09 Eylül 2024 - 22 Eylül 2024
13 Gece / 14 Gün - 24 Yemek + Tüm Turlar dahil
Qatar Airlines ile
Katılımcı Sayısı 20 Kişi ile sınırlıdır.
Uçak biletleriniz için acele ediniz...
Tura Katılabileceğiniz Şehirler: İstanbul (Diğer şehirlerden uçuş için bize danışınız)
Gezilecek Yerler : Paro - Tiger's Nest - Thimphu - Thimphu Tshechu Festivali - Punakha - Phuentsholing - Kalimpong - Gangtok - Batı Bengal - Darjeeling - Toy Train - Çay Tarlaları - Tiger Hill - Bagdogra - Kalküta…
Saat 02:20'de Hindistan'ın Batı Bengal eyaletinin başkenti Kakülta (Kolkata) ya varış. Bir iki saatlik bir beklemeden sonra, Bhutan yerel hava yolları ile Bhutan Krallığı'na hareket. Batısında ve güneyinde Hindistan'ın, kuzeyinde Çin'in yer aldığı Bhutan'a uçuş esnasında, havanın bulutsuz olduğu günlerde Everest, Kanchenjunga, Makalu Chomolhari, Jichu Drake ve Tsering Ghang dağlarının eşsiz Himalaya manzaralarını izlemek mümkün. Ülkenin yerel adı "Druk Yul" yani Barışçıl Ejderha'nın Ülkesi" dir. XVII. yüzyılda Tibetli gruplar tarafından işgal edilen Bhutan, 1865'te İngilizlerin egemenliği altına girer. Bhutan uzun süre biri ruhani diğeri dünyevi iki lider tarafından idare edilmiş. XIX. Yüzyılın sonunda dünyevi güç Wangchuk ailesine mensup olan Tongsa valisine geçer. O da 1907 yılında kalıtsal kral olur. 1910'da yapılan antlaşmayla Bhutan iç işlerinde serbest kalıp, dış işlerinde İngiltere'ye bağlanır. 1949'da ise, ülkenin dış işleri Hindistan'a emanet edilir. Jigme Khesar Namgyal Wangchuck Bhutan'ın şu anki 5. Kralıdır. 2.250 metre yükseklikte bulunan ve karmaşık coğrafyasından dolayı Bhutan'daki tek uluslararası havaalanı olma özelliğini taşıyan Paro havaalanında karşılamanın ardından, şehirden ziyade bir kasaba havasına hakim Paro'daki otelimize transfer. Öğle yemeğinin ardından, Paro'nun keşfi için hareket. Gezi sırasında, XVII. yüzyılda Paro Vadisi'ne hakim bir gözetleme kulesi olarak inşa edilen ve 1968'de ulusal müzeye dönüştürülen Ta Dzong ziyareti. Yedi katlı bu binanın her katında Bhutanlıların yaşamını yansıtan kutsal thangkalar (Buda'nın yaşamının tasvirleri), heykeller, kraliyet ailesi fotoğrafları, silahlar ve değerli mühürlerin yanısıra kutsal hazineler sergilenmekte. "Dzong", Budist okulunun ana merkezi olarak hizmet veren müstahkem bir bina kompleksidir. Dzong'ların çoğu, belirli Budist okullarının nüfuzunu kazanmak ve okulların gücü altındaki bölgeyi kontrol etmek için stratejik dayanak noktaları olarak inşa edildi. Son olarak, Paro sokaklarında ve pazar yerinde gezinti. Gezinin ardından, otele dönüş. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
