Başlangıç Günü Cuma28 Eylül 2018 Cuma günü saat 23:30'da Atatürk Havalimanı'ında buluşma.
29 Eylül 2018 Cumartesi Cumartesiİstanbul - Antananarivo
Türk Hava Yolları ile saat 01:55’te hareketle 14:30’da kısaca “Tana” olarak da bilinen Madagaskar’ın başkenti ve ülkenin en büyük şehri Antananarivo’ya varış. Karşılamadan sonra, Antananarivo’yu keşfetmek üzere hareket. “Bin savaşçı şehri” olarak nitelendirilen Antananarivo eski Merina monarşisi ve Madagaskar Krallığın beşiği. Şehir turu sırasında, Yüksek Topraklar’ın tipik geleneksel evleri, bazı kolonyal yapıları, 1839 yılında inşa edilen kraliçe I. Ranavalona’nın sarayı olan “Rova Manjakamiadana” ve sırası ile gelen üç kraliçe ile evlenen başbakan Rainilaiarivony’nin sarayı “Andafiavaratra” nın bulunduğu tarihî yukarı şehir ve aşağı şehir gezileri. Gezinin ardından Anosy Gölü’ne yakın ve şehrin güzel bir konumundaki otelimize yerleşme. Akşam yemeği yerel bir restoranda. Geceleme otelde.
30 Eylül 2018 Pazar PazarAntananarivo – Ambatolampy - Antsirabe
Kahvaltının ardından, çeltik tarlaları ve geleneksel kerpiç evleriyle Madagaskar’ın Yüksek Topraklar diye adlandırılan bölgesini keşfederek, güneye doğru yolculuk. Adanın kalbindeki Ankaratra sıradağlarının eteklerinde bulunan Ambatolampy kasabasında, ilginç bir yöntemle alüminyum mutfak aletleri yapan bir zaanatkar atölyesini ziyaret. 1.400 metre yükseklikte bulunduğu için adanın en serin iklimine sahip ve fransız sömürgecilik döneminde tanınmış bir termal merkezi olan Madagaskar'ın üçüncü büyük kenti Antsirabe’ye öğle yemeği için varış. Öğleden sonra, kırmızı çiçekli ağaçlarla süslenmiş geniş caddelerin kenarlarındaki değişik mimarî stillerin sergilendiği evler ve erkeklerin yürüyerek çektikleri çok sayıdaki renkli çek çek arabası şehre özel bir atmosfer kattığı sokakların keşfi. Bol sodyum klorür içereren bölge suyundan dolayı “ tuzun bol olduğu yer “ anlamına gelen Antsirabe termal faaliyetlerinin yanı sıra günümüz pamuk endüstrisinde de önemli bir rol oynamakta. Gezinin ardından otele yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
01 Ekim 2018 Pazartesi PazartesiAntsirabe - Ambositra - Fianarantsoa
Madagaskar, bütün adaya dağılmış önemli bir mineral zenginliğine sahip. Sabah, yarı değerli taşların işlendiği bir atölye ziyaretinin ardından, çeltik ve tütün tarlaları arasından geçerek Antananarivo’dan Toliara’ya kadar inen ünlü “Route Nationale 7” (Rota 7) yolundan güneye doğru yolculuğumuza devam. Öğlene doğru, geleneksel el sanatlarıyla tanınan Ambositra’ya varış. Ahşap oymacılığı ve kakmacılığıyla tanınan Zafimaniry halkının bir zanaatkar atölyesini ziyaretten ve öğle yemeğinden sonra Fianarantsoa’ya doğru yola devam. “İyi şeyler okutulabilen yer” anlamına gelen Fianarantsoa, akademik kurumları ve tanınmış okullarının sayesinde Madagaskar’ın entelektüel ve dinî merkezi olarak tanınmakta. Fianarantsoa’ya varışı takiben şehir turu. Akşamüstü yukarı şehirde konumlanan otelimize yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
02 Ekim 2018 Salı SalıFianarantsoa – Ambalavao – Ranohira
