidip, akşamüstü uçağı ile Gaziantep'den dönmek, zamanı en iyi şekilde değerlendirebilmemize imkan tanıyacak.
  • Göbelitepe'yi, Şanlıurfa Müzesi ve Zeugma Müzesi'ni içeren bir program.
  • Üç, uzun hafta sonu programının zengin bir birleşimi.
  • Katılımcı sayısının 24 kişiyle sınırlı olması size özel bir seyahat tadında yolculuk yapabilme imkanı sağlayacak.
  • Doğu Anadolu'yu keşfetmeyi özel ilgi alanı olarak gören bir rehberle bu seyahati yapmak, yolculuğa artı bir renk katacak.
  • Her zaman ki gibi tüm gezi ve yemeklerin dahil olduğu bir seyahat programı.

23 Mayıs 2020 Cumartesi İstanbul - Erzurum - Ani - Kars

Sabah, Kadıköy ve Taksim'den İstanbul Havalimanı'na transfer. Türk Hava Yolları'nın TK2704 uçuşu ile saat 05.55 de Erzurum'a hareket ve 07.55 de varış. Ardından Erzurum'da ki Selçuklu eserlerinin keşfi: Her biri 26 metre yüksekliğindeki rengarenk çinilerle süslü iki minaresinden dolayı bu adla anılan Çifte Minare Medresesi, 1179 yılında Saltukoğulları'ndan Melik Nasirüddin Muhammed Bey zamanında inşa edilen ve ilk dönem İslam Mimarisi'nin sütunlar üzerine oturan düz damlı camileri örnek alınarak Anadolu'da yapılan Ulu Camilerin en eski örneklerinden olan Ulu Cami ve en büyüğü Emir Saltuk'a ait olduğu düşünülen Üç Kümbet gezeceğimiz eserler arasında. Erken öğle yemeği ve ardından Kars'a doğru yola devam. Varışta Kars gezisi: 93 Rus harbi komutanı Gazi Ahmet Muhtar Paşa Konağı; Namık Kemal'in bir dönem yaşadığı ev; 19. yüzyılda Ruslar tarafından Aleksander Nevsky Katedrali olarak inşa edilen Fethiye Camii; eski hamamlar;bir zamanlar müze olarak kullanılan 12 Havariler Kilisesi veya Kümbet Camii; Ebu-l Hasan Harakâni Türbesi; Ortodoks Kilisesi veya Merkez Camii; Parlamento Binası ve diğer Rus dönemi binaları'nı gördükten sonra sehirde serbest zaman. Akşam, Kars yöresi yemeklerinin tadımı. Geceleme otelde.

24 Mayıs 2020 Pazar Kars - Doğubayazıt - Van

Sabah, kahvaltının ardından Ani Harabeleri'ne hareket. Ermenistan sınırında yer alan ve bir zamanlar bölgenin en önemli yerleşim alanı olan, ancak günümüzde terkedilmiş bir hayalet şehre dönüşen Ani, özellikle kar altında çok etkileyici bir manzara sunuyor. Aras Nehri'nin bir kolu olan Arpaçay burada Türkiye'nin Ermenistan ile olan sınırını oluşturmakta. Antik şehir Arpaçay'ın iki yakasında da uzansa, en önemli bölümü Türkiye tarafında kalıyor. Gezi esnasında 1072 yılında Selçuklular'ın Anadolu'da ilk inşa ettikleri Menuçehr Camii; ön yüzündeki mozaik işlemelerinin hala görülebildiği Selçuklu Sarayı; dış cephesi taş üzerine oyulmuş insan, hayvan ve bitki motifleriyle süslenmiş Tigran Honents Kilisesi; yine günümüzde Keseli Camii olarak adlandırılan ve sadece binanın yarısının ayakta kalabildiği Kurtarıcılar Kilisesi görülecek eserler arasında. Uzunca bir yürüyüş gerektiren Ani Harabelerinin keşfinden sonra, Ağrı Dağı'nın eteklerinden geçen Iğdır yolunu takiben Doğubayazit'e varış ve öğle yemeği. İnşaatında değişik mimari sitillerin büyük bir uyumla kullanıldığı, şehre tepeden bakan bir konumda bir derebeyi kalesi görünümündeki Ishak Paşa Sarayı gezisi. Geziden sonra, İran sınırını takip eden yol boyunca ilerliyerek Muradiye Şelalesine varış ve mola. Akşam üstü, tarihte Urartu Krallığının başkenti olan ve Van Gölü kıyısında bulunan Van şehrine doğru yola devam. Yapılışı MÖ. 9.cu yüzyıla dayanan bir Urartu yerleşimi olan Van Kalesi ve antik şehir harabeleri gezisi. Akşam yemeği ve geceleme Otelde.