Sabah, Bhutan'ın simgesi Takshang Manastırı'na gidiş ve manastır gezisi: bu manastırı gezebilmek için gidişte iki buçuk, dönüşte ise iki saat patika yollarda yürüyüş gerekmekte*. Dileyen gezginler parkurun bir kısmında çıkışı kolaylaştırmak için küçük at kiralayabilir. Ancak iniş sadece yürüyerek yapılır. Budizm'in en kutsal mekanlarından biri olan Takshang Manastırı, Paro Vadisi'nin 900 metre yukarısında bir uçurumun kenarında bulunan kaya çıkıntısı üzerine 1692 yılında inşa edilmiş. Budizm öğretilerini Bhutan'a taşıdığına inanılan bilge Padmasambhava (Guru Rinpoche) aynı inanca göre dişi bir kaplan sırtında bu tepeye gelerek oradaki bir mağarada meditasyona başlamış. Bu sebeple manastıra "Tiger's Nest" yani "Kaplan Yuvası" da denilmekte. 1998 yılında çıkan bir yangınla ana yapı hasara uğramış, ancak tekrar orjinaline bağlı olarak restore edilmiş. Paro'ya dönerken Tibet kralı Songtsen Gampo'nun VII. yüzyılda Hymalaya'larda inşa ettiği 108 tapınaklardan biri olan Kyichu Lhakhang'ı ziyaret. Bu yapı Budizmin Bhutan'a girişi temsil etmekte. Öğle yemeğinden sonra, 1646 yılında, Ta Dzong'un bulunduğu yamacın aşağısına kurulmuş olan ve ahşap oymaları ile zengin bir dekorasyona sahip 
Sabah erken, festivalin yer aldığı, "Şanlı İnancın Sarayı" anlamına gelen Tashi Chhodzong'a transfer. Hükümet merkezinin yer aldığı etkileyici bir kale-manastır olan Tashi Chhodzong'u ziyaret. Bhutan'ın siyasi ve dini birleştiricisi Shabdrung Ngawang Namgyal tarafından 1641 yılında inşa edilen bina, 1960'larda çivi ve mimari plan olmadan geleneksel Bhutan tarzında yeniden inşa edildi. Buradada çeşitli devlet dairelerinin yanı sıra kralın taht ve çalışma odaları bulunmakta. Tashi Chhodzong aynı zamanda başkeşişlerin yazlığı olup, keşişlerin idare merkezini de barındırmakta. Daha sonra, yılda bir kez düzenlenen Thimphu'nun dini festivali "Tshechu" (Tshechu kelimenin tam anlamı "onuncu gün") etkinliklerini izleme. Bhutan'ın farklı bölgelerinde, ay takviminin her 10. günü, VIII. yüzyılda Tibet, Nepal ve Bhutan'da Budizm Nyigma okullarını kuran Guru Rinpoche'nin anısına, Tshechu festivalleri düzenlenmekte. Thimphu'daki Tshechu festivali, bir Lotus çiçeğinden doğduğuna inanılan Guru Rinpoche'nin doğum günü anısına kutlanır. Festival boyunca rengarenk kıyafetler ve maskeler ile dans eden keşişleri görebilirsiniz. Davul ve ziller eşliğinde yapılan bu danslarda her figürünün sembolik bir anlamı vardır. Genel inanışa göre, bu festivallere katılanlar bir erdem kazanmaktalar. Bazı katılımcılar dini maskeler ile dans etmeseler bile, ruhlarının arındırdığına ve kötü ruhlardan uzaklaştıklarına inanırlar. Öğle yemeğinden sonra, XII. yüzyılda Lama Phajo Drukgom Zhigpo tarafından inşa edilen ve Thimphu'nun en eski müstahkem manastırı olan Changangkha Lhakhang gezisi. Buradan muhteşem bir Thimphu manzarası seyredebilirsiniz. Akabinde, dünya barış ve refahına adanmış, Budist felsefesini sembolize eden çok sayıda resim ve heykeli barındıran Chorten ulusal anıtı ziyareti. Son olarak, ülkenin en büyük Buda heykelinin bulunduğu, Thimphu Vadisi'ne hakim "Buddha Point" olarak da bilinen Kuensel Phodrang gezisi. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