Kahvaltıdan sonra, Fianarantsoa’dan ayrılarak güney istikametinde yola devam. Bağların süslediği manzaraların ortasından geçerek, güzel şarapları ile tanınan ve bütün güneyden gelen hayvan sürülerinin buluştuğu yer olan Ambalavao’ya varış. Hörgüçlü öküz, günümüzde de Madagaskar halkı için bir zenginlik ve güç sembolü olmaya devam etmekte. Ham ipek üretiminin yanı sıra, Ambalavao şehrinin diğer bir özelliği ise avoha bitkisinden üretilen ve çiçek içeren meşhur Antaimoro kağıdı imalâtıdır. Öğle yemeği ve geleneksel Antaimoro kağıt fabrikası ziyaretinin ardından halka kuyruklu Maki Catta lemurlarını yakından görebileceğiniz Anja Doğa Rezervi gezisi. Uzun, siyah-beyaz çizgili kuyruğu ile hemen tanınan bu iri maki türü, ağaçta yaşamayı tercih eden diğer lemurların aksine çoğunlukla yerde dolaşır. Ranohira’ya giden yol boyunca, sık sık hörgüçlü öküz sürülerine rastlanmakta. Bazılarının kutsal olarak kabul edildiği kayalıkların içinden ve Horombe platosundaki “güney’in kapısı” olarak andlandırılan “üç yuvarlak tepe” leri geçerek akşamüstü Ranohira’ya varış ve lodge’umuza yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
03 Ekim 2018 Çarşamba ÇarşambaRanohira - Isalo Milli Parkı - Toliara - Ifaty
Sabah, Jürasik dönemde yağmurun ve rüzgarların şekillendirdiği, kumtaşı ve sedimanter kayalardan oluşan Isalo Milli Parkı gezisi. Yerel rehber eşliğinde platolarda ve kanyonlarda yapıcağınız 3 saatlik yürüyüş sırasında muhteşem manzaralar görebilirsiniz. Gezinin en zevkli anlarından biri ise, hiç şüphesiz, harika bir doğal havuz olan periler şelalesinde yüzerek serinlemek olacak. Park gezisinden sonra otele dönüş. Öğle yemeğinin ardından, Toliar'a doğru yola çıkış. Yol boyunca, Ilakaka bölgesinde safir arayıcılığını yapan insanların oturdukları ve sazlardan yapılmış evlerden oluşan "mantar" köylerin, güney ve batı bölgelerine özgü dev gövdeli baobab ağaçlarının, aloes bitkilerinin, sütleğengillerin (yaprakları kalın ve suya pek ihtiyaç duymayan bitkiler) ve Mahafaly etnik grubunun geometrik desenleri ve günlük hayatını betimleyen resimleri ile süslü ilginç mezarlarının keşfi. Adanın güneybatısında, deniz kıyısında bulunan ve üzerinden Oğlak Dönencesi'nin geçtiği güneyin en büyük şehri olan Toliara üzerinden, mangrov manzarası eşliğinde bir kum pistinden ulaşılan 27 kilometre uzaklıktaki küçük bir tatil beldesine dönüştürülen balıkçı köyü İfaty'ye varış. Bu bölgede Madagaskarın en büyük ve en guzel mercan resifleri bulunmakta. Ifaty'nin kuzeyinde yer alan otele yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
04 Ekim 2018 Perşembe PerşembeIfaty
Sabah, Mangily köyüne hareket ve deniz kenarındaki 60 hektarlık Reniala doğa rezervi gezisi. Malagasi dilinde “ormanın anası” olan baobab anlamına gelen Reniara rezervi, baobab ağırlıklı değişik endemik ağaç, bitki, kuş ve sürüngen türlerini barındırmakta. Buradaki asırlık baobab ağaçları arasında yerli halkının çaydanlık ismini koyduğu 10 metreden fazla çapındaki dev bir baobab da bulunmakta. Ölümsüz ağaç olarak bilinen baobab’ın gövdesi sıcak iklim şartlarına dayanabilme olanağı veren ciddi bir su deposu görevi yapar. Su ile dolu şişkin gövdesinden dolayı yerel halk tarafından ”şişe ağaç” olarakta adlandırılmakta. Öğle yemeği için lodge’a dönüş. Öğleden sonra, Mozambik Kanalı’nın sıcak sularının keyifini çıkarabilmeniz için otelde serbest zaman. Daha sonra, balıkçı Vezo halkının yaşadığı köyü gezmek üzere pirog denilen yerli teknelerle hareket. Balıkçıların kıyıya dönüşüne tanık olabileceğiniz geziden sonra otele dönüş. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