25 Mayıs 2020 Pazartesi Van - Hoşap - Akdamar - Tatvan

Kahvaltıdan sonra, Çavustepe'ye hareket: Urartular zamanındaki adı Sardurihinili olan Çavuştepe, Milattan önce 764 ile 735 yılları arasında devleti yöneten II. Sarduri tarafından yaptırılmış ve adının Urartu dilindeki anlamı Sarduri'nin kurduğu kenttir. Aşağı ve Yukarı Kale olarak ikiye ayrılır. Yukarı Kale'de büyük bir kale platformu ve Tanrı Haldi'ye ait bir tapınak, Aşağı Kale'de ise çok sayıda atölye, taş surlar, depo, saray, mahzenler, su sarnıçları, tuvaletler (en eski tuvalet örneği), kanalizasyon sistemi bulunmakta. Buradaki Urartu sulama kanalları günümüzde de kullanılmakta. Geziden sonra Hoşap'a doğru yola devam. Doğu anadolu'nun sembol yapılarından olan ve türkiye İran yolu üzerinde stratejik bir noktada, sarp kayaların üzerinde yükselen Hoşap Kale'si, Urartular zamanına kadar uzanmakla birlikte tipik bir Orta Çağ yapıtıdır. Kale gezisinin ardından, öğle yemeği için, Akdamar Adası'nın iskelesi konumundaki Gevaş'a hareket. Yemekten sonra gemiyle Adaya geçiş ve Akdamar Kilisesi gezisi: Kudüs'ten İran'a kaçırıldıktan sonra 7.ci yüzyılda Van yöresine getirildiği rivayet edilen Hakiki Haç'ın bir parçasını barındırmak maksadıyla Kral I. Gagik'in emriyle, 915-921 yıllarında Mimar Manuel tarafından inşa edilmiş olan kilise, mimari açıdan Ortaçağ Ermeni sanatının en parlak eserleri arasında sayılır. Kızıl andezit taşının kullanıldığı kilisenin dış cephesi, alçak rölyef şeklinde işlenmiş zengin bitki ve hayvan motifleriyle ve Kutsal Kitap'tan alınma sahnelerle bezenmiştir. Kilise bu özelliğiyle de Ermeni mimari tarihi içinde eşsiz bir konuma sahiptir. Son yıllarda restore edilen kilisede, yılda bir kez ayin düzenlenmekte. Geziden sonra karaya dönüş ve Tatvan'a doğru yola devam. Akşam yemeği ve geceleme Otelde.