Kahvaltının ardından, Thimphu'dan ayrılarak Punakha'ya doğru yola çıkış. 108 adet stupa ve sayısız dua bayraklarının bulunduğu, hava şartları elverişli olursa Bhutan ile Tibet sınırında bulunan, 7.570 metre yükselikiyle ülkenin en yüksek dağı olan, zirvesi insanlığın yeryüzünde ayak basmadığı yerlerden biri olan Gangkhar Puensum gibi ülkenin en güzel manzaralarından birine hakim 3.080 metre yüksekliteki Dochu La Geçidi'nden geçiş. Üç saatlik bir yolculuktan sonra Punakha'ya varış. 1.310 metre yükseklikte konumlanan Punakha ılıman kış iklimi sayesinde, 1955 yılında unvanını devretmesine dek, 350 seneden fazla Bhutan'ın başkenti oldu. Mo Chhu (dişi) ve Pho Chhu (erkek) nehirleri arasında harika bir konumda yer alan, 1637 yılında Zhabdrung Ngawang Namgyal tarafından yaptırılan Bhutan'ın ikinci en eski ve ikinci en büyük kale-manastır 
Kahvaltının ardından, 2.350 metre yükseklikte konumlanan Thimphu'dan ayrılarak muhteşem manzaralar eşliğinde Bhutan'ın güneybatısına doğru yola çıkış. Yol üzerinde, Butan'ı birleştiren Zhabdrung Ngawang Namgyal tarafından 1629 yılında inşa edilen, hem manastır hem idari tesisleri birleştiren ilk yapı olan, Sangak Zabdhon Phodrang yani "Gizli Mantraların Derin Anlamının Sarayı" olarak da bilinen krallığın en eski kalesi ve günümüzde Dzongkha dili öğreniminin ve diğer Budizim çalışmalarının sürdürüldüğü Simtokha Dzong'un gezisi. Öğle yemeği yolda yerel bir restoranda. Phuentsholing'e varmadan önce, Bhutan tepelerine, şehre ve Bengal ovalarına hakim bir konumda, tropik bitkiler ve çiçeklerle dolu bir bahçede yer alan kharbandi Gompa Manastırı'nı ziyaret. Huzur saçan, cennet gibi bir yer olan Gompa Manastırı 1967 yılında kralın büyük annesi Ashi Phuntsho Choedron tarafından kuruldu. Akşamüstü, 300 metre yükseklikte bulunan Bhutan'ın ikinci büyük şehri ve ticaret merkezi Phuentsholing'e varış ve otele yerleşme. Phuentsholing, Bhutan'ın finans, sanayi ve ticaret merkezi olduğundan, diğer Bhutan kasabalarından daha kentsel karaktere sahip. Phuentsholing bir sınır kenti olup Hint kasabası Jaigaon'un karşısında yer almakta. Bhutan'a ticareti yapılan malların çoğunluğu Phuentsholing üzerinden geçmekte. Akşamüstü, çok güzel bir yolculuğun ardından Phuentsholing'e varışı takiben otele yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
Kahvaltının ardından, sınır kapısına doğru hareket. Hindistan'ın giriş kapısı Jaigon'da sınır işlemlerinin ardından, Batı Bengal eyaletinin kuzeyinde yolculuk. Tüm kasabalarına bağlanan iç yolları bulunmadığından dolayı Bhutan, bazı yerlerine ulaşmabilmek için Jaigaon'dan geçen Hindistan yollarını kullanıyor. Hareketli, telaşlı bir yer olan Jaigon'dan sonra yaşam tarzının tamamen farklı olduğu başka bir dünyaya girildiğini gözlemleyebilirsiniz. Öğleden sonra, yer yer durarak 1.250 metre yükseklikte bulunan Kalimpong'a varış ve otele yerleşme. Teesta nehrin kenarında eski bir ticaret merkezi olan Kalimpong İngiliz sömürge döneminde Aşağı Himalayalar da bir sayfiye yeri olmuş. Şehir, Nepal, Bhutan, Bengal ve Tibet nüfuslarıyla bir füzyon kültürü ve mirasına sahip. Kalimpong, XVIII. yüzyıla kadar, Sikkim'e bağlıydı fakat 1706 yılında Bhutan kralları yönetimi ele