05 Ekim 2018 Cuma CumaIfaty - Toliara - Antananarivo
Sabah otelde serbest zaman. Öğlene doğru Toliara’ya hareket. Kısa bir şehir turu ve öğle yemeğinin ardından, Tulear (Malagasy dilinde, Toliara) havalimanına transfer ve Air Madagascar Hava Yolları ile Antananarivo’ya uçuş. Akşamüstü varışı takiben, çok çeşitli yerel sanat ürününün satıldığı zaanatkarlar çarşısında hediyelik eşya satın alabileceğiniz bir gezi. Ardından otele yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
06 Ekim 2018 Cumartesi CumartesiAntananarivo - Mantasoa Gölü
Sabah, çeltik tarlaları ve geleneksel kerpiç evleriyle Madagaskarın Yüksek Topraklar diye adlandırılan bölgesini keşfederek, adanın doğusundaki Mantasoa Gölü'ne doğru yola çıkış. Yol güzergâhındaki Marozevo'da bulunan "Madagascar Exotic" olarak bilinen Pereyras çiftliğini ziyaret. Burada, aralarındaki en ünlüsü kuyruklu yıldız adlı Argema Mitri olan birkaç kelebek türünün yanı sıra, ot üzerinde yaşayan "phasme" adlı çubuk böcekleri, kurbağagiller ve en zengin bukalemun çeşitlerini görebilirsiniz. Çevredeki ormanda yaşayan iki Lemur türü ile ilk tanışma. Uluslararası Doğa Koruma Birliği'nin yaptığı araştırma, "Madagascar" animasyon filmiyle ünlenen lemurların yeryüzünde nesli en çok tehdit altında olan memeliler olduğunu gösterdi. Bu ilginç çiftlik gezisinin ardından, Mantasoa Gölü'ne doğru yola devam. Varışı takiben gölün kıyısındaki otelimize yerleşme. Öğle yemeğinin ardından, gölün çevresi ve Mantasoa köyünün keşfi. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
07 Ekim 2018 Pazar PazarMantasoa Gölü - Andasibe Milli Parkı / Perinet Rezervi
Kahvaltının ardından, Andasibe'ye doğru hareket. Yüksek Topraklar'da bir yolculuktan sonra yağmur ormanlarından oluşan Andasibe-Mantadia Milli Parkı'na varış. 1100-1250 metre yükseklikteki Andasibe Milli Parkı'nın içinde yer alan ve daha çok Perinet diye anılan Analamazotra Rezervi gezisi. Değerli Palisander ağaçları ve sarmaşıklarla kaplı, adanı en yüksek ağaçlarına sahip bu bölgede çeşitli kuş, memeli ve sürüngen yaşamakta. Aralarında büyük bir bukalemun türü olan Calumma parsonii, Eulemur fulvus fulvus, Eulemur rubriventer, Avahi laniger ve Hapalemeur griseus gibi lemur türleri de bulunmakta. Fakat rezervin özelliği sadece burada görülebilen, 70 sentimlik boyu ile zamanımızın en büyük lemur türü olan, kısa kuyruklu Indri İndri veya yöresel adıyla "babakotoyu" barındırması. Yerel halkın kutsal kabul ettiği Indri İndri aynı zamanda tek eşli olan tek lemur türüdür. Eşlerden biri ölünce, diğeri bir daha eş aramaz ve yavrularına hayatının sonuna kadar bakar. Gezinin ardında Andasibe-Mantadia Milli Parkı'nın olağanüstü konumdaki orman lodge'u olan otelimize varış. Öğle yemeğinin ardından odalara yerleşme. Öğleden sonra, "lemur adası" olarak nitelendirilen lodge'un özel rezervinde gezi. Hava karardıktan sonra, lokal rehber eşliğinde bir gece yürüyüşü yaparak, rezervin karanlıkta dolaşan canlılarını keşif. Akşam yemeği ve geceleme lodge da.