26 Mayıs 2020 Salı Tatvan - Ahlat - Bitlis - Diyarbakır - Mardin

Sabah, çok iyi korunmuş bir Selçuklu mezarlığının bulunduğu Ahlat'a hareket: Burası Ortaçağ Türk mimarisinin 11. ve 12. yüzyıldan beri özelliğini yitirmemiş, 8 bin civarında mezar taşını içeren bir açık hava müzesini andırır. Kırmızıya dönen tonlardaki taşlardan yapılmış anıt mezarlarla yeşil çimlerin muhteşem bir görüntü sergilediği Ahlat'ı keşfettikden sonra Bitlis'e doğru yola devam. Bitlis'de eski taş yapıların otantik görüntüleri arasındaki sokaklarda kısa bir gezintinin ardından öğle yemeği. Öğleden sonra Diyarbakır'a hareket. Mezopotamya ile Anadolu medeniyetlerinin geçiş noktasında olan Diyarbakırın tarihi MÖ. 3000 yıllarına kadar uzanır. Bu dönemde şehrin merkezinde, Hitit ve Hurri-Mittani egemenliği yaşanmış ve MÖ 1260 dan sonra sırasıyla Asurlular, Aramiler, Urartular, İskitler, Medler, Persler, Makedonyalılar, Selevkoslar, Partlar, Ermeniler,Romalılar, Sasaniler, Bizanslılar, Emeviler, Abbasiler,Şeyhoğulları, Hamdaniler, Mervaniler, Selçuklular,İnaloğulları, Nisanoğulları, Artuklular, Eyyübiler, Moğollar, Akkoyunlular, Safeviler ve Osmanlılar Diyarbakır'a egemen olmuşlar. Çin Seddi'nden sonra en uzun sur olması ile ünlenen Diyarbakır Surları 5.5 km uzunluğunda ve 7-8m yüksekliğindedir. 16 kalesi ve 5 çıkış kapısı olan siyah bazalt surlar, kentin en ilgi çekici yeridir. Ortaçağ askeri mimarisinin muhteşem örneğini oluşturan bu surlar yazıtlar ve kabartmalarla dekore edilmiş. Surlardan sonra M.S. 639 yılında Mar-Tama kilisesinden camiye çevrilerek kara taşlarla inşa edilen ve Anadolu'nun en eski camisi olan Ulu Camii gezisi: Avlusundaki şadırvanları, çeşitli devirlere ait kitabeleri yönünden büyük değer taşımaktadır. Akşam üstü Mardin'e doğru yola devam. Varışta otele yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme otelde.

27 Mayıs 2020 Çarşamba Hasankeyf - Midyat - Mardin

Sabah, kahvaltının ardından Hasankeyf'e hareket. Yükselen baraj sularından dolayı artık detaylı gezemediğimiz muhteşem Hasankeyf'den son nostaljik görüntüleri alabilmek bir mola ve kasabanın havasını soluyabilmek için sokaklarda bir gezinti. Ardında midyat'a doğru yola devam. Midyat'a varmadan önce, Tur Abdin bölgesinin en eski köylerinden olan Anıtlı Köyü'nde bulunan ve günümüzde eşine az rastlanan bir mimari özellikteki Meryem Ana Kilisesi gezisi. Daha sonra Midyat'a varış ve öğle yemeği. Ardından şehrin eski mahallelerinin keşfi. Midyat'ın taş evlerle çevrili sokakları adeta bir film stüdyosunu andırmakta. Evlerin içinde, devlet konuk evi gibi çok iyi restorasyon görmüş ve bir çok film çekiminde kullanılmış olanlarıda bulunmakta. Kendinizi Mezopotamya uygarlığının derinliklerinde hissedeceğiniz bu gezintiden sonra Telkari Gümüşcüler Çarşısı'nda bir mola ve Mor Gabriel Manastır'ına hareket. yayvantepe yakınlarında bulunan Manastırın yerleşimi 1600 yıl öncesine dayanır. Temelleri ilk olarak M.S. 397 yılında Mor Samuel ve Mor Şemun adında iki Süryani rahip tarafından atılmış. Midyat platosundaki manastır yaşamının en eskisi olduğu için, yüzlerce rahibi barındıracak büyüklükte inşa edilmiş. Bu ilginç manastırın keşfinden sonra Mardin'e doğru yola devam. Mardin'e varışta Deyrülzaferan Manastırı'nın ziyareti: M.Ö. 4000 yılından bugüne dek ayakta kalmış olmasına rağmen Mezopotamya'daki manastırlar arasında en sağlam yapıya sahip olanıdır. Halen Süryani Kilisesi'nin önemli dini merkezlerinden biri olan Manastırın kuruluşundan önce burada, günümüzde Mor Hananyo Kilisesi'nin doğu köşesinde görülebilen bir Güneş Tapınağının mevcudiyeti bilinir. Bu yapının, düz taşlardan oluşan ve hiç bir birleştirici malzeme kullanmadan tutturulabilmiş tavanı çok ilginçtir. Gezinin ardından otele dönüş. Akşam yemeği ve geceleme Otelde.