geçirdiler. Britanya Hindistanı ile Bhutan Savaşı'nın ardından 1865 yılında İngilizler Kalimpong'u ele geçirerek Batı Bengal ile birleştirdiler. Kasaba, Çin'in Tibet'i ilhak etmesinden önce 1950'li yıllarına kadar Tibet'le birlikte bir yün ticaret merkezi olarak gelişti. Bugün sakin bir sayfiye yerine dönüşüp emekliler için adeta bir cennettir. Daha önce Darjeeling bölgesinin bir alt bölümü olan Kalimpong artık Batı Bengal'ın ayrı bir ilçesidir. Kalimpong'da, Sikkim eyaletine geçiş için resmi işlemler bir iki saat sürebilmekte. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
Sabah, Durpin Tepesi'nde konuşlanmış Zong Dog Palri Fo Brang gezisi. 1959 yılında, Çin Tibet'i istila edince kaçan Tibetli rahipler 1970 yılında Kalimpong'da bir Budist Manastırı kurmuşlar. 1976 yılında ziyarete gelen ruhani dini lideri Dalai Lama tarafından takdis edilen manastır Tibet Budizmi'nin takipçileri için büyük öneme sahip. Dalai Lama'nın sürgün sırasında beraberinde getirdiği 108 ciltlik kutsal "Kunguyar" adlı Tibet dini kitabı manastırda korunmakta. Daha sonra, Thongsa Gumpa'yı ziyaret. Bhutan kökenli bu manastır 1692 civarında inşa edilmiş olup Kalimpong'un en eski manastırıdır. Orijinal yapı İngilizler gelmeden önce klanlar arası savaşlarda yıkılmıştır. XIX. yüzyılda yeniden inşa edilmiş. 108 sayısı, 9 gezegenin ve yılın 12 ayının çarpımını oluşturduğu için Budizm'de kutsal bir sayı olarak bilinir. Ancak bu manastırda 219 adet dua davulu bulunmaktadır ki bu da alışılmadık, ilginç bir durumdur. Thongsa Gumpa'da maneviyatın yükselmesine yönelik birçok faaliyet gerçekleştirilmektedir. Kalimpong bölgesi orkide, glayöl, amaryllis zambakları, antoryum, dahlia ve kaktüs gibi egzotik bahçe bitkileri yetiştiriciliği ile tanınmakta. Çiçekler Kuzey Hindistan'ın birçok yerine Kalimpong'dan ihraç edilir. Son olarak, "flower nursery" dedikleri bir çiçek yetiştirme merkezini ziyaret. Öğle yemeğinin ardından, Himalaya'ların eteklerindeki yüksek tepeleri aşarak Gangtok'a hareket. Hindistan 1947 yılında Britanya'dan bağımsızlığını kazandığında, Sikkim hariç tüm bölgeler Hindistan'ın veya Pakistan'ın bir eyaleti olmaya kabul ettiler. 1642 yılında kral Phuntsog Namgyal tarafından kurulan Sikkim ise bağımsız bir krallık olarak kalır. Monarşi yönetimine son verildikten sonra Mayıs 1975'te yapılan referandum sonucunda Hindistan ile birleşir ve Hindistan'ın 22. eyaleti olur. Gangtok şehir merkezinde, geleneksel Budist sembolleriyle süslenmiş büyük hükümet binaları bulunmakta. Sikkim bölgesi, dünyanın ilk tam organik bölgesi olarak kabul edilir. Manastırlar ve orkidelerle çevrili Gangtok ise gerçekten gezginlerin keyif alacağı bir yer. 1750 metre yükseklikteki Gangtok'a varışın ardından otele yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