08 Ekim 2018 Pazartesi PazartesiAndasibe Milli Parkı - Manambato - Pangalanes Kanalı - Toamasina
Sabaha erken, adanın doğusundaki Manambato'ya doğru yola çıkış. Yüksek Topraklar'da bir yolculuktan sonra Manambato'ya varış ve buradan kalkan hızlı botla hareket. Göller, denizkulakları ve nehirleri birbirine bağlayan Madagaskar'ın doğu kıyısındaki 600 kilometrelik Pangalanes Kanalının, sadece Taomasina'dan Mananjari'ye kadar olan 420 kilometresi teknelerin çalışmasına elverişli olup, gezimiz bu kanalın yukarı istikamette ülkenin ikinci büyük şehri Taoamasina'ya kadar yaklaşık 100 kilometrelik bölümünü katetmekte. Akanin'ny Nofy'ye varışı takiben, Ampitabe Gölü kenarındaki bir yarımadada kurulan Palmarium özel rezervini ziyaret. Burada egzotik bitkilerin arasında Palmiye çeşitleri, kurakçıl bitkiler, sarı çiçekli akasyalar, baharatlar, orkideler bulunmakta. İnsan görmeye alışık Propithecus Verreaux coquereli, varieca varegata ve Eulemur coronatus gibi birkaç Lemur türü ile tanışma. Gezi sırasında, böcek gibi küçük hayvanlarla beslenen Nepenthes etçil bitkilerini de görebilirsiniz. Öğle yemeğinin ardından, tekne ile Hint Okyanu'suna paralel uzanan Pangalanes Kanalı'nda yolculuğumuza Toamasina'ya doğru devam. Yapılacak tekne gezisi esnasında yer yer durarak ve yer yer sazlar ve su sümbüllerinin arasından geçerek balıkçıların su üstündeki yaşantısını, değişik mallarla yüklü pirogları, çamaşır yıkayan kadınları, köyleri gözlemleme imkanı. Akşamüstü, diğer adı Tamatave olan Toamasina'nın güneydoğusunda Manangarez ırmağı üzerindeki limana varış. Odun, kumaş, hindistan cevizi veya balık yüklü büyük piroglardan oluşan son derece hareketli yüzer pazarı gördükten sonra, orada bekleyen otobüsümüzle panoramik şehir turu. Adanın idari ve ekonomik merkezi olan ülkenin ikinci büyük şehri Toamasina deniz limanından çıkan gemiler bütün dünyaya karanfil, vanilya, kahve, krom ve karides taşımakta. Otele transfer ve yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
09 Ekim 2018 Salı SalıToamasina – Reunion Adası / Saint Denis
Sabah, Palmiyelerle süslenmiş caddelerde erkeklerin yürüyerek çektikleri çek çek arabaları Toamasina'ya özel bir atmosfer katmakta. Şehirde çek çek arabalarıyla gezintinin ve panoramik turunun ardından havalimanına transfer ve Austral Hava Yolları ile Madagaskar'ın batısına 800 km uzaklıktaki Reunion Adası'na uçuş. Karşılamadan sonra, adanın başkenti Saint Denis'ye transfer ve şehir merkezindeki iyi bir konuma sahip olan otelimize yerleşme. Daha sonra şehir turu için yürüyerek hareket, Eski adı Bourbon olan adanın tam kuzeyinde bulunan Saint Denis, 1664-1769 yılları arasında tarihi bir ticari kurum olan Fransız Doğu Hindistan Şirketinin önemli bir noktasıydı. O zamanlar gemiler 8 ila 10 ay içinde Asya'ya ulaşabiliyorlardı. Taze su ve yiyecek stoklamanın yanı sıra gemileri tamir etmek ve denizde birkaç ay geçirdikleri için hastalanan mürettebatın dinlenmesi için her Avrupalı şirket stratejik uğrak yerleri oluşturmuştu. İngilizler St Helena Adasına, Hollandalılar ise Afrika'nın güney ucunda Cape Town'a yerleşmişlerdi. Madagaskar'da denemesinde başarısız olan Fransızlar, yönetici Mahé de la Bourdonnais önderliğinde, Maskaren Takımadaları'ndaki île de France (Mauritius) ve Bourbon (Reunion) adalarında sömürgelerini kurarlar. Ağustos 1664 yılında yayınlanan Krallık beyannamesinde şirketin imtiyazları şu sekilde özetlenebilir: Ticaret tekeli, işgal altındaki topraklara sahip olma hakkı, egemen adaletin uygulanması, ticaret ve savaş gemileri donatma hakkı, garnizon kurma hakkı, para basma hakkı ve hatta kölelik hakkı. Saint Denis tanıtım gezisi boyunca bu dönemi anımsatan hikayeleri dinleyip yer ve yapıları görebilirsiniz. Akşam yemeği yerel bir lokantada. Geceleme otelde.