28 Mayıs 2020 Perşembe Mardin - Nemrut Dag

Sabah, kahvaltıdan sonra Mardin şehir turu: Sakıp Sabancı Kent Tarihi Müzesi, Dilek Sabancı Sanat Galerisi, Postane Binası (eski Mardin konağı), Zinciriye Medresesi, Kasımiye Medresesi, Ulu Cami ve Mardin'in dar sokakları ile çarşıları. Mardin'in eski merkezinde öğle yemeğinin ardından Nemrut Dağı'na hareket. Siverek'de yeni yapılan Nissibi Köprüsü'nden geçerek, !987 senesinde Dünya Mirası listesine dahil edilen Nemrut Tümülüsü'nün eteklerine varış. Burada ufak minibüslere binerek sırasıyla Arsameia Antik Kenti tapınak alanı, eski Kahta, Cendere Köprüsü ve Karakuş Tümülüsü'nü gezerek, Kommagene Kralı 1. Antiochos tarafından MÖ. 1. yüzyılda yaptırılan ve Pers ile Yunan stillerinin bir karışımı olan, 2200 mt irtifadaki Nemrut Dağı Tümülüsü'ne, muhteşem gün batışını izlemek üzere varış. Tabiatın ve buradaki yontuları gerçekleştiren antik dönem sanatçılarının bu olağan üstü gösterisini izledikten sonra dağın zirvesine yakın bir konumda bulunan otelimize yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme Otel'de.

29 Mayıs 2020 Cuma Kahta - Göbeklitepe - Urfa

Sabah, Göbeklitepe'ye hareket. Dünyanın bilinen en eski kült yapılar topluluğu olan Göbeklitepe, araları taş duvarla örülü T biçimindeki 10 - 12 yuvarlak planda dizilmiş dikilitaş ve merkezine yerleştirilmiş daha yüksek boyda iki dikilitaştan oluşmakta. Bu dikilitaşların çoğu üzerinde insan, el ve kol, çeşitli hayvan ve soyut semboller, kabartma ya da oyularak betimlenmiş. Bu kompozisyonun, bir öykü, bir anlatım ya da bir mesaj ifade ettiği düşünülmekte. Sonuçta, buranın bir yerleşim yerinden ziyade bir kült alanı olduğu savı güç kazanmakta. Buradaki kült yapılarının üretime geçiş aşamasına yakın olan son avcı grupları tarafından inşaa edilmiş olduğu düşünülmekte ve tüm bu dikilitaşlar, stilize insan heykelleri olarak yorumlanmakta. Gezinin ardından Urfa'ya varış, otele yerleşme ve ardından en lezzetli yöresel yemekleri tadacağınız Gülhan Restoranda son öğle yemeği. Yemekten sonra, 2015 yılında açılan Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi ziyareti. Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi, Arkeopark ve Edessa Mozaik Müzesi'nden oluşan Haleplibahçe Müze Kompleksi, 34 bin metrekarelik kapalı alanıyla Türkiye'nin en büyük müzesi olma özelliğini taşıyor. Göbeklitepe, Nevalı Çori, Akarçay Tepe, Hassek Höyük, Gre Virike, Lidar Höyük gibi höyüklerin her biri uygarlık tarihinin mihenk taşlarını oluşturuyor. Şanlıurfa'da özellikle 1960'lı yıllardan beri yapılan Baraj Kurtarma Kazıları ile çok önemli arkeolojik eserler keşfedildi. Çağdaş müzecilik anlayışı ile kurulan yeni Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi'nde bu höyüklerin her biri, gerek kazı hikayesi gerekse eserleri ile, bölgede uzun yıllar çalışmış ve bu kazılarda görev almış deneyimli bilim insanlarının desteği ve katkısı ile özel tasarlanan bir mekan içerisinde sergilenmekte. Müze gezisi ardından Balıklı Göl gezisi. İbrahim Peygamberin ateşe atıldığında düştüğü yer olarak bilinen bu iki göl, kutsal balıkları ve çevrelerindeki tarihi eserler ile Şanlıurfa'nın sembolü haline gelmiş. Balıklı Göl gezisinden sonra, Urfa'nın tarihi dokusunun keşfine kapalı çarşı, eski taş sokak ve evler, Gümrük Han'la devam. Otele dönüş. Akşam ''Sıra Gecesi" eşliğinde yöresel yemekler ve müziklerle yorgunluğunuzu atacağınız tarihi konağa hareket. Geceleme otelde.