Gün boyunca gezeceğimiz Gangtok ve çevresi için hareket. 1.600 metre yükseklikte konumlanan ve şaşırtıcı bir şehir olan Gangtok şüphesiz Sikkim'in en değerli ve en pitoresk şehridir. Doğal güzelliği ve 8.598 metre ile dünyanın üçüncü en yüksek dağı olan Kanchenjunga Dağı'nın çarpıcı manzaraları ile ünlüdür. Daha önce küçük bir yerleşim olan Gangtok, 1840 yılında Enchey Manastırı kurulunca önemli bir Budist hac merkezine dönüşmüş. Hindistan ile birleşince, Sikkim eyaletinin başkenti seçilir. Gangtok, içinde bulunduğu çok sayıda manastır nedeniyle "manastırlar ülkesi" olarak da bilinmekte. İlk olarak Gangtok'a bir saat mesafedeki, yemyeşil bir doğa içinde bulunan Rumtek Dharma Chakra Merkezi'ndeki hayranlık uyandıran Rumtek Manastırı'nı ziyaret. Sikkim'in en büyük manastırı Rumtek, 1959'da Tibet'ten kaçan Tibet Budizmin'in üçüncü ruhani lideri 16. Karmapa Rangjung Rigpe Dorjeb (1924-1981) tarafından yaptırılmış. Karmapa, Tibet Budizmin dört ana okullarından biri olan "Kagyu" mezhebinin liderinin unvanıdır. Günümüzde manastır Kutsal Hazretleri 17. Gyalwa Karmapa'nın ikametgahıdır. Daha sonra, iyinin kötülüğe karşı kazandığı zaferin anısına inşa edilen Sikkim'in en büyük tapınağı Do Drul Chorten Stupası gezisi. Burayı ziyaret eden budistler stupa etrafında dönerek onu çevreleyen 108 dua tekerleğini döndürüp dua ederler. Akabinde, Namgyal Tibetoloji Enstitüsü, Mahayana Budizmi ve Tibet dili ve geleneği üzerine araştırmaları teşvik eden dünyada türünün tek örneği olan Namgyal Tibetoloji Enstitüsü'nü ziyaret. Enstitü nadir bulunan Tibetce, Sanskritçe ve Lepcha el yazmaları, ikonlar, heykeller, maskeler ve "Thanka"lardan oluşan geniş bir koleksiyon barındırmakta. Günün diğer önemli gezisi ise yukarı şehrin yamacında konumlanmış Enchey Manastırı olacak. 1840 yılında havaya yükselme yeteneğiyle tanınan Lama Drupthup Karpa tarafından kurulan ıssız manastırın şekli 1909 yılında Tulku Sikyong tarafından değiştirilerek bir Çin pagodasına benzetilir. Manastır Tantrik Nyingma mezhebine aittir. Son olarak, zarif bir şekilde oyulmuş ahşap frizler, karmaşık bambu işçiliği, güzel el dokuması halılar ve dokuma tezgâhlarının sergilendiği Sikkim el sanatları atölyeleri gezisi. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
Sabah, karla kaplı Himalaya zirvelerini izleyerek Batı Bengal'a tekrar geçip, yemyeşil doğası ve dik yamaçlarını kaplayan çay bahçeleri ile Darjeeling'e doğru yola çıkış. 2.150 metre yüseklikte bulunan Batı Bengal eyaletinin en ünlü tatil beldesi Darjeeling, XIX. yüzyılda İngilizler için büyüleyici bir sayfiye yeri olmuş. Delhi'de yaşayan zengin İngilizler, yazı geçirmek için geldikleri ılıman bir iklime sahip Darjeeling tepelerinde, dünyanın en ünlü çay bahçelerini geliştirdiler. "Tepelerin Kraliçesi" olarak da anılan Darjeeling adı, Lamaist dinin mistik yıldırımı Dorje'nin yeri anlamına gelen Dorje-Ling kelimesinden gelmekte. Dünyaca ünlü çay bahçeleri ve karla kaplı dağ zirvelerinin nefes kesen manzaralarına hakim Darjeeling, en egzotik destinasyonlardan biri olmaya devam ediyor. Graeme Westlake, 'Hindistan'daki tepe istasyonları tanıtımı" adlı kitabında Darjeeling'den "dünyada neredeyse rakipsiz bir görünüme" sahip olarak