10 Ekim 2018 Çarşamba ÇarşambaSaint Denis – Salazie – Hellbourg – Saint Pierre
Volkanik kaynaklı jeolojik bir yapıya sahip olan Reunion Adası, iki milyon yıl önce ortaya çıkan ve günümüzde artık sönen Salazie, Mafate ve Cilaos adlı üç yanardağdan oluşur.
Sabah, adanın kuzeydoğu kıyı yolunu Sainte Suzanne’e kadar takip ederek ve daha sonra bol şeker kamışı plantasyonu bulunan, ağırlıklı Tamillerin yaşadığı bir bölgeden geçerek adanın iç kesimlerinde bulunan Salazie’ye doğru yola çıkış. Sainte Suzanne’de ünlü Bourbon Vanilya’sını tanımak için Le Grand Hazier adlı Vanilya Evi’ni ziyaret.
Daha sonra, üç kraterin (caldeira) arasında en kolay erişilebilen, en büyük ve bol yağış aldığı için en yeşil olan Cirque de Salazie’ye çıkış. Mât çayının kıyısını takip eden yoğun bir bitki örtüsüyle kaplı ve “Gelin Tülü ” gibi şelalelere hakim panoramik bir yolu takip ederek UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi’ne alınan Salazie’ye varış. Salazie muz ağaçları, bambu ve değişik sebze tarlaları ile büyük bir tarım rezervi oluşturmakta. Amfitiyatro biçimindeki çöküntüden oluşan Cirque de Salazie’yi keşfettikten sonra, serin bir iklime sahip ve bir zamanlar bir termal merkezi olan Hellbourg’a varış. Öğle yemeğinden sonra, sömürge döneminde adada yaşayan Fransız kökenli halkın yarattığı “Creole” mimarisinin çok güzel örneklerini sunan köyde gezinti ve XIX. Yüzyılda ki “Creole” yaşantısına ışık tutan harikulade Villa Folio ziyareti. Gezinin ardından, adanın doğu ve güney kıyına doğru yola devam. Piton de la Fournaise yanardağının lav püskürtmesiyle oluşan ve okyanusa kadar uzanan lav tarlalarını görmek mümkün. Akşamüstü, adada yaşayan tüm etnik gruplarının görülebildiği Sainte Pierre’e varış. Şehrin kalbinde yer alan ve lagüne bakan otelimize yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
11 Ekim 2018 Perşembe PerşembeSaint Pierre – Piton de la Fournaise – Saint Denis
Sabah, adanın güneyindeki iç kesimlerine doğru hareket. Çeşitli bitki türlerine sahip Plaine des Cafres Vadisi, Derin Surlar Vadisi üzerinde bir panoramik nokta olan Nez de Boeuf ve ayı andıran uçsuz bucaksız çölsel “Plaine des Sables” adındaki kum vadisini geçtikten sonra, turistlerin birinci uğrak yeri Piton de la Fournaise’e açılan 2.311 metre yüksekliğindeki Bellecombe’a varış. UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi’ne alınan bölgenin en etkileyici manzaralarına hakim olan ve Cehennemin Zirvesi anlamındaki Piton de la Fournaise, 380 000 yıl önce ortaya çıkarak halen aktif olan bir yanardağdır. 3.071 metre yüksekliğindeki Piton des Neiges (Karlı Zirve) den sonra 2.631 metre ile adanın en yüksek ikinci zirvesini oluşturur. Faaliyete geçtiğinde yanardağın püskürttüğü lav seli doğu yamacından Hint Okyanusu’nun sularına aktığı için, her seferinde adanın yüz ölçümünün büyümesine sebep olmakta. Öğle yemeğinden sonra batı kıyısının yakınlarında bulunan bir rom fabrikası ve müzesini ziyaret etmek üzere hareket. Burada, rom elde edebilmek için şeker kamışının geçirdiği evreler hakkında bilgi edinebilirsiniz. Gezinin ardından, doğu kıyıyı takip ederek ve adanın kuzeybatı kıyısında bulunan meşhur tatil beldesi St Gilles’den geçerek Saint Denis’ye dönüş. Varışı takiben, şehir merkezindeki otelimize yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