30 Mayıs 2020 Cumartesi Urfa - Harran - Halfeti - Zeugma - Gaziantep

Sabah, kahvaltının ardından, Urfa yakınlarında bulunan Harran'a hareket. Harran adına ilk defa, Kültepe ve Mari'de bulunan M.Ö. 2.000 başlarına ait çivi yazılı tabletlerde rastlanır. M.Ö. 2.000'in ortalarına ait Hitit Tabletleri'nde, Hitit'lerle Mitanni'ler arasında yapılan bir anlaşmaya Harran'daki Ay Tanrısının (Sin) ve Güneş Tanrısının şahit tutulduğu belirtilmektedir. Harran, Kuzey Mezopotamya'dan gelerek batı ve kuzeybatıya bağlanan önemli ticaret yollarının kesiştiği bir noktada bulunmasında dolayı Anadolu ile sıkı ticaret ilişkileri bulunan Asurlu tüccarların önemli uğrak yerlerinden biri idi. Anadolu'dan Mezopotamya'ya Mezopotamya'dan da Anadolu'ya olan ticaret binlerce yıl Harran üzerinden yapılmıştı. Bu da burada zengin ve köklü bir kültür birikiminin oluşmasına neden olmuştur. Harran, Ay, Güneş ve Gezegenlerin kutsal sayıldığı eski Mezopotamya putperestliğinin ( Sabiizm ) önemli merkezi olmasıyla tanınırdı. Bu nedenle Harran'da Astronomi ilmi çok ilerlemişti. Dünyadaki üç büyük felsefe ekolünden birisi Harran Ekolü'dür. Bugün, şehri besleyen ırmaklar kurumuş olduğundan, sudan ve yeşilden mahrum bir ovanın ortasında 5000 yıllık tarihi, tipik evleri, höyüğü, kalesi, şehir surları ve çeşitli mimari kalıntıları ile ayakta durmaktadır. Tipik toprak evleri ve harabeleri gezdikten sonra Birecik'e doğru yola devam. Birecik'te öğle yemeği ve Kelaynak üreme çiftliğinde mola.Daha sonra, Birecik Barajı sularının altında kalan Halfeti'ye doğru yola devam. Halfeti'de şehir ve kale kalıntılarının etkileyici manzarasını yakından görmek için tekne ile bir gezinti ve ardından Zeugma'ya doğru hareket. Zeugma Antik Kenti, M.Ö. 300'de Büyük İskender tarafından ''Selevkia Euphrates'' adıyla kurulmuş. Kommagene Krallığı'nın dört büyük şehrinden biri olan kent, M.Ö. 31'den itibaren tamamıyla Roma İmparatorluğuna bağlanmış ve adı ''köprü'', ''geçit'' anlamına gelen ''Zeugma'' olarak değişmiş. Fırat Nehri'nin kıyısında yaklaşık 20.000 dönümlük bir arazi üzerine kurulu olan Kent, Fırat'ın geçilebilir en sığ yerinde olması, askeri ve ticari bakımdan çok stratejik bir bölgede bulunması nedeniyle tarihin her döneminde önemini korumuş. Roma İmparatorluğu'nun 4.Skitia Lejyon Garnizonu'nun burada konuşlandırılması ve ticaret sebebiyle kısa zamanda 80.000 nüfusa ulaşan Zeugma'da, Fırat manzaralı yamaçlara villalar inşa edilir. Bu büyük nüfus ile Zeugma dünyanın en büyük kentlerinden biri haline gelir. Yapılan kazı çalışmalarında A, B ve C olarak üç bölümde incelenen şehrin villaları ve çarşılarının bulunduğu A ve B bölümleri bugün Birecik Hidroelektrik Baraj gölü altında bulunmaktadır. Henüz kazı yapılmamış C bölümünde ileride bir açık hava müzesi oluşturulması planlanmaktadır. Zeugma gezisinden sonra Gaziantep'e doğru yola devam ve varışta otele yerleşme.
Akşam Aşina Gaziantep Mutfağı'nda yerel kebap ve tatlıların tadımı. Geceleme otelde.