bahsediyor. Sömürgecilik geçmişinin izlerini taşıyan bulutların arasındaki Darjeeling şehrine varışı takiben vadi manzaralı otele yerleşme. Öğle yemeğinden sonra, Darjeeling'in keşfi için hareket ederek Himalaya Dağcılık Enstitüsü'nü ziyaret. Sherpa Tenzing Norgay ve Yeni Zelandalı Edmund Hillary tarafından 1953 yılında gerçekleştirilen Everest Dağı'nın başarılı ve tarihi tırmanışından sonra bu enstitü 1954 yılında Tenzing Norgay önderliğinde kuruldu. Everest hakkında bilgi edilebileceğiniz enstitüde dağcılık ve dağla ilgili macera sporları hakkında eğitimler verilip, müze bölümünde de Tenzing Norgay'ın Everest'e çıkarken kullandığı ekipmanlar sergilenmekte. Daha sonra kar leoparı, Tibet kurdu, Tibet öküzü (yak), Himalaya siyah ayısı ve farklı kuş çeşitlerini de görebileceğiniz rehabilitasyon merkezi olarak da hizmet veren hayvanat bahçesinin gezilmesi. Son olarak, 1959 yılında Çin'in baskısı üzerine Dalai Lama'nın peşinden kaçan ve yaptıkları el sanatları ürünlerini satarak geçimlerini sağlayan Tibetliler için kurulan Mülteci kampı gezisi. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
Sabah erken, 2.590 metre yükseklikteki "Kaplan Tepesi" anlamına gelen ve nefes kesici bir manzaraya sahip Tiger Hill'e hareket. 
Kahvaltının ardından, Darjeeling'in 93 kilometre güneyinde bulunan bölgedeki en önemli ulaşım merkezi Bagdogra havalimanına transfer. Yaklaşık 1 saat 10 dakikalık bir uçuşla Ganj Nehri'nin bir kolu olan Hooghly kıyılarında kurulu Hindistan'ın dört büyük metropolünden biri olan, Himalaya'dan başlayıp denize kadar ulaşan Batı Bengal'in başkenti Kakülta (Kolkata) ya varış. Karşılamadan sonra otele transfer. Öğle yemeğinin ardından "City of Joy" yani "Neşe Şehri" olarak da bilinen ve "eski" ile "yeni"nin ilginç bir karışımı olarak kendisini gösteren Kolkata'nın keşfi. Şehir Avrupalılar tarafından hayati önem taşıyan ticaret için kurulmuş. İngiliz Doğu Hindistan Şirketi 1690 yılında o bölgeye varıp Sutanuti, Govindapur ve Kalikata köyleri kuşatır. 1698 yılında İngilizler üç şehri birleştirip Fort William Kalesi'ni inşa ederek Hindistan'daki üsleri Kalküta'yı kurarlar. İngiliz ve Hint kültürlerinin birleşimi, kentli Hintlilerden oluşan yeni bir sınıfın doğmasına yol açar. XIX. yüzyılın başlarında Raja Ram Mohan Roy, Rabindranath Tagore, Sahitya Samrat olarak da bilinen (Edebiyatın İmparatoru) Bankim Chandra Chatterjee gibi şahıslarla Bengal edebiyatı büyük bir yenilik (Rönesans) hareketinin merkezi oldur. XIX. yüzyıl boyunca süren, Bengal Rönesansı'na gönderme yapılan sosyokültürel reform, toplumun sınıf atlaması ile sonuçlanır. Kalküta, aşama aşama Hindistan bağımsızlık hareketinin merkezi haline gelir. 1911 yılında İngilizler başkenti Delhi'ye taşıyınca, Kalküta Batı Bengal eyaletinin başkenti olur. Bir zamanlar Hindistan'ın modern eğitim, bilim ve kültür ve siyasi merkezi olan Kalküta, 1947'de Hindistan'ın egemenliğini kazanmasını ile 2000 yılına kadar ekonomik bir durgunluk yaşamış. Ekonomik hareketlenme ile birlikte 2001 yılında, kentin resmi adı Kalküta'dan Kolkata'ya çevrilir. Şehir turu esnasında,1814 yılında kurulup ülkenin en eski ve en büyük müzesi olan ve eşsiz koleksyonlar barındıran Hindistan Müzesi'ni ziyaret. 1767 yılında açılan, Britanya Hindistanı'nın dönemindeki önemli kişilerin mezarlarını barındıran Güney Park Caddesi Mezarlığı gezisinden sonra otele dönüş. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