12 Ekim 2018 Cuma CumaSaint Denis / Reunion Adası – Mauritius Adası
Sabah, şehir merkezinde serbest zamanın ardından, çok çeşitli yerel sanat ürünlerinin satıldığı zaanatkarlar çarşısında son hediyelik eşyaları alabileceğiniz bir gezi. Yerel bir restoranda öğle yemeğinin ardından, Saint Denis havalimanına transfer ve Air Austral Hava Yolları ile Reunion Adası’nın kuzeydoğusuna 230 kilometre uzaklıktaki Mauritius Adası’na hareket. Maskaren Takımadaları’nın bir parçası olan ve volkanik bir yapıya sahip Mauritius Adası’nın kıyı şeridi neredeyse tamamen, korunaklı bir ortam oluşturan mercan resifleri ile çevrili. Adanın kalbi ise büyük bir plato ve dağlar içermekte. Deniz seviyesinden 600 metre yüksekteki merkez platoda nehirler ve şelalelerin kesiştiği sönmüş kraterler bulunmakta. Mauritius, Portekiz ve Hollanda’nın ardından, 1710-1810 yılları arasında Fransız sömürgesi olmuş ve ardında adayı ele geçiren İngiltere’nin egemenliği altına girmiş. Köleliğin kaldırılmasıyla, İngiltere tarafından Hindistan’dan buraya çok sayıda işçi getirilmiş. Farklı kökenli bir nüfusa sahip bu küçük topraklarda yemek kültürü ise, bir koku ve tat cümbüşü oluşturarak, bu çeşitliliği yansıtmakta. Akşamüstü Mauritius havalimanına varışı takiben adanın kuzeybatısındaki Mauritius'un başkenti Port Louis’e hareket. Burada bulunan “Waterfront” otelimize yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
13 Ekim 2018 Cumartesi CumartesiMauritius Adası - İstanbul
Günü egzotik adanın keşfine ayırıyoruz. 1735 yılında Fransız vali ve öncü Mahé de la Bourdonnais tarafından kurulan ve dönemin Fransa Kralı XV Louis'nin adını alan başkentin keşfi. Panoramik turu sırasında Çin, Müslüman ve Fransız mahalleleri, darıcık sokaklar ve palmiyelerle süslenmiş geniş caddeler ve İngiliz sömürge döneminden kalma kaleyi görebilirsiniz. Renkli merkez pazarı gezisinden sonra, başkent Port Louis’in hemen yakınında bulunan ve Mauritius’un en gözde gezi yerlerinden biri olan botanik bahçesini tanımak üzere hareket. 1767’de kurulan botanik bahçesinin eski adı olan Pamplemousses, adaya bağımsızlığını kazandıran Sir Seewoosagur Ramgoolamadı ile 1988’de değiştirildi. Devasa ağaçlar, dev nilüferler gibi su bitkileri, tıbbi bitkiler, orkide ve baharat çeşitleri bakımından zengin olan botanik bahçesi dünyanın en eskilerindendir. Gezinin ardından yerel bir restoranda öğle yemeği. Öğleden sonra, Curepipe kasabasına doğru yola çıkış. Göz alıcı sönmüş bir krater olan Trou aux Cerfs’i keşfettikten sonra, adanın en büyük su havzası “ Mare aux Vacoas ” dan geçerek Hindularca kutsal sayılan “Grand Bassin”in (Ganga Talao) ve Hindu Tapınağı’nın gezilmesi. Son olarak, şaşırtıcı bir renk kontrastı sunan ve inişli çıkışlı Yedi Renkli Toprak Tepesi ile şelalerinin meşhur kıldığı Chamarel köyü gezisi. Akşamüstü havalimanına transfer ve Türk Hava Yolları ile saat 20:05’te istanbul’a hareket.
14 Ekim 2018 Pazar Pazarİstanbul
Saat 04:45’te İstanbul’a varış.