31 Mayıs 2020 Pazar Gaziantep - İstanbul

Sabah, kahvaltıdan sonra, 2011'de açılan Zeugma Mozaik Müzesi ziyareti. Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesi gerek yapısal kompleksi gerekse içinde yer alan eserleri açısından dünyanın en önemli müzeleri arasında yer almakta. Müzenin koleksiyonunda Roma ve geç antik döneme ait 2.748 m2 mozaik ve 140 m2 duvar resmi bulunmakta. Bu eserler, Zeugma Antik Kenti'nin, nehre bakan teraslardaki, zengin tüccarların villalarından gelmekte. Müzede mozaik ve freskler dışında, bir çok değerli eser sergilenmekte. Bunlardan bronz Mars heykeli, sergilenen önemli parçaların başında gelir. Ayrıca dünyaca ünlü Çingene Kızı mozaiği' ni de burada görebilirsiniz. Gezinin ardından, öğle yemeğinde Dukat Kebap'ta Beyran tadımı. Daha sonraGaziantep'in tarihi dokusunun keşfi: Tarihi Evler, Sokaklar, Bakırcılar Çarşısı, Zincirli Bedesten ve Pişirici Mescidi Kesteli gezileri. Gaziantep Kastelleri su mimarisinin dünyada benzeri bulunmayan eşsiz örnekleridir. Bunlar bir çok işlevi bulunan yapılar olarak inşa edilmiş. Türk Mimarisi'nde sadece Gaziantep'te bulunan bu yapılar kısmen veya tamamen yer altında bulundukları için pek dikkati çekmemişler. Gaziantep şehir merkezinden geçen Alleben Deresi gibi bir su kaynağına sahip olmasına rağmen, tarih boyunca yeraltı su kaynakları bakımından fakir bir şehir olmuş. İnsanlar buldukları suyun buharlaşma veya başka bir yolla kaybolmasını önlemek için yerin altından açtıkları ''Livas'' denilen kanallarla suları belli bir merkeze toplamışlar ve bu merkezden de şehre dağıtmışlar. Genel olarak cami altlarından geçen su kanallarının belli bir noktasına yüzeyden 30-40 merdivenle inilen ve adına ''Kastel'' denilen; içinde tuvaleti, yıkanma yeri, dinlenme ve abdest alma yerleri, hanımların çamaşır ve yün yıkama mekanları ve bazılarında namaz kılma alanlarının da bulunduğu genişçe mağaramsı boşluklar oluşturulmuş. Gezeceğimiz Pişirici Mescidi Kasteli bunların en önemli örneklerinden biridir. Şehir merkezinde serbest zamanın ardından, Havalimanı'na transfer ve saat 19.55 deki Türk Hava Yolları uçuşu ile İstanbul Havalimanı'na hareket. 21.55 de İstanbul' a varış, karşılama, Taksim ve Kadıköy'e transfer.
Kars: Büyük Kale Otel 4 *
Tripadvisor'a Git
video thumbnail
video thumbnail
video thumbnail