Gün boyunca sürecek olan şehrin keşfine devam. İlk olarak Mullik Ghat Çiçek Pazarı gezisi. Tam bir renk cümbüşü sunan pazar muhtemelen Hindistan'ın en büyük çiçek pazarıdır. Akabinde, Hooghly Nehri'nde yer alan, ilginç silüeti ile şehrin önemli simgelerinden "Howrah Bridge" köprüsü gezisi. Howrah şehrini Kolkata'ya bağlayan 655.75 metre uzunluğundaki konsol köprü 1943 yılında hizmete açıldı. Daha sonra, 1979'da Nobel Barış Ödülü'ne layık görülen, 1997'de 87 yaşında hayatını kaybeden ve 2016'da azize ilan edilen Rahibe Teresa'nın "Mother House" olarak tanınan evini ziyaret. Hayatını yoksul insanlara yardıma adayan Rahibe, 1950 yılında Hayırsever Misyonerler Cemaati'ni kurdu. Geziye Britanya Hindistanı'nın eski yönetim merkezinin bulunduğu ve Kolkata'nın etkileyici sömürge dönemi mimarisini görebileceğiniz ve eski adı olan Dalhousie Meydanı ile devam: 1803'te hükümet sarayı olarak inşa edilen, 1858'de Hindistan kral naibi'nin resmi konutu olan, 1911'de başkent Delhi'ye transfer edilince Vali Yardımcısı'nın ve Bağımsızlık sonrası ise Batı Bengal Valisi'nin sarayına dönüştürülen "Raj Bhavan"; Katolik Aziz Paul Katedrali yapılana kadar 1784-1847 yılları arasında Anglikan Katedrali olarak hizmet eden Aziz John Kilisesi; muhteşem merkez Postane binası; Yüksek Mahkeme binası; Belediye binası; başlangıçta, İngiliz Doğu Hindistan Şirketi'nin katiplerinin ofisi olarak hizmet veren ve günümüzde Batı Bengal Eyaleti'nin hükümetinin Sekreterya Binası olarak hizmet veren şehrin ilk üç katlı binası "Writer's Building" gibi önemli yapıların görülmesi. Meydan, adını 1847'den 1856'ya kadar Hindistan'ın Genel Valisi olan Lord Dalhousie'den almış. Ancak, meydanın adı, Hindistan'ın bağımsızlık mücadelesi sırasında şehit düşen Bengal'in üç vatanseveri olan Binoy, Badal ve Dinesh, BBD Bagh olarak yeniden adlandırıldı. Daha sonra, kentin en büyük parkı Maidan ve güney ucunda yer alan, Kolkata'nın bir diğer önemli simgesi olan, aynı zamanda Hint İmparatoriçesi unvanına sahip Kraliçe Victoria'ya adanmış görkemli mermer "Victoria Memorial" anıt yapıtı'nın keşfi. Son olarak, Kalküta'nın en önemli Tapınağı ve bir hac yeri olan Kalighat Kali ziyareti. Kalighat, Tanrı Shiva'nın eşi Sati (Shakti/Kali) nin vücudunun çeşitli bölümlerinin düştüğü söylenen Hindistan'ın 52 "Shakti Peetha"sından biri olarak görülür. Kalighat, Sati'nin sağ ayağının parmaklarının düştüğü yeri temsil eder. Hindu tanrıçası Kali'ye ithaf edilmiş olan Kalighat Kalküta'nın adını aldığı yer olduğuna inanılır. Otelde akşam yemeğinin ardından birkaç saatlik bir dinlenme. 