Van: Elite World Van Hotel 5 *
Tripadvisor'a Git
video thumbnail
video thumbnail
video thumbnail
Tatvan: Taşar Royal Hotel 4 *
Tripadvisor'a Git
video thumbnail
video thumbnail
video thumbnail
Mardin:Artuklu Kervansarayı Özel Kategori
video thumbnail
video thumbnail
video thumbnail
Kahta : Nemrut Kervansaray Konukevi Özel Kategori
Tripadvisor'a Git
video thumbnail
video thumbnail
video thumbnail
Şanlıurfa: El Ruha Hotel 5 *
Tripadvisor'a Git
video thumbnail
video thumbnail
video thumbnail
Gaziantep: Novotel Gaziantep 4 *
Tripadvisor'a Git
video thumbnail
video thumbnail
video thumbnail
Rezervasyon Şartları:
Talebiniz üzerine tura kaydınız opsiyonlu olarak 7 gün tutulur. Bu süre sona ermeden toplam tur bedelinin % 25 ini kapsayan ön ödemeyi yaptığınız takdirde rezervasyonunuz kesinlik kazanacaktır. Opsiyon süresi sonunda ön ödeme yapılmadığı takdirde talebiniz otomatik olarak iptal edilecektir. Bakiye, yurtiçi gezilerde seyahatin başlamasından 30 gün öncesine kadar, yurtdışı gezilerde seyahatin başlamasından 45 gün öncesine kadar tamamlanmalıdır. Ödemelerin belirtilen süre içinde yapılmaması durumunda rezervasyon iptal olmuş sayılır.
Ücrete dahil olan hizmetlerimiz
  • İstanbul/Erzurum ve Şanliurfa /İstanbul uçak biletleri (ekonomi sınıfı)
  • 1. günden 8. güne kadar 8 akşam yemeği;
  • 1. günden 9. güne kadar 9 öğle yemeği;
  • Programdaki geziler;
  • Havaalanı vergileri;
  • Rehberlik hizmetleri;
  • Tüm bahşişler (Tur Lideri Bahşişi hariç**);
  • Seyahat sigorta paketi*
Ücrete dahil olmayan hizmetlerimiz
  • Ören yerleri girişi için müze kart;
  • Programda belirtilmeyen geziler;
  • Tur lideri bahşişi**;
  • Her türlü kişisel harcama;

* Dünyanın Renkleri özel seyahat sigortası paketi tüm seyahat ücretlerine dahil olup, Dünyanın Renkleri Seyahatleri'ne katılan bütün yolcuları kapsar. İlk ödemeyi yaptığınız anda size verilen poliçenin : Mesleki Sorumluk bölümü ödenen ücretin % 100 'ünü, Zorunlu Nedenlerle Seyahat İptali bölümü ise ödenen ücretin %90'ini teminat altına almaktadır.
85 yaş ve üstü yolcularda Zorunlu Nedenlerle Seyahat İptali durumunda ödenen ücreti sigorta kapsamamaktadır.



** Turlarımızda, sizin takdirinize bağlı olduğunu düşündüğümüzden dolayı ücrete dahil etmediğimiz Tur Rehberi bahşişi için , bu turda kişi başına 140 TL düşünmek gerekir.